SERDARLI
okuma süresi: 6 dak.

Eroğlu, Serdarlı'nın Kurtuluş Töreni'nde konuştu...

Eroğlu, Serdarlı'nın Kurtuluş Töreni'nde konuştu...

Eroğlu, Serdarlı'nın Kurtuluş Töreni'nde yaptığı konuşmada "Umarım yanılırız ve Ekim ayında karşımızda farklı bir Rum tarafı buluruz dedi...

Yayın Tarihi: 14/08/13 20:30
okuma süresi: 6 dak.
Eroğlu, Serdarlı'nın Kurtuluş Töreni'nde konuştu...
A- A A+

Cumhurbaşkanı Sayın Dr. Derviş Eroğlu'nun Serdarlı'nın Kurtuluş Töreni'nde yapatığı konuşma aşağıdaki gibidir:

"Sevgili Serdarlılı kardeşlerim, değerli katılımcılar, 14 Ağustos 1974'ün Kıbrıs Türk tarihinde çok ayrı bir yeri vardır. 14 Ağustos 1974'te başlayan Kıbrıs Barış Harekatı'nın ikinci aşamasıyla bugünkü sınırlarımız çizildi.

14 Ağustos'ta başlayan aşamayla üzerinde güvenle yaşadığımız bir toprak parçasına kavuştuk ve kendi kaderimizi tayin hakkımızdan hareketle adım adım ilerleyerek Devletimizi kurduk.

Önce en büyük Türk kantonu olan Serdarlı kurtuldu, ardından Mağusamız, Lefkemiz.... 39 yıl sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde güven içerisinde yaşıyor, geleceğe yönelik projelerimizi umutla ortaya koyabiliyorsak bunun tek sebebi direnişimiz, özverili mücadelemiz, şehitlerimiz ve Anavatan Türkiye ile birlikte Milli Davamıza sahip çıkmamızdır.

Değerli kardeşlerim 1 Ağustos 1964'te Serdarlı'da doktorluğa başladım. O günlerin acılarını, yokluklarını, hüzünlerini, içinde bulunduğumuz durumu iyi bilen bir kardeşinizim.

20 Temmuz 1974'te ise Mağusa Seferi Türk Hastanesinde doktor olarak görev yapıyordum.

1964-1974 arasında ne güçlüklerle, ne yokluklarla mücadele ettiğimizi bugün anlattığımız zaman gençlerin inanası gelmiyor.

Dolaşım özürlüğümüz yoktu. Barikatlarda yoklanıyorduk. 103 köyden kovulmuştuk pek çok köyümüze geri dönmemize, " güvenliğinizi garanti edemeyiz" denilerek engel olunuyordu. Direnişimiz için mevzi, siper yaparız diye çimento, demir, çivi, kereste, tel alamıyorduk, bulamıyorduk.

Bırakınız iş kurmayı, geliştirmeyi mevcutları teker teker kapatıyorduk. Tek düşüncemiz biraz daha direnmek, yok olmamak, esir düşmemek ve gün gele Anavatan Türkiye'nin müdahalesi ile yarınlarımızı güvence altına almaktı. O günleri bilmeli, öğrenmeli ve anlatmalıyız.

1974 öncesi yaşantımızla ilgili yalan, yanlış propagandalar yapılması Kıbrıs Türk Halkı'na fayda değil zarar verir. Tekrar ifade ediyorum; 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Türk Barış Harekatı bizler için yeniden doğuş anlamı taşır. Az önce Muratağa, Atlılar, Sandallar toplu katliamında şehit olan kardeşlerimizi andık.

Eğer 15 Temmuz 1974 Rum-Yunan darbesi sonrasında Anavatan Türkiye Kıbrıs'a müdahale etmeseydi acaba ne olurdu Kendi ulusundan, kendi halkından insanları Kıbrıs Yunanistan'a bağlansın diye öldürenler acaba Kıbrıs Türk Halkı'na ne yaparlardı? Bu soruların yanıtı Ayvasıl, yani Türkeli'nde, Kumsal'da, Muratağa, Atlılar, Sandallar'daki Rum-Yunan katliamlarında vardır.

Değerli kardeşlerim, savaşın acılarını çok yakından yaşamış bir kardeşiniz olarak barışın değerini çok iyi bilirim. Barışı en az onu istismar etmek için gece gündüz ağzından düşürmeyenler kadar ben de isterim. Ama kimse bize emrivakilerle, bizleri 1974 öncesine götürecek bir dayatma yapamaz.

Ben Kıbrıs Türk Halkı'nın içinden çıktım, halkımın düşüncelerini, istemlerini ve çıkarlarının nerede olduğunu biliyorum. Halkımın bana verdiği görevin de bilincindeyim.

Ben Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanıyım ve bu Devlet'in kuruluşuna yaşasın, yücelsin, halkı güven ve refah içinde olsun diye oy vermiş biriyim.

Anlaşma yapmak zor değildir. Verirsiniz istenilen tavizleri anlaşma olur. Peki ama ardından ne olur? Esas olan sağlam, kalıcı, yaşayabilir, hak ve adalet ölçülerini gözeten bir antlaşma yapılmasıdır. Biz böyle bir antlaşama varız. Az önce Muratağa, Atlılar ve Sandallar şehitlerini anma töreninde de ifade ettiğim üzere artık bir sonuca ulaşılması zamanı gelmiş, hatta geçmiştir.

Rum komşularımız akıl yoluna, barış yoluna gelirse bir antlaşma mümkündür.

Ne var ki son günlerde giderek yoğunlaşan istemlerine ve attıkları adımlara bakıldığı zaman umutlu olduğumuz söylenemez. Hala ne diyorlar?


* Peşinen Maraş'ı veriniz.

* Ardından da topraklarınızın nerdeyse dörtte birini terk etmeye hazırlanınız.

* 100 bin Rum'u içinize alınız.

*Bir kısım Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşını yok sayınız.

* Egemenlik üzerinde durmayınız.

* Yeni bir devlet kurulmasını istemeyiniz.Rum Devleti'ne dönüşen Kıbrıs Cumhuriyeti varılacak antlaşmalara uygun olarak isim değiştirip devam edecek

*Ada'nın etrafındaki hidrokarbon yatakları bizim istediğimiz gibi değerlendirilir, bu konuda Türkler ne düşünür, ne önerdi umurumuzda bile değil,

*Türkiye'nin etkin garantisinden mutlaka vazgeçiniz .

Rum görüşleri özetle bunlar... Umarız yanılırız ve Ekim ayın başında masada bambaşka bir Rum tarafı bulur, kaldığımız yerden görüşmelere devam ederek bir sonuca ulaşırız. Değerli kardeşlerim Serdarlı benim köyüm gibidir.

Her geldiğimde ve yoldan geçerken Serdarlı ve diğer köylerimizin, yerleşim birimlerimizin geliştiklerini izlemek, görmek beni çok memnun eder. İnşallah bu gelişme artan bir hızla devam edecek.

Belki tam istediğimiz noktaya henüz gelmedik ama inanınız 1960'ları, 1970'leri, 1980'leri düşündüğümüz zaman çok yol kat ettik. Umutsuzluğa gerek yok. Ben gelecekten eminim. Halkımız çalışkandır, bilgi birikimi, eğitim seviyesi oldukça yüksektir.

Sorunlar geride kalacak ve yarınlar daha güzel olacaktır. Bu vesile ile bir kez daha tüm şehitlerimizi rahmetle, kurtuluşumuza,özgürlüğümüze mücadeleleri ile katkı koyan tüm gazilerimizi şükranla anıyoruz...Serdarlı'nın 39'ncu kurtuluş yıldönümünü yürekten kutluyor, özgürlüğümüz daim olsun diyoruz...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.