TÜRKİYE
okuma süresi: 8 dak.

Çelik: "Kıbrıs meselesi bizim için milli bir davadır"

Çelik: "Kıbrıs meselesi bizim için milli bir davadır"

Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Kıbrıs Rum Meclisi'nin Enosis plebisitinin yıldönümünün anılması kararıyla ilgili, "Kıbrıs meselesi bizim için milli bir dava. Enosis'in kutlanması kararı, çözümün ruhuna da çözümle ilgili müzakerelerin tamamına ve omurgasına da karşı olmak demektir. Önce bunu düzeltmeleri lazım" dedi.

Yayın Tarihi: 09/03/17 18:31
okuma süresi: 8 dak.
Çelik: "Kıbrıs meselesi bizim için milli bir davadır"
A- A A+
Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Kıbrıs Rum Meclisi'nin Enosis plebisitinin yıldönümünün anılması kararıyla ilgili, "Kıbrıs meselesi bizim için milli bir dava. Enosis'in kutlanması kararı, çözümün ruhuna da çözümle ilgili müzakerelerin tamamına ve omurgasına da karşı olmak demektir. Önce bunu düzeltmeleri lazım" dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Bakan Çelik, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

"Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliğinin güncellenmesine ilişkin süreç olumlu ilerliyor mu? Türkiye'nin hassasiyetleri neler? AB tarafında yine siyasi nedenlerden kaynaklı sorunlar çıkabilir mi?" sorusuna Çelik, Ekonomi Bakanlığının koordinatörlüğünde, Dışişleri ve AB bakanlıklarının bu konuya ciddi şekilde eğildiklerini belirtti.

Gelinen aşama hakkında Bakanlar Kurulunda sunum yapıldığını anımsatan Çelik, geçen yıl 21 Aralık'ta Gümrük Birliğinin güncellenmesi için müzakerelerin başlatılmasıyla ilgili Avrupa Komisyonunun Konseye kararını sunarak yetki talep ettiğini, bu yetkinin gelmesi gerektiğini dile getirdi.

Avrupa Parlamentosunun da Gümrük Birliğinin güncellenmesiyle ilgili tavsiye kararı alma hazırladığında olduğunu ifade eden Çelik, "Biz, tavsiye kararının hemen sonuçlanmasını ve pozitif mesajlar içermesini bekliyoruz. Diğer taraftan da komisyona bir an yetki verilmesi lazım. Çünkü Brexit süreci başlayacak, Gümrük Birliği süreci eş zamanlı olarak başlayacak." dedi.

AB'nin idealleri ve vereceği mesaj açısından da Türkiye ile bu anlaşmayı güzel bir şekilde gerçekleştirmesi ve "kazan-kazan" durumuna dönüştürmesinin iyi olacağını anlatan Çelik, "Bu teknik süreç. Bu teknik sürecin siyasi mülahazalarla ele alınmaması lazım. Ama bu söz konusu olabilir. Avusturya, özellikle son zamanlarda hakikaten Avrupa'da herkesi rahatsız eden tavırlar ortaya koyuyor. Türkiye ve AB'nin karşılıklı çıkarları burada söz konusu, çok sağlıklı şekilde ilerlemesi ve güncellenmesi gerekiyor. Bu anlaşmanın sonunda ticaret hacminin 150 milyar dolardan 300 milyar dolara çıkması beklentimiz var. Herkesin faydasına olabilecek bir şey. Siyasi mülahazalardan uzak şekilde teknik düzeyde ele alınması gerektiğini ifade ediyoruz. Biz etki analizlerini bitirdik. Müzakereye hazırız. Esasında, Gümrük Birliği ve AB üyeliğinin atbaşı gitmesi gerekiyordu. Ama atbaşı gitme durumu söz konusu olmadı." değerlendirmesinde bulundu.

"ENOSİS'İN KUTLANMASI KARARI, ÇÖZÜMÜN RUHUNA KARŞI OLMAK DEMEKTİR"

"Kıbrıs'ta Rumların Enosis ısrarı, Ada'daki görüşme sürecini akamete uğratmış durumda. AB, Kıbrıs sorununu, çözüm arayışlarını ne yönde etkiliyor?" sorusunu Bakan Çelik, şöyle cevapladı:

"Avrupa'daki siyasetçilerle konuştuğumda şunu söylüyorum: 'Sizin, sınır sorunlarını ve Kuzey Kıbrıs ile olan sorunları çözmeden Güney Kıbrıs'ı AB'ye almanız aslında bu sorunu çetrefil hale getirdi, bunun sorumlu sizsiniz. Sürekli Türkiye'ye ve Kuzey Kıbrıs'a telkinde bulunuyorsunuz, sizin asıl telkinde bulunmanız gereken yer Güney Kıbrıs ve Yunanistan'dır.' Onlar şöyle düşünüyorlar, 'Biz AB üyesi bir ülkeyiz, Kuzey bize katılsın.' Böyle bir şey yok ve bu asla olmayacak. Bu, ancak iki kurucu devlete dayalı bir parametre şeklinde olabilir. Dolayısıyla temel felsefede zayıflama söz konusu olursa, bunu asla kabul etmeyiz. Nitekim bunların Enosis'i kutlama kararı almaları demek, iki kurucu devlete dayalı bir yaklaşım ve çözüm yaklaşımının dışında zihniyet dünyasının içerisinde durduklarını gösteriyor. Üstelik bunu müzakereler sürerken yapıyorlar. Üstelik bunu 'ELAM' diye bir ulusal halk cephesi parti yapıyor. Güney Rum kesimindeki iktidar buna uyum sağlıyor. Bu kötü niyetli bir yaklaşımdır."

"AB'NİN TELKİNDE BULUNACAĞI TARAF BİZ DEĞİLİZ"

Çelik, şu anda başbakanların bir araya gelebileceği bir düzey oluşturulamadığını söyleyerek, "Enosis planı, (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos) Anastasiadis'in masadan kalkması gibi durumlar aslında başka bir maksatla masaya oturulduğunu gösteriyor. Dolayısıyla AB'nin söz söyleyeceği, telkinde bulunacağı taraf biz değiliz. Zaten çözüm iradesini ortaya koymuşuz. İki kurucu devlete dayanan parametre temelinde çözüm istiyoruz" dedi.

"AB FİNANSMAN İÇİN ÜZERİNE DÜŞENİ YAPACAĞINI SÖYLERSE CİDDİ KATKI SAĞLAR"

Çözüm sonrasında ortaya çıkacak mülkiyet sorunlarının çok ciddi mali yük getireceğini dile getiren Çelik, "AB, bu mali yükün üstlenilmesinde taahhütlerini güçlü şekilde ortaya koyar, bir eylem planı ortaya koyarsa, çözümün finansmanında üzerine düşeni yapacağını söylerse ciddi bir katkı sağlayabilir" ifadelerini kullandı.

Çelik, "Kıbrıs meselesi bizim için milli bir dava. Biz bu milli dava içerisinde Annan meselesinden bu yana da çözüm iradesini ortaya koyuyoruz. Enosis'in kutlanması kararı, çözümün ruhuna da çözümle ilgili müzakerelerin tamamına ve omurgasına da karşı olmak demektir. Önce bunu düzeltmeleri lazım" değerlendirmesinde bulundu.

İNGİLTERE, ÜÇÜNCÜ BÜYÜK TİCARET ORTAĞI

"İngiltere, AB'den ayrılırken ticari ve siyasi ilişkileri yeniden dizayn ediyor. Türkiye-İngiltere arasındaki ilişkiler bu durumda nasıl etkilenecek?" sorusuna Bakan Çelik, İngilizlerin "Biz, AB'den ayrılıyoruz ama Avrupa'dan ayrılmıyoruz" dediklerini, bu yaklaşımın doğru olduğunu belirtti.

Kendisinin de "Biz de AB üyesi değiliz ama Avrupalıyız" dediğini söyleyen Çelik, yapısal olan ile yoruma açık olan arasında fark bulunduğunu kaydetti.

İngiltere'nin şimdiye kadar Schengen bölgesi ve Avro bölgesindeki özerkliğini koruyarak AB'nin güçlü bir üyesi olduğunu dile getiren Çelik, İngiltere'nin, eski Başbakan David Cameron'ın son dönemi hariç her zaman Türkiye'nin yanında olduğunu anlattı.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası hiçbir Avrupalı siyasetçi Türkiye'ye gelmezken İngiltere Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve ABD'den Sorumlu Devlet Bakanı Alan Duncan'ın ziyaretinin son derece kıymetli olduğunu ifade eden Çelik, "Yeni dönemde, Türkiye'nin milli çıkarları çerçevesinde İngiltere ile daha yakın bir ajanda üretebileceğiz" dedi.

İngiltere'nin dünyanın 6. büyük ekonomisi olduğunu da hatırlatan Çelik, İngiltere'nin, Almanya ve İtalya'dan sonra Türkiye'nin üçüncü büyük ticari ortağı olduğunu belirtti.

İngiltere'nin, Türkiye'ye yapılan yabancı yatırımlar bakımından önemli olduğuna dikkati çeken Çelik, "İhracatımız, son 10 yılda yaklaşık yüzde 80 oranında arttı. İhracat düzeyimiz de 11 milyar dolara yaklaştı" diye konuştu.

Ayrıca Çelik, 16 Nisan'daki halk oylamasından sonra İngiltere'yi ziyaret edeceği bilgisini paylaşarak şunları söyledi:

"Bretix sürecinde AB ile İngiltere arasında nasıl bir anlaşma yapılacağı meselesinin, bizim Gümrük Birliği müzakeremiz için de yol gösterici olacak. Bu arada onlar çıktıktan sonra, İngiltere ile Serbest Ticaret Anlaşması yapmamız gerecek. İngiltere ile yoğun bir ajandamız var. İngiltere ile ekonomi, turizm, siyasi ve güvenlik konularında önümüzdeki dönemde son 10 yılda gösterdiğimiz performansa benzer yeni bir performans sayfasının açılacağını görüyorum."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.