Yurttaşlık,kimlik kartının renkleri

Yayın Tarihi: 17/08/11 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Günlerden beri "Yurttaşlık" tartışılmaktadır.

Kime yurttaşlık verilecek?

Kime verilmeyecek?

İkamet izni verilecekse bu siyasal hakları da kapsayacak mı?

Beyaz kart mı,yeşil kart mı verilmeli?Seçme seçilme hakkı verilmezse bu nasıl bir uygulama olacak?

İçişleri Bakanlığı bu konuda bir açıklama yaparak spekülâsyonları dindirmek istedi.Önce bunu sunayım,sonra eski ve yeni uygulamalara değinip birlikte sonuç çıkaralım.

Haber TAK'a ait.

Basındakinin bir bölümünü aktarıyorum:

"Bakanlık Basın Bürosu'ndan yapılan açıklamada, KTAMS'ın bakanlık ve hükümete yönelik açıklamasında, "UBP hükümeti, 2009'dan beridir aldığı talimatlar ile uyguladığı politikalarla Kıbrıslı Türkleri yok olma noktasına getirmiştir" denildiğine işaret edildi.

(Bunun açılımı seçime çeyrek kala yeni yurttaşlık dağıtmak ve oy sağlamak demektir.

Şimdilerde sık sık bu itham yapıldığı için artık ölçüsü ve anlamı da kalmadı.)

Bakanlık açıklamasında, bu açıklamayla KTAMS'ın vatandaşlık üzerinden siyaset yapmaya çalıştığı ifade edildi: "Kamuoyunu yanlış bilgilendiren ve yanıltan bu açıklamada KTAMS da çok iyi bilmektedir ki iddia ettikleri gibi, Temmuz ayında 125 yeni vatandaşlık verilmemiş ve yeni KKTC vatandaşlığı alanlar da eş durumundan dolayı vatandaşlığa kabul edilmiştir".

Eş durumundan vatandaşlık hakkının tüm dünyada uygulandığı şekliyle uluslararası hukuk çerçevesinde KKTC'de de, evliliğin paravan olmaması kaydıyla uygulanmaya devam edildiği belirtilen açıklamada,"KTAMS'ın yaptığı yazılı açıklamada özellikle hükümetimizi hedef alması ve '2009'dan beridir' ifadesini kullanmasını da yadırgamaktayız" ifadesi kullanıldı.

KTAMS açıklamasında, Türkiye Cumhuriyeti hükümetleriyle ilişkinin "asimilasyon ve entegrasyon politikası" olarak ifade edilmesinin de çarpıtma olduğu belirtilen Bakanlık açıklamasında, şöyle denildi:

"Sendika yönetimi eğer KKTC devleti ile Anavatanı Türkiye Cumhuriyeti'nin işbirliği yapmasından ve iyi ilişkilerde bulunmasından rahatsız ise, bunu açıkça söylemelidir.

Kaldı ki, KKTC'nin kurulmasında ve yaşatılmasında, bizi tanıyan tek ülke olan Anavatan Türkiye'ye karşı sendika yönetimi tarafından dile getirilen 'asimilasyon, entegrasyon politikası' söylemine ve iki ülkenin tarihe dayanan ilişkilerinin bu tarz söylemlerle yıpratılmaya çalışılmasına karşı olduğumuzu belirtmek isteriz."

Bugüne kadar Yurttaşlık konusuna hafifce değindim.

Ancak anlaşılıyor ki konu enine boyuna artık ele alınmalı ve sonuca ulaştırılmalıdır.

Çünkü 20 Temmuz 1974'den sonra Yurttaşlık konusu ile ilk bizim Hükümetimiz karşı karşıya kaldı.

Gereğini de en iyi şekilde yaptığımıza inanıyorum.

Bu toprakların nufusa gereksinimi vardı.

Ama bu nufus "İşçi" değil "Yurttaş" olmalı,bu toprakları vatan olarak benimsemeli idi.

Bunu yaptık.

Başardık.

Bomboş kalan toprakları verimli hale soktuk.

Kim ne derse desin.

Bunu güneydeki Rum da yaptı.Kimse o tarafa bakmadan bu tarafı suçlamaya kalkamaz.450 bin nufusu olan Güney Kıbrıs nasıl 1 milyon nufusa fırladı?

Komşuya bakmadan bizim namusumuzu sorgulayanlar için bunu işaret ediyorum.

Çünkü Rumun sümüğü kimine tatlı geliyor!

Şimdi,yıl 2011 ve KKTC'de "Nufus ve yurttaşlık "tartışması sürüyor.

Bugün artık 1974 değil.

O yılın koşulları da yoktur.

O durumda hedef de aynı değildir.

O hâlde alınacak önlemler Dünya'da geçerli kalıplar içinde olacaktır.Arazi belli,nufus belli,olanaklar belli.

Ben her sabah Lefkoşa sokaklarında Afrika'dan gelen insanların acı içinde ve de eminim aç dolandıklarına tanık olunca kahroluyorum.Konu sadece Türkiye'den gelen ve emeği ile kazanç sağlamaya çalışan kişilerin konusu değildir.

KKTC'de ekonomik faaliyetler çeşitlendikçe buraya koşanlar da çeşitlenmektedir.

Afrika ülkelerinden sonra Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden gelen insanlar asgari ücretin çok altında çalıştırılmaktadırlar.

Hatta evlerde ailelere veya çocuklara bakmak için Türkmenistan'dan nufus aktarması organize olarak yapılmaktadır.

Bir miktar Balkan ülkelerinden gelenler de vardır.Buna Rusya,Ukrayna,Gürcistan,Makendonya'yı da baş sıralara koyabiliriz.

Türkiye'den hem sermaye sahipleri hem de emekçi gelmektedir.İhale alan firma çalışanı da getirmektedir.

Bunu sadece inşaat sektörü için düşünmeyiniz.

Bankalar nerede ise tüme yakın personellerini Türkiye'den taşımaktadırlar.

Bu nitelikli nufus demektir.

Bunun KKTC'ye katkısı büyüktür.Kültür düzeyi yüksek istihdam o ülkeye büyük katkı sağlar.

Bir de Türkiye,İngiltere,Almanya,Rusya ve hatta Orta Asya ülkelerinden KKTC'de konut satın alıp buraya yerleşenler de vardır.

Gelirlerini dıştan sağlamakta,harcamalarını burada yapmaktadırlar.

Genelde yaz döneminde süper marketleri ve resturantları besleyenler bunlardır.

Şimdi bu nufus akışına bakarak karamsar tablo çizmek yerine KKTC ekonomisini,kültürünü,sporunu,sosyal hayatını da bir ve bütün olarak düşünerek "Yurttaşlık,Geçici İkamet ve Daimi İkamet" uygulamasına nasıl çeki düzen verileceği kararlaştırılmalıdır.Örnek olarak birçok ülkelerdeki uygulama alınabilir.

Özet vereyim:

1.1974 sonrasında biz hem yurttaşlık verdik hem de beyaz kimlik.Bu KKTC yurttaşlarının dışındakilere verilmişti.Seçme seçilme hakları yoktu.

2.Yeni uygulamada evlilik bile mercek altında olarak yurttaşlık kararı verilmelidir.Sahte ve yurttaşlığı hedef alan evlilikler kabul edilmemelidir.

3.Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği için doğumdan yurttaşlık aranmalıdır.1974 sonrası sağlanan yurttaşlıklar bu açığı sarmıştır.Yerel yönetimlerde ise belirli yılda seçme ve seçilme hakkı mutlak surette verilmelidir.

4.KKTC'de devamlı ikamet edecek ve iş ve gelir sahibi olanlara yeşil devamlı ikamet kartı verilerek sorunları çözülmelidir.

5.İşçi veya teknisyen girişi "İşveren sorumluğu" altında çözülmeli,asgari ücret ve sosyal güvenlik konusu birlikte bağlanmalıdır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer İsmet KOTAK yazıları