Değişen hesaplar

Güney Kıbrıs ile görüşme sürecinin başlayıp çerçeve anlaşmasının imzalanması, KKTC'de kerhen kurulan CTP-DP hükümetinin bozulması ile 2015 deki cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerine yapılan hesapları belirsiz kılmıştır. Bu aşamada burnundan soluyan halkın Serdar Denktaş'ın UBP ile flörtüne ve kişisel hesapları uğruna ülkeyi yeni bir kaosa sürüklemesine sıcak bakmayacağı, Türkiye'nin ise bu aşamada bunu hiç kabul etmeyeceği kesindir. Aynı mantıktan hareketle önümüzdeki bir yıl içerisinde Kıbrıs sorununun cözülme olasılığı nedeniyle, KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimi diye bir olayın gerçekleşmeme olasılığı vardır.

Artık çok net bir şekilde ortaya çıkmıştır ki UBP'den tasfiye edilen saray taraftarlarının Serdar Denktaş'la varılan mutabakat sonucu kök salıp kendi mentalitelerini yeşerteceği yer olarak Demokrat Parti seçilmiştir. Bazılarının "taşlar yerine oturdu" tespiti budur. Denktaş-Eroğlu senaryosuna göre saray karşıtı Küçük hükümeti tarihte görülmemiş bir şekilde düşürülecek, UBP belli bir ölçüde yıpratılacak ve 28 temmuz 2013 seçimlerinde DP 18 civarında milletvekili çıkararak, daha az milletvekili çıkaracak olan UBP ile koalisyona girecek ve UBP'yi kendi içerisinde eriterek yeni UBP olacaktı . Saray, siyasetteki hakimiyetini ve geleceğinin devamını bu şekilde sağlayacak, Denktaş da rüyalarına giren Başbakanlığa bu plan sayesinde kavuşacaktı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı.

Kritik milletvekili sayısına rağmen toplumlararası görüşme süreci başlayana kadar bu planı zoraki de olsa yürürlüğe koymak için çabaladılar durdular. En başta UBP'nin icraatları hafızalardaki tazeliğini koruduğu için beklenmek zorunda kalındı. Sonra Denktaş, behaneler yaratarak hükümeti bozma eksersizlerini denedi. Halkın kaşlarını çatarak olayı izlemesi ve DP ile UBP içerisindek bazı etkili şahısların bilinçli veya bilinçsiz olarak olaya sıcak bakmamaları nedeniyle Eroğlu-Denktaş senaryosu gerçekleşemedi. Bu arada Toplumlararası görüşme süreci başladı, Eroğlu-Serdar planı buzdolabına kalktı ve yeni uygun zemin beklenmeye başlandı. Şu anki Eroğlu-Denktaş planının bulunduğu aşama budur. Ancak gelinen bu aşamadan çıkacak sonuçtan saray pek etkilenmeyecek olsa da, Serdar Denktaş için durum aynı değildir.

Serdar Denktaş altındaki zeminin sağlam bir zemin olmadığının farkındadır. 28 Temmuzda, UBP'den kaydırılan oylarla hem kendisi seçim kazandı, hem plana engel çıkarması olası kişilerin kazanmasını engelledi. Aynı şekilde Demokrat Parti'nin 9. kurultayında belki de KKTC tarihinde görülmemiş, en kibar deyimle dudak uçuklatacak uygulamalarla kurultayı 'kazandı'. 28 Temmuz 2013 ten bu güne kadar geçen süreçte duvara yansıyan gölgesine bakarak ve herkese o gölgeyi göstererek güçlendiğini iddia etti durdu.

Haziran 2014 yerel seçimleri DP için yaşamsal önem taşımaktadır. Serdar Denktaş eğer UBP'yi bir şekilde kandırıp 2014 haziran yerel seçimlerinde işbirliğine ikna ederse, birkaç belediye kazanma şansı olacak ve ortak desteklenen adaylar sayesinde DP'nin gerçek oylarını gizleyerek şişirdiği balonun gerçek olduğunu savunabilecektir. Yok eğer "seçimden sonra durum müsait olduğunda koalisyon kurarız" havucu ile UBP'yi kandıramazsa, DP'nin alacağı belediye sayısı belki de sadece bir tanedir. O zaman balon patlayacak ve ne DP'yi ne de milletvekillerini kimse toplayamayacaktır.

Duruma bakıp değerlendirdiğimide süreç içerisinde gerçek anlamda ve kesinlikle UBP tabanından DP'ye kayda değer bir akış olmadığını söyleyebiliriz. Bu durum UBP'nin örgütlerinin sağlam olduğunun göstergesidir. Ancak kurultay hesapları ile naylon delegelerle donatılan DP örgütleri için durum aynı değildir. Örgütleri tarumar edilen DP tabanı, hesap sormak için gün saymaktadır.

Şimdi Saray ve UBP bu tezgahın farkına vardılar gibi, ancak "sağda birlik" adı altında belediyelerdeki işbirliğini en fazla savunanlar ortak aday olmayı bekleyenlerdir. Bunlar her iki partiye de baskı yapmaktadırlar. Örneğin Lefkoşa'da Serdar Denktaş oğlu Rauf Denktaş'ın yapılan kamuoyu yoklamalarında birinci çıktığı iddiasını televizyon ekranından ilan ederek mesajını vermiş oldu. Kim sorunsuz ve rakipsiz bir seçim kazanmak istemez ki? Geçmişte denenen bu sistemin çalışmadığı, DP tabanının UBP'nin seçim kazanması yerine CTP'nin seçim kazanmasını tercih edeceği bir gerçektir. Aynı düşünce UBP tabanı için de geçerlidir.

Bu durumda ayrı aday çıkardığı takdirde kazanma şansı olabilecek olan partiler, ortak aday durumunda CTP'ye çalışmış olacaklardır. Bunun nedeni ise aynı düşünceleri savunanlardan birinin kazanmasının çekim merkezi durumuna girmesi ve diğer sağ partiye osmosis ile zarar verme olasılığıdır. Bu gerçek bir tehlikedir. Ancak Serdar Denktaş bu arada bir şekilde UBP'yi ikna edip oğlunu Lefkoşa belediye başkanı yapabilirse, fena mı olur?