İÇ HABERLER
okuma süresi: 22 dak.

Adaylar: "Kadınlar masada olacak"

Adaylar: "Kadınlar masada olacak"

Kıbrıs Postası'na konuşan Cumhurbaşkanı adaylarından Eroğlu, Akıncı, Siber ve Onurer kadınların Müzakere masasında yer alacaklarını ifade ettiler…

Yayın Tarihi: 11/03/15 10:21
okuma süresi: 22 dak.
Adaylar: "Kadınlar masada olacak"
A- A A+

Kıbrıs Postası - Firuzan NALBANTOĞLU

Kıbrıs Postası'na konuşan Cumhurbaşkanı adaylarından Eroğlu, Akıncı, Siber ve Onurer kadınların Müzakere masasında yer alacaklarını ifade ettiler…

Kıbrıs Postası, Cumhurbaşkanı adaylarına kadınların müzakere masasındaki yeri ile ilgili ne düşünüp ne yapacaklarını sordu. Derviş Eroğlu, Sibel Siber, Mustafa Akıncı ve Mustafa Onurer, kadınların müzakerelerde yer alacağını söylerken bağımsız aday Özersay görüş vermedi.

Mevcut Cumhurbaşkanı Eroğlu, geçmiş siyasi yaşamı boyunca pek çok kadının devlette üst düzey görevde yer alışında üstlendiği rolleri hatırlatırken; Bağımsız aday Akıncı, bu konuyla ilgili kapsamlı olarak hazırlanmış Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Danışma Kurulu'nun hazırladığı raporda ekibinin etkili bir şekilde söylendiği role dikkat çekti.

CTP-BG Cumhurbaşkanı adayı Siber, Kadınların müzakere sürecine mutlaka dâhil edilmesi gerektiğini, Müzakere masasına kadın bakış açısının dâhil edilmesinin esas önem taşıyan nokta olduğunu belirtirken; KSP adayı Onurer, kadınların aktif olarak yer almadıkları bir Kıbrıs hayalinin kurulamayacağını vurguladı…

Bağımsız aday Kudret Özersay ise bu konuda Kıbrıs Postası'nın ısrarlı çabalarına rağmen yoğun programını gerekçe göstererek görüş vermedi…

"Başbakanlıkta kadın birimini ilk önce ben oluşturdum"

KP: Kadınların müzakere sürecine dâhil edilmesi ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Bununla ilgili ne yapacaksınız? Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 1325 sayılı kararını müzakerelerde uygulayacak mısınız? Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Danışma Kurulu'nun (GAT) önerilerini uygulamayı düşünüyor musunuz?

Cumhurbaşkanı Eroğlu: "Kadınlarımız ve Erkeklerimiz toplumu oluşturan iki farklı cinsiyet gibi görünse de bir birinin ayrılmazı ve olmazsa olmazıdır. Ben her türlü ayrımcılığa karşı çıkan bir siyasetçiyim. Kadınlarımızın yükselmesinden, yücelmesinden, gelişmesinden gurur duyarım ve hiç bir zaman hak ettiği noktada hanımlarımıza, kadınlarımıza görev vermekten kaçmadım. Bazı hanımlarımızın günü gelince Devlet'te en üst noktalara gelmelerinde imzalarım vardır. Başbakanlıkta kadın birimini ilk önce ben oluşturdum. Kadınlarımızın milletvekili olabilmesi için kontenjanımı kullandım. Pek çok Müsteşar, Müdür kadınımız var ve bunların çok büyük bölümünün atanma yazılarının altında benim imzam yer aldı. Kadınların siyasette daha fazla sayıda yer almalarına tabii ki sıcak bakıyorum. Kadın nasıl ki yaşamın vazgeçilmezi ise siyasetin de vazgeçilmezidir.

Şu anda da müzakere heyetimizde iki hanımımız etkin bir şekilde görev almaktadır. 11 kişilik görüşmeci heyetimize katkı koyan arkadaşlarımız, kardeşlerimiz arasında 7'si kadındır…"

"Kadın Konseyi ile Gençlik Konseyi kuracağız"

"Halk Konseyimiz ile halkımızın her kesiminin görüşlerini alma yoluna gittik ama yeni dönemle birlikte sadece Kıbrıs konusunda değil diğer konularda da devrede olacak bir Kadın Konseyi ile Gençlik Konseyi kuracağız. Ancak Kıbrıs konusu kadınlar devreye girmediği için çözülmedi düşüncesi doğru değildir. Kıbrıs konusunun kalıcı, adil, yaşayabilir, gerçeklere dayalı bir antlaşma ile sonuçlanmamasının önündeki engel Rum tarafıdır. Rumlar haksız bir şekilde gasp ettikleri Kıbrıs Cumhuriyeti unvanını bizim aleyhimize kullanmaktan ve nimetlerinden yararlanmaktan vazgeçmek istemedikleri için antlaşmaya yanaşmıyor.

Bu avantajlarından vazgeçmek için bize dayatmak istedikleri şartlar ise bizi mahvedecek içeriktedir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun Kadınlarla ilgili çeşitli kararları tabii ki önemlidir ve bizim tarafımızdan da takip edilmektedir ama BM'nin öncelikle yapması gereken bize yönelik haksızlıkları gidermek olmalıdır.

KP: Müzakere masasında Güven Yaratıcı Önlem olarak ne gibi önerileriniz olacak?

Cumhurbaşkanı Eroğlu: "Güven Yaratıcı Önlemlere eğilmekle Kıbrıs konusunun istenilen şekilde bütünlüklü ve kalıcı şekilde halledilemeyeceği birçok kez yaşanan deneyimlerle ortaya çıkmıştır ama ben yine de çözüme katkı sağlasın diye destekliyorum.

23 Nisan 2003 tarihinde, tek taraflı bir güven yaratıcı jestte bulup, sınır kapılarının karşılıklı geçişlere açılması kimin Başbakanlığı döneminde gerçekleşti. Başta Başkent Lefkoşa olmak üzere iki tarafa da uygun olan yeni kapıların açılması için kim çalışmalar yaptı ve yapmaya devam ediyor."

"Tam tersine bize zarar verme, bizi yok sayma amaçlı…"

"Ortak ürünümüz olan Hellim'in tescili konusunda ortak başvuru yapılması, hidrokarbonlar konusunda geçici bir ortak komite kurulması, Kıbrıs'ı mayınsız bir adaya dönüştürmek için kara mayınlarının temizlenmesi konularında Rum tarafıyla işbirliği yapma önerileri kim tarafından getirildi. Her iki tarafta günlük yaşamı iyileştirmeye yönelik Teknik Komitelerin değerli çalışmalarına kim tam destek veriyor… Maalesef bu konularda Rum tarafının izlediği siyaset, dostluk ve güven yaratmaya yönelik değil tam tersine bize zarar verme, bizi yok sayma amaçlıdır…"

"Herkesin hak ve özgürlüklerine saygılıyım"

KP: Kıbrıs'taki LGBT bireylerle ilgili düşünceniz nedir?

Cumhurbaşkanı Eroğlu: "Herkesin hak ve özgürlüklerine saygılıyım. Bu hak ve özgürlüklerin çağdaş gelişmeler çerçevesinde ele alınmasından yanayım. Bunlar tartışılsın, konuşulsun ve halk için ne doğru ise o yapılsın. Benim hükümetlere önerim budur.

"Çatışma-savaş alanlarında en büyük mağdurlardan biri kadınlar"

KP: Kadınların müzakere sürecine dâhil edilmesi ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Bununla ilgili ne yapacaksınız? Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 1325 sayılı kararını müzakerelerde uygulayacak mısınız? Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Danışma Kurulu'nun (GAT) önerilerini uygulamayı düşünüyor musunuz?

Bağımsız aday Mustafa Akıncı Kıbrıs Postası'nın sorularını şöyle yanıtladı.

"Kadınların sadece müzakere süreçlerinde değil, hayatın tüm alanlarında etkili biçimde yerini alması gerektiği inancındayım. Çözüm ve barış süreçlerine kadınların katılımını öngören BM Güvenlik Konseyi'nin 1325 sayılı kararı doğru ve yerinde bir karardır. Çatışma ve savaş alanlarında en büyük mağduriyeti yaşayanlar çocuklar ve kadınlardır. Bu nedenle de savaş ve çatışmaların bir daha yaşanmaması için barış koşullarının yaratılmasında etkin rol almaları önemlidir. Dahası, dünyanın yarı nüfusunu da oluşturan kadınların tüm süreçlerde yer almaları gerekir. Müzakere sürecinde de kadınların yanında, sivil toplum ve gençlerin de yer alması gerektiğini de ayrıca belirtmek istiyorum. Kuşkusuz bu, bilgi ve niteliğe bağlı olarak, müzakere masasına daha yakın bir çerçevede olabileceği gibi, sivil toplum platformu çerçevesinde sürekli etkileşim ve karşılıklı iletişim sağlanmalıdır…"

"45 sayfalık raporda ekibimiz de var"

"Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Danışma Kurulu'nun bu konuya ilişkin hazırladığı, somut öneriler içeren 45 sayfalık raporundan elbette yararlanmanın yolunu bulacağız. Bu raporda yer alan önerileri hazırlayan arkadaşların bazıları da, zaten gönüllü ekibimizde yer almaktadır.

KP: Müzakere masasında Güven Yaratıcı Önlem olarak ne gibi önerileriniz olacak?

"Kapsamlı çözüme paralel olarak, Güven Artırıcı Önlemler'in uygulanmasının her iki toplumun yaşamına olumlu etkiler yaratacağı ve sorunun çözümüne katkı sağlayacağına inanıyorum. Bu kapsamda, Kapalı Maraş bölgesinin iki toplum yararına olacak şekilde BM gözetiminde açılması, işsiz gençlere iş bulma imkânlarının yaratılması, iki toplumun müteahhitleri ve iş insanlarının yatırım olanaklarının artırılması, bunlara eş zamanlı olarak Mağusa Limanı'nın doğrudan ticarete ve Ercan Havaalanı'nın doğrudan uçuşlara kullanılır hale gelmesinin kuşkusuz yararı olacaktır…"

"Ara formüllerle…"

"Mobil telefonların her iki tarafta da kesintisiz kullanılabilmesi, ara formüllerle Kıbrıs Türk gençliğinin de uluslararası spor alanlarına inmesinin sağlanması; halen yürütülmekte olan tarihi ve kültürel çevrenin korunmasına ilişkin restorasyon çalışmalarının devam etmesi, bu kapsamda atılabilecek adımlardandır. Lefke Aplıç ile Mağusa Derinya kapılarının, çözümü beklemeden açılması gibi yapıcı ve yakınlaştırıcı adımların Kıbrıs sorununun çözümü için sarf edilecek uğraşlara paralel bir şekilde atılması, elbette çözümü tetikleyici unsurlardır…"

"Ayrımcılık söz konusu olamaz"

KP: Kıbrıs'taki LGBT bireylerle ilgili düşünceniz nedir?

"Dili, dini, ırkı, rengi, kökeni, cinsel yönelimi ne olursa olsun, herkesi eşit bireyler olarak görüyoruz. Müzakere masasından kasıt, müzakere eden heyetse, müzakere heyetleri, müzakere edilecek konularda uzman bireylerden oluşturulacaktır. Bu kişilerin belirlenmesinde herhangi bir ayrımcılık söz konusu olamaz. Kriter, yetkin, bilgili, donanımlı, müzakerelerde lidere yardımcı olacak bireyler olmalarıdır. Bu heyette elbette bu donanımdaki bireylerin varlığı önemliyken, bu bireylerin seçiminde hiçbir şekilde ayrımcı bir tutum içerisinde tabii ki olmayacağız."

"Aktif ve sürekli olarak yer alacaklar"

KP: Kadınların müzakere sürecine dâhil edilmesi ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Bununla ilgili ne yapacaksınız? Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 1325 sayılı kararını müzakerelerde uygulayacak mısınız? Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Danışma Kurulu'nun (GAT) önerilerini uygulamayı düşünüyor musunuz?

KSP ve Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Onurer ise Kıbrıs Postasının sorularını şöyle yanıtladı; "Doğrudan Demokrasi siyaseti nedeniyle sadece Kıbrıslı kadınlar değil, Kıbrıs'ın tüm vatandaşları (ve giderek Kıbrıs'ta yaşayan tüm bireyler) Kıbrıs sorununun çözümü sürecinde aktif ve sürekli olarak yer alacaklardır.

Partimiz açısından tüm yaşamında kadınların aktif ve sürekli olarak yer almadıkları bir Kıbrıs hayal bile edilemez!

Bilinir ki; partimiz açısından Kıbrıs sorunun çözümü süreci Kıbrıs'ın Rum ve Türkleri (ve diğer azınlıklar) arasında ve Kıbrıs ile Türkiye, Yunanistan ve İngiltere arasında sömürge ve baskı siyasetinin son bulması, kardeşlik ve dayanışma ilişkilerinin kurulması, savaşlar ve milli ve dini düşmanlıkların yasaklanması, demokrasinin ve barışın elde edilmesi sürecidir. Bu süreç aynı zamanda Kıbrıs'ta emperyalizme karşı doğrudan demokrasiyi uygulayan birleşik cephe hükümetinin kurulması ve KSP'nin bu hükümet için önerdiği programın hayata geçirilmesinin sürecidir de. Başka bir süreç de değildir..!"

"Kıbrıs halkı karar verecek…"

"Biz bu sürecin sonuç alıcı olması için 'BM gözetiminde, toplum önderleri' tarafından yürütülen bir 'müzakere süreçi' olarak el alınamayacağını, NATO ve AB (ve onun savunma örgütü) çerçevesinde kalınarak özgür ve barışçıl bir sonuca ulaşılamayacağını ve son 50 yılın tecrübelerinin bunu yeterince kanıtladığını düşünüyoruz.

Kıbrıs sorununu Kıbrıs halkı, Kıbrıs'ın kadınları kendileri pek çok yöntem yanında doğrudan demokrasi yöntemlerini de kullanarak çözeceklerdir. Kıbrıs'a ve Kıbrıs halkına hiçbir ülke veya bireyin hiçbir empozesini kabullenmediğimizi ve bu empozeleri kabullenmek çerçevesinde bizden talep edilen 'müzakereleri' de kabullenmediğimizi tekrarlamak isteriz! İlla ki müzakere gerekecekse onun nasıl bir müzakere olacağına da Kıbrıs'ın halkı, dolayısıyla Kıbrıs'ın kadınları ve erkekleri karar verecektir!

Yani Partimiz açısından 'müzakere sürecine' Kıbrıs'ın kadınları ve LGBT bireyler temsilcileri üzerinden değil, doğrudan katılacaklardır.

GAT önerilerine yaklaşımımız da bu çereçevede oluşmaktadır. Malesef BM ve üyesi ülkeler savaş propagandasının insanlık düşmanı bir suç olduğunu kabullenmiyorlar. Savaş yapmanın kadınları ve çocukları katlettiğini ve savaşın sonuçlarının onlara insanlık dışı konumlar empoze ettiğini bu durumların ortaya çıkmasını önlemek için savaş propgandası ve savaş yapımcılığının yasaklanması gerktiğini kabullenmiyorlar. Savaş ve sonuçları için sözde demokratik ve insancıl çerçeveler oluşturuyorlar. Bu kabullenilemezdir ve imkânsızla iştigaldir. Biz GAT'ın bu savaş ve sonuçlarını kabullenmek ve onlara 'insancıl' bir çerçeve çizmek türü empozeleri kabullenmemesi gerektiğini, BM diplomatlarını savaş propagandacılarıyla ve savaş yapıcılarıyla işbirliği yapmaları halinde tutuklanacakları ve insanlık düşmanı suçtan yargılanacakları konusunda uyarmaları gerektiği kanısındayız!"

"Pratik sonuç sıfıra sıfırdır"

"Ve GAT üyesi kadınların dikkatini şu noktaya çekmek isteriz. BM bu konuda (en azından) sene 2000'den beri konuşmakta ve 'tasarılar' hazırlamakta ve 'raporlar' sunmaktadırlar. Ve pratik sonuç sıfıra sıfırdır! Ölen ve eza cefa çeken ve köle olarak satılan kadınların sayısı azalmamıştır, artmıştır. Ama tüm bunlara ragmen GAT üyeleri açıktır ki iyi niyetlerle alınmış olan kararlarını ve taleplerini desteklememizi istiyorlarsa, biz onları desteklemek konusunda hiçbir sakıncaya sahip değiliz-daha doğrusu tek sakıncamız bu çabaların savaş yapıcılarının gerçek emellerini ve elde ettikleri gerçek sonuçları gizlemek için kullanmalarıdır!"

"Pazarlık güven yaratmaz"

KP: Müzakere masasında Güven Yaratıcı Önlem olarak ne gibi önerileriniz olacak?

"Adından da anlaşılacağı gibi 'Güven Yaratıcı Önlem' güven yaratmalıdır, güvensizlik değil. Bezirgan mantığıyla güven yaratılamaz. Güven yaratmak için bezirgan pazarlığı yapmamalı. "Bana şunu verirsen, ben de sana bunu veririm" pazarlığı güven yaratmaz. Tersine güvensizlik yaratır. Kaldı ki; örneğin bazı adayların maraş konusundaki önerileri yeni değildir ve pazarlık konusu yapıldığı için yıllardır kabul edilmiyor. Karşılıklı güvensizliğin artmasına hizmet ediyor. Biz bu durumda örneğin kapalı Maraş'ın eski sahiplerine koşulsuz devrini savunuyoruz. Karşılıksız alınacak önlemlerin daha çok güven yaratacağına inanıyoruz.

Tabi ki kararı halkımız verecek ama bizim önerimiz bu olacaktır.

Bu, yani halkın kararlarıyla alınacak önlemlerin güney halkının, hem kuzey halkına güvenini artıracak hem de güneyde de karar vermesi gerekenin halk olması gerektiği anlayışını teşvik edecektir…"

"Tamamıyla bireylerin şahsi meseleleridir"

KP: Kıbrıs'taki LGBT bireylerle ilgili düşünceniz nedir?

"LBGT bireyler gibi meseleler tamamıyla bireylerin şahsi meseleleridir. Bu konuda, tıpkı kadınlar konusundaki gibi, tüm ayrımcı, öteki-leştirici ve baskıcı yasaların iptali ve bu tür konuların ve konumların tamamıyla bireylerin kendi bilecekleri meseleler olduğu yönünde pratik adımlar atılması için uğraşılacaktır. Yasaları çıkarmanın yetmediğini, bu yönde toplumda bu tür kişisel hakların dokunulmazlığı konusunda da gerekli çalışmaların yapılması gerekecektir.

Bu anlayışla ve bizim görüşme anlayışımız da dikkate alındığında, erkek-kadın veya LGBT olup olmadığına bakılmaksızın görüşmelerin içeriğini ve yöntemini tüm halk belirleyecektir.

Bu anlamda 'görüşmeci' kimin veya kimlerin olacağının hükmü olmayacaktır. Çünkü onlar, halkın sadece basit birer sözcüsü olacaklardır…"

"Kadınların müzakere sürecine dâhil edilmesi zaruri"

KP: Kadınların müzakere sürecine dâhil edilmesi ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Bununla ilgili ne yapacaksınız? Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 1325 sayılı kararını müzakerelerde uygulayacak mısınız? Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Danışma Kurulu'nun (GAT) önerilerini uygulamayı düşünüyor musunuz?

CTP-BG Adayı, Meclis Başkanı Dr. Sibel Siber'in yanıtları ise şöyle; "Öncelikle bu soruyu sorduğunuz için çok teşekkür ederim… Kadınların müzakere sürecine dahil edilmesinin kalıcı bir çözüme ve barışa ulaşabilmemiz için kaçınılmaz olduğunu düşünmekteyim.

Bu dahiliyetin mahiyeti konusunda bir takım noktalarda açıklık getirilmesinde fayda vardır: İlk anda akla gelen sayısal görünürlüğün artırılması olsa da esas mesele bunun tek başına yeterli olmayacağı, müzakere masasına kadın bakış açısının dâhil edilmesinin esas önem taşıyan nokta olduğu üzerinde durulmalıdır. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dayanışma Kurulu'nun bu konuda yapmış olduğu öneriler bu konuda yol gösterici olabilmesi açısından çok değerlidir…"

"Net adımlar şart"

"Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konusunu ve bu konuda atılması gereken adımların özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 1325 sayılı kararı bağlamında benim Nisan 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik olarak ortaya koyduğum program nettir. Diyoruz ki artık 'toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlıyız' demek yetmiyor. Bu konuda net adımlar atılması gerekiyor.

Benim Cumhurbaşkanlığı dönemimde kuracağımı açıkladığım beş çalışma grubundan özellikle iki tanesi kadınların toplumsal yaşamın her alanında eşit bir şekilde dâhiliyetine vurgu yapan ve öncü rol oynayacak çalışma gruplarıdır. Bunlardan birincisi Kıbrıs'ta Atılım Çalışma Grubu'dur. Bu grup bünyesinde kurulacak olan Müzakere Süreci İnisiyatifi bir yandan müzakere masasında kaybolan dinamizmi ve Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik olarak yeni bir ivme yaratabilecek önerileri gündeme getirirken bir yandan da BMGK 1325'in müzakere sürecinde daha etkin şekilde gündeme getirilebilmesi için öneriler hazırlayacaktır. Diğeri ise Kadın Çalışma Grubu'dur. Bu çalışma grubu bir yandan "Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Tüm Ana Programlara Dâhil Edilmesi İnisiyatifi" ile tüm kurum ve kuruluşlarımızda toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinin dâhil edilmesi için bilgi üretimi ve öneriler yapmayı hedeflerken bir yandan da özellikle kırsal kesimde yaşayan kadınların ekonomik yaşama daha etkin şekilde dahil edilebilmeleri için 'Kadın yetkilendirme İnisiyatifi' kapsamında çalışmalar yürütecektir…"

"Esas hedefin adada kalıcı bir çözüm"

KP: Müzakere masasında Güven Yaratıcı Önlem olarak ne gibi önerileriniz olacak?

"Her iki toplumun birbirine karşı ciddi güven kaybı yaşadığı ortadadır. Bu bağlamda müzakere masasındaki liderlerin bu güvenin yeniden inşa edilmesi için birbirleri ile sağlıklı bir diyalog başlatması gerekirken diğer yandan da uluslararası toplumun desteğini yanlarına almaları gerekmektedir. Bu konuda müzakerelerin başlaması yeni öneriler gündeme getirilmesi gerekliliği ortadadır. Kıbrıs Türk tarafı adına yeni şeyler söylemeye hazır olmamız gerekmektedir. Benim bu konuya bakış açım çok nettir. Yapılacak güven yaratıcı önlem önerileri en temelde kapsamlı çözüm hedefine ulaşmamızı sağlayacak, kaybolan güven duygusunu yeniden inşa edebilecek öneriler olmalıdır."

"Maraş'ı çözümün sembolüne dönüştürmemiz mümkün"

"Güven Yaratıcı Önlemler konusunda gündeme gelen meseleler ortadadır: Maraş, doğal gaz, hava ve deniz limanları, yeni geçiş kapıları, Akıncılar ve Pile gibi noktalarda geçişlerin kolaylaştırılması, Yeşil Hat Tüzüğü'ne yönelik olarak yeni açılımlar, GSM operatörlerinin her iki tarafta uluslararası dolaşım hizmetini sağlayabilmesi vs. Liste daha da uzatılabilir ama esas hedef tüm bunları hayata geçirirken esas hedefin adada kalıcı bir çözüme ulaşmak olduğunu gözden kaçırmamak gerekir. Müzakerelerin yeniden başlamasına bağlı olarak Maraş'ı çözümün sembolüne dönüştürmemiz mümkündür ve biz bu yönde sürece katkı yapmaya, muhataplarımızla bu konuyu birlikte değerlendirmeye açık olacağız."

KP: Kıbrıs'taki LGBT bireylerle ilgili düşünceniz nedir?

"Toplumsal cinsiyet eşitliği sadece kadını ve erkeği içeren bir mesele değildir. Bu toplumda yaşayan her bir bireyin eşit haklar ve özgürlükler çerçevesinde temsil edilmesi gerekir.

Hiçbir bireyin cinsel yönelimden ötürü sadece müzakere masasından değil yaşamın tüm alanlarından dışlanmayacağı bir toplum tahayyülüyle çalışacağız. Eşitlik ilkemizin gereği olarak bu konuda hassasız.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.