KÜLTÜR-SANAT
okuma süresi: 5 dak.

Türkiye Altın Kalem Ödülü, Ferhat Atik'le ülkemize geldi

Türkiye Altın Kalem Ödülü, Ferhat Atik'le ülkemize geldi

Türkiye'de son sekiz ayın en çok satan kitaplarından olan, bazı bölgelerde ise ilk sırada yer alan "Kristal Gece" romanı ile Türkiye Altın Kalem Ödülü Ferhat Atik'le ülkemize geldi.

Yayın Tarihi: 22/05/18 07:28
okuma süresi: 5 dak.
Türkiye Altın Kalem Ödülü, Ferhat Atik'le ülkemize geldi
A- A A+

İnsanlığın sınıfta kaldığı en büyük sınavı Holokost'u anlatan "Kristal Gece" romanı, Atik'e büyük ödülü kazandırdı. Törende, gerek yüzlerce okuyucusu ile bir araya gelen, gerekse ödülünü alan gazetemizin ve ülkemizin başarısı tasdiklenmiş yazarı Ferhat Atik ile bu yolculukta birlikteydik ve kendisine süreci sorduk.

Kıbrıs Postası: Oldukça önemli bir ödülün sahibi oldunuz. Kristal Gece'nin bu derece başarılı olacağını düşünmüş müydünüz?

Ferhat Atik: Kitabın ilk okumasını merhum hocam Harid Fedai yapmıştı. Ofisime geldi ve bana "okumam için sanki dünyaca ünlü bir yazarın romanını vermişsin gibi hissettim" dedi. Hikayeme güveniyordum ama ilk o an heyecanlandım. Neden böyle düşündüğünü sorduğumda ise bana; "herşey yerli yerinde, muazzam bir örgü ve derin bir çalışma var" demişti. Evet, ben Kristal Gece'nin ilerleyeceğine inanıyordum. Çünkü önceki çalışmalarımda grafiği artan ödüllere ve değerlendirmeler ilerliyordu. Bu ilerlemenin daha üst noktalara taşınması için çalışmaktaydım. Bu onun sonucu diyebilirim.

Genelde ülkemizde kitap yazan kişiler hep Kıbrıs konusunda birşeyler yazarken, siz neden böyle bir hikaye tercih ettiniz?

Cevabın bir kısmı sorunuzda var aslında. Her kalemi alanın, hayatını roman sandığı bir ülkede olmak bu alanda sıkıntıdır. Bu nedenle çok uzun bir süredir ruhumu evrensel bir yöne çevirdim. Gerek senaryolarımda, gerekse romanlarımda ülkemizdeki, hayalleri kısırlaştıran döngünün içinde olmak istemiyorum. Daha önce film projelerinde Azerbaycan'dan dan ödül aldım, Hindistan'dan da İtalya'dan da. Ben de hayallerimi kısırlaştırsaydım, Sarayönü, Yat Limanı, Salamis Yolu gibi alanlarda dolanır dururdum. Evrensel hikayeler çok emek istiyor ve bu bir tercih meselesi.

Böylece uzun zaman önce yurtdışına açıldınız ve çalışmalarınız ilgi gördü.

Aynen öyle. Kriterlerin gerçekten var olduğu coğrafyalara yönelik yazmak ve satmak, gerçekten başarılı içerik istiyor. İçerikte başarısızsanız zaten oralarda durma şansınız hiç yok. Çok şükür ben konuda zorluk çekmedim. İçeriğimi geliştirmek için çalıştım. Okurdan da ihtiyacım olanın çok üzerinde bir geri dönüşle motivasyon aldım. Bahsettiğim gibi kısır bir döngüde ilerlemek mümkün değil. Oysa mesela Kristal Gece Türkiye'de tek başına ülkemizde son beş yılda satılan toplam kitap sayısından fazla satıldı. Üstelik sekiz ayda. Ama burada, dağıtım ayrı dert, satış noktaları ayrı dert. Markette kitap satıyoruz daha nasıl anlatılabilir ki bu durum. Artık bunu da yapmayacağım. Kitapçılar ve özel noktalar dışında kitaplarımı satmaları için vermemeye karar verdim. Kitabı, Hellim'den geride düşünen cahil market yöneticileri ile uğraşmak istemiyorum.

Ülkemizdeki süreç sıkıntılı anladığım kadarıyla. Peki ödülden bahsedelim.

Elbette. Ödül binlerce kitap arasından seçilip azalan listeler ve puanlamalarla sonuca giden bir ödül. Bu anlamda rastlandı olmama özelliği var. Ayrıca Türkiye'de imza günlerinde okurla da her bir araya geliyorum. Ödül yine buna vesile oldu. Esas ödül okurun gözlerindeki bakışlar. Bugüne kadar 16 ödülü reddettim. Ama bu ödül Türkiye çapında ve edebiyatta büyük bir mesele.

Ödül reddettiğinizi biliyoruz. Neden ödül reddediyorsunuz?

Bu da benzer sıkıntılar yüzünden. Ama sadece KKTC'ye ait değil. Kriterleri ve seçim yöntemleri ciddi olmayan hiç bir ödülü almadım bugüne kadar. Neden seçildiğim ve nasıl seçildiğim konularında ikna olmam gerekiyor. Körü körüne, eşe dosta ödül veren organizasyonlar, ya da reklam için dağıtılan ödüller bana göre değil. Gerçekten güvenilir organizasyonlar olmalı. Bu konuda ödülün üzerine atlayamam. İncelemem gerekir.

Yeni projeler neler? Yolculuk nasıl devam ediyor?

Bir yandan hazır iki kitap var. Roman değiller. Bu kitaplar benim borcum. Söz vermiştim, yazıp sözümü yerine getiriyorum. Ayrıca film ve belgesel çalışmaları var önümde. Ama en önemlisi hem Prof. Vamık Volkan'ın biyografisi olan "Kendi divanında bir psikanalist" kitabı hem de "Kristal gece" ingilizceye çevrilmekte. Bu iki proje artık dünyaya açılacak inşallah.

Yoğun çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Teşekkürler.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.