GAZİMAĞUSA
okuma süresi: 12 dak.

Denktaş: "'Rum geri adım attı' denilerek bizden ek taviz istenecek"

Denktaş: "'Rum geri adım attı' denilerek bizden ek taviz istenecek"

Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, dün akşam Gazimağusa ve Gazimağusa'ya bağlı köylerin muhtarıyla bir araya geldi. Denktaş görüşme sırasında Kıbrıs konusu hakkında önemli açıklamalarda bulunarak "5'li görüşme tarihi aslında belirlenmişti, Rum geri adım attı' denilerek bizden ek taviz istenecek" dedi.

Yayın Tarihi: 02/12/16 14:34
okuma süresi: 12 dak.
Denktaş: "'Rum geri adım attı' denilerek bizden ek taviz istenecek"
A- A A+

Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, dün akşam Gazimağusa ve Gazimağusa'ya bağlı köylerin muhtarıyla bir araya geldi.

55 muhtarın örgütlü bulunduğu Gazimağusa Muhtarlar Derneği'nin organize ettiği toplantıda, gerek muhtar, bölge ve bölge halkının sorun, beklenti ve talepleri, gerekse iç siyaset ve Kıbrıs sorununa bağlı olarak ilerleyen müzakere sürecinde gelinen son aşama masaya yatırıldı.

Mağusa'da gerçekleşen toplantıya Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter ile Gazimağusa Muhtarlar Derneği Başkanı Mustafa Yeşilleme ev sahipliği yaptı.

Teker teker, muhtarların görüş ve önerilerini de dinleyen Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, halkın beklentilerini ele alma yönünde girişimlerinden söz ederken, çözüm bekleyen köy sorunlarını da ivedilikle çözüme kavuşturacaklarını söyledi, bu yönde çeşitli notlar tuttu, muhtarların yazılı taleplerini topladı.

Gazimağusa'ya bağlı muhtarlar; "ova yollarının tamiri, kırsal kesim arazisi ve toplu konut, sosyal güvencesi olmayan muhtarın sosyal güvence altına alınması, belediye meclislerinde söz sahibi olması, muhtarlık binası bulunmayanların binalarının oluşturulması, merkezden uzak bölgelere kolaylığın sağlanması, işsizlik ile mücadele" konularında taleplerini açık ve net bir dille ifade etti.

DENKTAŞ: "GÖRÜŞMELER SON DERECE KAPALI YÜRÜTÜLÜYOR."

Toplantıda son olarak Kıbrıs konusu ele alındı. Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, müzakere süreci hakkında muhtarlara bilgi verdi.

Müzakere sürecinde bugün gelinen aşamanın Annan Planından farklı yürütüldüğüne dikkati çeken Denktaş, bu farkı ise şu sözleriyle açıkladı: "2004 Annan Planı döneminde ortaya bir belge çıktı ve okuduk. Kimimiz, 'hemen kabul edelim', kimimiz ise 'ret edelim' dedik. Ancak bu kez ortada böyle bir belge yok. Görüşmeler son derece kapalı yürütülüyor. Bize de 'tutanakları okuyun' deniliyor. Tutanakları okuyoruz ancak nasıl bir ilerleme sağlandı, hangi konularda anlaşıldı, hangi konularda anlaşılmadı somut bir bilgi sahibi değiliz."

DENKTAŞ: "TÜRKİYE 'GARANTÖRLÜK HAKKIMDAN VAZGEÇMEM' DİYEMEYECEK"

Tutanakları okumanın yanı sıra, Rum basını ve Rum yönetimin açıklamalarını dinleyip, izlediklerinde endişelerinin katlanarak arttığına açıklık getiren Serdar Denktaş, neticede sona gelindiğini ancak hala daha net bir sonucun gerek kendileri, gerekse halkın eline geçmediğini söyledi.

Başbakan Yardımcısı, Cenevre'de gerçekleşen son görüşme öncesi kendilerine, 'mülkiyet, toprak ve garantiler' konusunun konuşulacağını, uzlaşı sağlanması halinde 5'li toplantı tarihinin belirlenip bu işin biteceğinin söylendiğini hatırlatırken, Cumhurbaşkanı Akıncı'yı; "iki lider olarak her konuda anlaşır ve 'Garantileri' sona bırakırsanız Türkiye, 'garantörlük hakkımdan vazgeçiyorum' diyemeyecek. Ve garantiler ortadan kalkacak, öyle bir durumda Kıbrıs Yunan adası olacak. Böyle bir sona sakın gitmeyin, garantileri sona bırakmayın" telkininde bulunduğunu hatırlattı.

DENKTAŞ: "OLASI BİR ÇÖZÜMDE 80 BİN RUM KUZEYE YERLEŞECEK"

Cenevre'de haritanın görüşüldüğü ve içimize yerleşecek Rum'un sayısı konusunda da anlaşıldığını belirten Denktaş; "ilk turda '%28,2 - %29,2 arasında bir oranla harita görüşüldü, 80 bin civarında Rum'un içimize yerleşmesi talep edilmekte."

Cenevre'de ilk turda %28,2 - %29,2 arasında bir oranla haritanın görüşüldüğünü ve 80 bin civarında Rum'un içimize yerleşmesinde mutabakatın sağlandığını belirten Serdar Denktaş, haritaya bakıldığında tablonun net bir biçimde ortaya çıktığını buna göre; 'Kapalı Maraş, açık Maraş, Tuzla, Boğaziçi, Güvercinlik, Türkmenköy, Vadili, Türk toprağı olmasına rağmen Beyarmudu, Akdoğan, Paşaköy, Aslanköy, Değirmenlik, Haspolat, Alayköy, Yılmazköy, Serhatköy, Zümrütköy, Akça, Bostancı, Yayla gibi köylerin Rum'un yerleşkesi olarak talep edildiğini kaydetti.

DENKTAŞ: "KUZEYE YERLEŞECEK RUM, YEREL SEÇİMLER VE ALT PARLAMENTODA OY DA KULLANABİLECEK"

Olası bir çözümde Türk tarafına yerleşecek Rum nüfusunun %20'nin üzerine geçmeyeceğini ancak buna rağmen, yasal ikametten doğan bir hak nedeniyle Rumların yerel seçimler ve alt parlamentoda oy kullanabileceğinin de bilinmesini isteyen Başbakan Yardımcısı; "%20 blok oy demek, Rum'un istediğini seçmesi, seçtirmesi demektir.

DENKTAŞ: "SİYASİ EŞİTLİĞİMİZ SÖZ KONUSU DEĞİL!"

"Siyasi eşitliğimiz söz konusu değil" diyen Denktaş, oluşacak 'Alt Parlamento'da 36 Rum, 12 Türk'ün yer alacağını, kararların oy çokluğu ile verileceğini, 12 Türk parlamenter 'hayır' dediğinde konunun Senatoya çıkacağını, burada sayıların 2'ye 2 eşit olduğunu ancak senatodan da bir anlaşma sağlanamaz ise Yüksek Mahkemeye gidileceğini, AB'nin daha önce ismini verdiği 5 hâkimden birinin atanacağını, 1 Avrupalı, 2 Türk, 2'de Rum'un kararının geçerli olacağını, 3'e 2 yine kaybedilirse Türk'ün kaybedeceğini belirterek; "hadi söyleyin siyasi eşitlik bunun neresinde" diye sordu.

DENKTAŞ: "MÜLKİYET VE İNKİŞAF'TA BELİRSİZLİK SÜRÜYOR"

Mülkiyet konusunda var olan komplikasyonlara da değinen Serdar Denktaş, Rum'un malının değer kazanırken, Türk malının değerinin düşeceğini, bununda ekonomiye olumsuz yansıyacağını kaydetti.

İnkişaf edilen mülk konusunun da iyi bilinmesi gerektiğine dikkati çeken Denktaş, toprak parçasına inşaat yapıldığında veya tüm izinler alınıp henüz daha inşaat başlamadıysa bunun inkişaf olduğunu, ancak 74 veya sonrasında tek katlı ev alan bir Türk, üzerine ikinci katı çıkmış ise, bunun inkişaf olup olmadığı konusunda değerlendirmeye gireceğini söyledi.

Denktaş konunun devamında; "Değerlendirme Komisyonu üste çıkılan katın değerini belirleyecek, şayet yeni yapılan üst katın değeri, toprağın ve alt kattaki binanın değerinden yüksek ise, o zaman inkişaf. Değilse, inkişaf olmayacak. O mülkte eski sahip söz sahibi olacak. Bu memlekette bu durumda olan mülk sayısı, inkişaf edilen mülkten çok daha fazla olduğuna göre Türk Halkı yine belirsizlik içinde kalacak, mülküne 'mülküm, malım' diyemeyecek"

DENKTAŞ: "OLASI BİR ÇÖZÜM TÜRK ÜRETİCİSİNİ FAKİRLEŞTİRECEK"

AB Gıda Güvenliği'nin de Türk ekonomisine darbe vuracağına dikkati çeken Serdar Denktaş, Rum tarafının 7 senelik bir geçiş sonrası AB müktesebatına uyum sağladığını, Gıda Güvenliğini uyguladığını ancak olası bir çözümde Türk üreticisinin zor durumda kalacağını, sadece Türk toprağının AB Gıda Güvenliğine uyum sağlaması için en az 3 yıla ihtiyaç duyulduğunun bilinmesinin gerekli olduğunu kaydederek; "Sayın Akıncı'ya soruyorum, kendi ürünlerimizin satılması yönünde geçici bir süre önlem alınacağını belirtiyor. Bugün bile bunu başaramıyorsak yarın nasıl olacak? Tüm bu komplikasyonlar benim insanımı fakirleştirecek. Ben fakirleştikçe saldırganlaşacağım. Ve neticede var olan barış da bozulacak, yine mevzilere çıkacağız. Dikkatli olun!" dedi.

DENKTAŞ; "BENİM SAFIM BELLİ, BEN KIBRISLI TÜRKÜM"

Müzakere sürecinde her gördüğü tehlikelere dikkat çektiğinde 'Türk-Rum diye düşünme, Kıbrıslı olarak düşün!' diye telkinlerle karşılaştığına dikkati çeken Serdar Denktaş; "Benim safım belli. Ben Kıbrıslı Türküm ve bunu da kaybetmek istemiyorum" diye yanıt verdi.

İNGİLTERE'NİN ANKARA BÜYÜKELÇİSİ VE KIBRIS ÖZEL DANIŞMANI EİDE İLE GÖRÜŞME…

Geçtiğimiz haftalarda önce İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi ardından BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışması Espen Barth Eide ile yaptığı görüşmelerden anekdotlar da paylaşan Denktaş; "Kıbrıs Türk Halkı'nı Birincil Hukukla korumuyor, garantileri de ortadan kaldırıyorsunuz. Peki, bizi kim koruyacak?' yönünde sorular sorduğunu aldığı yanıtın ise kendisini tatmin etmediğini söyledi.

DENKTAŞ: "5'Lİ GÖRÜŞME TARİHİ ASLINDA BELİRLENMİŞTİ, 'RUM GERİ ADIM ATTI' DENİLEREK BİZDEN EK TAVİZ İSTENECEK"

Yaptığı tüm görüşmelere bakıldığında işin gerçeğini görebildiğini söyleyen Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş; "anlıyorum ki, işin gerçeği, 5'li görüşme tarihi aslında belirlenmiş durumda. Sadece belirlenemediği söyleniyor. Bir senaryo var ortada. 'Rum tarafı geri adım attı' denilerek aslında bizden hem garantiler, hem içimize yerleşecek Rum sayısından, hem de iade edilecek toprak konusunda ek tavizler istenecek. Neticede bizleri gelecek yıl Mart-Nisan gibi bir referandum bekliyor olacak" diye konuştu.

DENKTAŞ: "REFERANDUMDA İRADEMİ, 'HAYIR' YÖNÜNDE KULLANACAĞIM. ÇÜNKÜ GİDİŞAT BELLİ"

Serdar Denktaş, bugüne kadar tüm okudukları, gördükleri ve duyduklarından hareketle pozisyonunu belirlediğini, referandumda iradesini 'hayır' yönünde kullanacağını, çünkü gidişatın Kıbrıs Türk Halkı açısından hiç iç acıcı olmadığını belirtti.

DENKTAŞ: "İNANILMAZ SİNSİ BİR KAMPANYA İLE HALKIMIZ DEVLETİNDEN SOĞUTULUYOR, TÜRKİYE KARŞITLIĞI YÜKSELTİLİYOR"

Denktaş ancak, Türk tarafının 'evet' yönünde irade sergilemesi için AB fonlarıyla halkı, devletten soğutmaya, Türkiye karşıtlığını yükseltmeye yönelik oyunların başladığı tehlikesi ile karşı karşıya kaldığımızın da bilinmesini isterken; "inanılmaz sinsi bir kampanya yürütülerek halkımız devletin soğutulmaya çalışılıyor, Türkiye karşıtlığı yükseltiliyor" dedi.

DENKTAŞ: "TRAFİK KAZASINDA KARDEŞ KAYBETMİŞ BİRİSİ OLARAK, AİLELERİN, GENÇLERİN HALKIN ACISINI DERİNDEN HİSSEDİYORUM"

Son olarak Girne dağ yolunda gerçekleşen kazanın herkes gibi kendisini de derinden üzdüğüne işaret eden Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, trafik kazasında kardeş kaybetmiş birisi olarak o ailelerin ve gençlerin acısını hissedebildiğini ancak acının üzerinden siyaset ve provokasyon yapılmasının da son derece yanlış olduğunu söyledi.

Denktaş: "Eylem yapan öğrencilerin yanına kendilerini anladığımı anlatmak için gittim. Suçlu değil ama sorumlu olduğumu, sorumluluktan da kaçmadığımı anlatmak için gençlerimizin yanında var olmak istedim. Trafik kazasında kardeş kaybetmiş birisi olarak o Ailelerin, o gençlerin acısını çok daha derinden hissediyorum. Ancak acının üzerinden siyaset ve provokasyon yapmak isteyen bazı sendika ve sivil toplum örgütleri, gencecik çocuklarımıza 'katil devlet! diye haykırmasını söylüyor. Yakın arkadaşlarını kaybetmiş çocuklarımızın, yaşadığı acı doğrultusunda o anki sözlerini anlayabiliyor, hissedebiliyorum. Çocuklarımızın suçu ve günahının olmadığını biliyorum. Ancak bu acı üzerinden siyaset uğraşında olanları da Allah'a havale ediyorum" diye konuştu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.