E yaniii...

Biliyorum yazılarıma çok uzun bir ara verdim.. Birçok arkadaşım arayıp sordu.. Neden yazmıyorsun diye..

Aslında birşey olmadı ama çok yoğun bir yaz dönemi geçirdim ve hala daha da işler başımdan aşkın.

Bazen de yazmak istemedim çünkü eleştirirken ağzımdan istemediğim birşeyler kaçırmak istemedim..

Ama artık laptop'umu dizime alıp yazmaya başlıyorum.

Vakit buldukça sosyal medyada gezip dedikoduları takip etmeyi çok seviyorum..

Ne gaflar ne taşlar ne iğnelemeler. Bir komedidir "Sosyal Medya"..

Bazen insanlar nelere kafayı takıyorlar. Kavgalar..

Maçlar sonrası incitmeler, dalga geçmeler..

Kaybeden taraftar sessiz moda geçiyor.. Sonra kazanınca ortaya çıkıp laf atmalar..

Bir curcunadır gider.. İşte küçücük "koca" dünyamız..

Geçenlerde Facebook'ta yakın takipçi arkadaşlarımdan birisinin bir sitemi beni çok düşündürürken bayağı da güldürdü..

Bir marketten alişveriş yapmış.

Eve gelmiş ve poşetleri boşaltıp içindekilerini buz dolabına yerleştirmiş.

Yerleştirirken tamammışlar da ertesi gün buzdolabını açtığında salatalıkları görünce ürkmüş, hayretler içinde kalmış..

Buz dolabına koymuş olduğu küçük, düz salatalıklar irileşip eğrilmişler.. Kimbilir üretici ne hormon basmıştır sebzelere.

Hıyarcıklar "HIYAR" olmuşlar.

Yoksa meşhur Viyagra'nın artık değişik bir rakibi mi var?

Hormonu bas, bir gece buz dolabında beklet ve sabaha yeni mutluluk..

Başka şeyleri de büyütüyorsa ne ala..

Benim aklıma hemen işin şaka tarafı gelse de bire bir ve hepimizin yaşamakta olduğu ciddi bir sorun ile karşı karşıyayız..

Kim bilir bu salatalıkları yetiştirienler ne ilaçlar kullanmışlardır!!!

Kimin umurunda ki?

Klasik bir soru..

Bakanlık görevini yapıyor mu?

Klasik bir cevap..

Hayır..

Biz vatandaşlar, bu "kontrol" edilmiş ürünleri yiyoruz içiyoruz.

İlgili makamlara defalarca şikayet edilmiş gıda imalatçıları üretime devam ederken kullandıkları kanserojen maddeleri, fabrikaları dışında konteynerlerde muhafaza ediyorlarmış..

Etrafımıza baktığımız zaman ne kadar çok çocuğumuz, gencimiz ve yetişkinlerimiz fazla kiloları ile dolanıyorlar.

Bu tabii ki bilinçsiz beslenme yanında kontrolsüz gıda tüketiminden de kaynaklanıyor.

Yiyeceklerimizin kontrolünü devlet yapamıyorsa biz yapalım ve alış verişimizi organik üreticilerden yapalım..

Ülkede iso tescilliler var..