Öfkeli seyirciliğin ötesine geçebilmektir sorumluluğumuz...

Yayın Tarihi: 22/03/12 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Ülkemiz kötü ve hedefsiz yönetiliyor…

Kötü ve hedefsiz yönetim insanımızı yaşamdan bezdirecek boyutlara ulaştı…

Sorunlar insanımızın yaşam kalitesini yok ediyor…

Gelecekten ümidini kaybetmesini körüklüyor…

Sorunlara çözüm üretmek kaçınılmazdır…

Sorunları yaratanlara dur demek her bireyimizin sorumluluğundadır…

Devletin sürdürülebilir bir yaşama, kaynaklarının verimli kullanılmasına ve arzulanan demokratik sosyal, hukuk düzenine ulaşılması hedefine ısrarla sahip çıkmalıdır…

Tüm olumsuzluklara ve bizi bu hedeften uzaklaştıran uygulamalarla sıkıntı yaşayan ve geleceğe umutla bakmakta zorlanan insanımız ne yapmaktadır?

Muhalefet partileri neden yeterince sorumluluk almıyor?

Bir kısmı açıklama yapma ve sözde eleştirinin ötesine geçememektedir…

Bir kısmı da şikayet ettikleri hükümet uygulamalarına rağmen hükümet partisi ile birleşmek bütünleşmek derdinde…

Sonuç alamayacak eylemler ve kısır söylemlerle zamana oynamak ve iktidar partisinin yıpranmasını beklemek hükümete yapılan tüm eleştirileri anlamsızlaştırıyor…

Yıllardan beri ülkemizde hüküm süren yönetim anlayışı bizi dibe düşürdü, duvara vurdurdu…

Bozulan yapıyı tekrardan normalleştirmek adına, halkımızın geleceği endişesinden kurtulmak adına tüm baskılara rağmen nüfusumuzun büyük çoğunluğu meydanlara dolmuştu…

Uyutulmak, buzdolabında dondurucuya kapatılmak halkımıza yapılabilecek en büyük kötülüktür…

Buna yol açan sessizlik, olaylara kayıtsız kalmak ve çıkacak kötü sonuç üzerinden görev beklemek soruna çözüm aramak sorumluluğu taşıyamaz…

Her geçen gün kan kaybeden yurdumuzdaki yaşama seyirci kalındıkça müdahale edilmedikçe yoğun bakıma alınma şansına bile sahip olamayacak sona koşmaktadır…

Yanlışa yanlış eklemekle sorunlara çözüm bulabilmek mümkün değildir…

O nedenle her bir birey, örgütlü örgütsüz tüm halkımız geleceğine sahip çıkmak zorunda olduğunu anlamalı ve sorumluluğu üstlenmelidir…

Bozulan düzene karşı ayağa kalkmadan, yetkililerin tutuğu yanlış yoldan dönmelerine ısrarlara sahip çıkmadan durmak kabul edilemezdir…

Tüm ikazlara ve sorumluluğa çağrılara kulak vermiyorsa hükmettiğini sanalar demokratik yollardan seçime zorlanmalıdır…

Bunun dışında zaman geçirmeye şans verecek bekleyişler hastalığa şifa olmayacaktır.

Hükümeti seçime zorlamak, halkın arzuladığı sosyal adaleti yakalamak, insanına huzur ve refah içerisinde yaşam sunmak hedefli mücadele bir zorunluluktur…

Bu zorunluluğun yüklediği sorumluluk ise siyasi partiler aracılığı ile örgütlü örgütsüz tüm kıbrıstürk halkının sırtındadır…

Yurdumuzda yaşanan tüm olumsuzluklar karşısında çekilmez ve kabul edilemez boyutlara ulaşan uygulamalara eleştiri getirmenin ötesinde alternatif yaratamayanlar ne yapmayı düşünmektedirler…

Sahip oldukları makamları koruma ve fırsat yakalama anlayışı içerisinde bekleyen yetkililer, halkımızın umudu olduklarını nasıl iddia edebilmektedirler?

Halkımızı kişisel veya gurupsal beklentilerine kurban ettikleri görüntüsü sırıtmaktadır…

Hükümet icraatları karşısında yapılan açıklamalar yurdumuzdaki yaşamı işaret ediyor ve bu yaşam kabul edilemez ise oturmak beklemek ve müdahale etmemek ne anlama gelmektedir?

Ben yurdunu, insanını ve geleceklerini önemsediklerini iddia edenlerin yapılan yanlışlar ve gidilecek kötü sonu işaret etmelerine rağmen tutumlarını, halkı ve yurdumuzdaki düzeni kurtarma çabası olarak göremiyorum…

Olaylar söylendiği kadar vahim sonuçlar yaratacak kadar tehdit ediciyse, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve yaşananlardan hoşnut olmayan insanımızın duruşu öfkeli seyircilikten öteye gitmemektedir…

Bu duruş kıbrıstürk halkının sorunlarının büyük tehdidi karşısında ihtiyaç duyduğu duruş değildir…
Yanlış yolda olduğunu söylediğimiz hükümetten kurtulmak ve geleceğimize sahip çıkmak yolunu işaret edenlerin, gidilecek

yolunun rehberliğini yapmak için en öne geçmeleri gerekmez mi? …

Neyi bekliyorsunuz yangın varsa ve yok ederek büyüyorsa? Her şey yansın kül olsun ve küllerimizden yeniden mi doğmayı?

Siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri halk adına üstlendiklerini iddia ettikleri sorumluluklarını zamanında yerine getirmek zorundadırlar değerli dostlar...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Tahsin MERTEKCİ yazıları