EĞİTİM
okuma süresi: 5 dak.

Uzman Bakkaloğlu uyardı: "Çocukları sanal dünyadan çekin"

Uzman Bakkaloğlu uyardı: "Çocukları sanal dünyadan çekin"

Uzmanlar, mobil oyun bağımlılığının şiddet davranışlarını tetiklediği konusunda aileleri uyarıyor...

Yayın Tarihi: 27/03/17 06:58
okuma süresi: 5 dak.
Uzman Bakkaloğlu uyardı: "Çocukları sanal dünyadan çekin"
A- A A+

Kıbrıs Postası – Rüstem Tüccar

Uzmanlar, mobil oyun bağımlılığının şiddet davranışlarını tetiklediği konusunda aileleri uyarıyor…

Kıbrıs Postası'na konuşan Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Çiğdem Bakkaloğlu, ailelerin nasıl çocuklar yetiştirdiklerinin farkında olmadıklarını ve bilgisayar oyunlarının, çocukları gerçek hayattan uzaklaştırarak şiddeti normalleştirdiğini vurguladı.

Bilgisayar oyunları, televizyon ve internet kullanımı her geçen yıl çocuklar arasında giderek artan bir popülariteye sahip. Uzmanlar, bilgisayar oyunlarının bağımlılık yaratan doğasının ve söz konusu oyunların çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerinin endişe verici olduğunu söyledi.

Ailelerin çocuklarını yetiştirirken mobil oyunlar yerine bire bir iletişim kurabildiği, dokunabildiği, hissedebildiği ve yaratıcılığını kullanabildiği oyunları tercih etmeleri gerektiğini vurgulayan Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Çiğdem Bakkaloğlu, çocuk yetiştirmede farkındalığın önemine dikkat çekti.

"BİLGİSAYAR OYUNLARI, ŞİDDETİ NORMALLEŞTİRİYOR"

Birçok ülkede 3 yaşından küçük çocukların bilgisayar, televizyon, internet gibi mobil araçları kullanmasının yasak olduğunu hatta aksi durumun, çocuğun aileden alınmasına bile sebep olabileceğini belirten Bakkaloğlu, "3 yaşından sonra da günde en fazla yarım saat ve aile kontrolünde kullanımına izin vermek gerekiyor çünkü küçük yaştaki çocuklar, bu ortamlarda izlediği veya oynadığı oyunların içerikleriyle gerçek hayatı birbirine karıştırabiliyor. Özellikle şiddet içerikli oyunlar, çocuklarda şiddetin normalleşmesine neden oluyor" diyerek, aileleri uyardı.

"AİLELER 'NASIL ÇOCUKLAR YETİŞTİRDİKLERİNİN' FARKINDA DEĞİL"

Ailelerin, çocuklarının evde vakit geçirmesi için internet, bilgisayar gibi imkânları sağlayarak sokaktaki tehlikelerden onları korumayı düşündüğünü de sözlerine ekleyen Bakkaloğlu, bu yaklaşım farklı tehlikelere kapı açabildiğine dikkat çekti.

Ebeveynlerin bizzat kendilerinin teknolojiyle ilişkilerinin sorgulanması gerektiğini söyleyen Bakkaloğlu, çocukların, anne-babalarını rol model aldıklarını ve bu sebeple ebeveynlerin, kendi internet kullanımlarının ne kadar fazla olduğunu kontrol etmeleri gerektiğini belirtti.

Eve gelir gelmez açılan bilgisayarların, bitmek bilmeyen telefon kullanımının iletişimi zaten kısırlaştırdığını söyleyen Bakkaloğlu, "Aileler, nasıl çocuklar yetiştirdiklerinin farkında değil. Her ne kadar çocuklar, aileleriyle beden olarak aynı ortamda olsalar da, anne-babalar çocuklarının neyi nasıl algıladığının, neyi öğrendiğinin ve özellikle oyun oynarken hangi oyunları neden oynadığının farkında bile değiller" açıklamasında bulundu.

Bakkaloğlu, "Örneğin geçen gün bir çocuk, oyun oynarken dikkatimi çekti...

Oynadığı oyuna baktım. Oyunda çocuk, bir araba kullanıyor. Araba sürekli takla atıyor, kaza yapıyor, diğer arabalara çarpıp kural ihlal ediyor ama arabada hiçbir hasar olmuyor. Şimdi bunu gören çocukta hem süratli araba kullanmanın normal bir şey olduğu hem de kaza yapmanın tehlikeli olmadığı algısı oluşması mümkün. O yüzden çocuğumuzun hangi oyunları oynadığına dikkat etmek ve onu kontrol altında tutmak gerekir" dedi.

"ÇOCUKLARIMIZI SANAL DÜNYADAN ÇEKMELI, GERÇEK DÜNYANIN FARKINA VARDIRMALIYIZ"

Birlikte kaliteli zaman geçirmenin ve bundan keyif alabilmenin önemine de dikkat çeken Bakkaloğlu, "Gerçeklik kırılmalarını yaşamadan, çocuklarımızı sanal dünyadan çekmeli, gerçek dünyanın farkında vardırmalıyız. Birlikte zaman geçirmekten keyif alındığında iletişimin güçlü olduğu noktada, teknoloji bir sığınak olarak görülmeyecektir. Birlikte resim yapmak, şarkı söylemek, masal anlatmak ya da çocuğa masal anlattırmak hem aradaki bağı kuvvetlendirecek hem de çocuğun yaratıcılığını geliştirecektir. Şu da çok önemlidir: Çocukların, doğayla sıkı bir bağ kurmasını sağlamak gerekir. Çocuğun insani tüm duyguları ancak bu şekilde gelişebilir. Bir ağaçtaki, çiçekteki güzelliği görmesine; bir köpeği sevmesine; kuşları besleyip, deniz kenarında çıplak ayakla koşmasına fırsat yaratılmalıdır. Aksi takdirde empati yeteneği olmayan, insani duyguları zayıf çocuklar yetiştirmiş oluruz" şeklinde konuştu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.