İÇ HABERLER
okuma süresi: 12 dak.

Gökçe: "Benim başkanlığımda çocuklar pislikten hastalansa harakiri yaparım"

Gökçe: "Benim başkanlığımda çocuklar pislikten hastalansa harakiri yaparım"

Kıbrıs Postası TV'de yayınlanan ve gazeteci Ulaş Barış'ın sunduğu Seçim Gündemi programına katılan Gazimağusa Bağımsız Belediye Başkan Adayı Ulaş Gökçe, seçimle ilgili projelerini anlattı.

Yayın Tarihi: 12/06/18 11:11
okuma süresi: 12 dak.
Gökçe: "Benim başkanlığımda çocuklar pislikten hastalansa harakiri yaparım"
A- A A+
Kıbrıs Postası

Gökçe, canlı yayında Ulaş Barış'ın sorularını yanıtladı.

Gökçe'nin açıklamalarının satır başları şöyle:

'Mağusa Cumhuriyeti' durdurulamaz bir husustur. Lefkoşa küçülecek, Suriçi'nde küçücük bir devletçik olacak. Gidişat budur. Biz neşeli insanlarız. Bugüne kadar böyle kravatlı, ceketli, asık yüzlü insanlar gördük, kendilerini, yaptıkları işi çok ciddiye alan insanlar gördük ama sonuç kötü oldu.

"ULAŞ GÖKÇE VE BİNLERCE İNSANIN BİR ARAYA GELMESİYLE BİR ŞEYLER YAPACAĞIZ"

Biz de bu işi onlara benzemek için yapmaya başlamadık. Yeni bir şeyleri yeni bir üslupla yapmak için başladık. Biz çok rahatız, planladığımız şeyleri yapıyoruz. İnsanlarla gülerek, şakalaşarak yapıyoruz. Biz seçimi kazandık. Başkan olduk demiyoruz ama seçimi kazandık. 'Cümbez Hareketi' ile çıktık bu işe. Ulaş Gökçe olarak çıkmadık. Ulaş gelir ve her şeyi yapar, Ulaş kurtarıcıdır diye çıkmadık. Bu şehri düzeltmenin yolu herkesle çalışmak, herkesi mobilize etmekten geçer. Ulaş Gökçe bir kurtarıcı, bir peygamber değil. Mağusalıları özne yaptık. Mağusay'ya, insanlara güveniyoruz dedik.

Her yeri dolaşıyoruz, 'Sana oy veriyoruz, seçimden sonra birlikte çalışacağız' diyorlar. İnsanlar bu işin parçası hissediyor. Bu kendi başına büyük bir başarıdır. Ulaş Gökçe'yi ilahlaştırmıyoruz. Ulaş Gökçe ve binlerce insanın bir araya gelmesiyle bir şeyler yapacağız. Bir kişi başkan olacak, Ulaş Gökçe'nin olmasını öneriyoruz ama bu insanlarla birlikte, sendika ve Mağusalılarla, Lefkoşalılarla birlikte iş yapacağız.

Sanatçı, biyolog, mimar, mühendis gelecek ve Mağusa için çalışacaklar. Biz iktidarı bölüşmeye hazırız. Somut bir iş yapmak istiyoruz. Biz bir iş yapmak istiyoruz ve bunun için de insana ihtiyacımız var.

"SİNEK PROBLEMİ GİBİ PROBLEMLER 15. YÜZYILIN PROBLEMLERİ"

Mahallelere, sitelere gidiyoruz, 300 insan kalıyor, çöpler atıl. Bu çöpler; belediye gelecek ama 300 insan da sokağa çıkmasıyla temizlenir. Burası İsviçre değil. İsviçre'nin şimdi durması, bizim 100 yıl koşmamız gerekiyor. Çok yolumuz var. Kanalizasyonla uğraşıyoruz halen. Mağusa'da arıtma tesisini konuşuyoruz. İki kat kapasitesinin üstünde çalışıyor. Sinek problemi vs 15. yüzyılın problemleri bunlar...

Ankara'dan pekmezli simit istiyoruz. Şaka değil. Pekmezle çok şey yapılabilir. Türkiye'nin simidi çok güzeldir ama Ankara'daki simit çok daha güzeldir. Bir arsacık alalım gibi bir niyetimiz yok ama yeme-içme konusunda zaafiyetimiz var.

"KENTİN BİR KISMINI 43 YILDIR REHİN ALDIK VE ÇÜRÜYÜP ÖLÜYOR"

Kıbrıs sorunu büyük bir yaradır ve çözülmesi lazım. Bin yıldır bunu söylüyorum, babam da bunu söylüyordu. Makalelerimizi bu konuda yan yana koysak buradan Nikaragua'ya yol olur. Maraş da ülkenin en büyük ayıplarından birisidir. Kentin bir kısmını 43 yıldır rehin aldık ve çürüyüp ölüyor. Bir yönetimin yapabileceği en büyük hata budur. Değerlendirilmesi ve sahiplerine geri verilmesi lazım. Mağusa'nın gelişimini Maraş olmadan planlamanız da doğru değil. Derinya Belediye Başkanı ile görüştüm, kendisine iki toplumlu bir festival önerdim 25'inden sonra. Bizde festivaller yapılsın diye yapılır. Başkanın PR'ı yapılır, çok paralar harcanır. Biz dar bütçeli bir dostluk festivali öneriyoruz. Ali ve Yorgo'nun diyalog kurabilecekleri, tartışabilecekleri bir festival istiyoruz. Rumlarla problemi olan Türklerin, Türklerle problemi olan Rumların oturup tartışmasını istiyoruz. Birbirlerine saldırmasınlar, tartışsınlar ve problemlerini çözsünler istiyoruz.

"İSMAİL BEY BELEDİYEMİZİ BİR PASTANEDEN YÖNETİYOR"

Ülkede sözün değeri yok. Seni öldürürüm dediğinde biri, 'öperim' de diyebilir. Söz eskidi. Gittiğim yerlerde anlatıyorum; kitapçığımız üzerinde aylar harcadık, sıfır popülizmle iş yapmak söz konusu. Bazı arkadaşlar olimpik havuz yapacağız diyorlar. Olimpik havuz Mağusa Belediyesi'nin yıllık bütçesidir. Biz çok duyduk siyasilerden ve inanmıyoruz diyorlar. Bana hangi partiden olduğumu soruyorlar; bağımsız olduğumu söyleyince, 'Tamam konuşabilirsin' diyorlar.

İnsanlarda yerine getirilmeyen sözlerden dolayı güvensizlik var. İsmail Arter tramvay, çok katlı otopark sözü de vermişti. Bu konularda uzmandır. İsmail Bey belediyecilikte çok bilinen bir insan değil. Ben onlarca milletvekili tanıdım, siyasetle ilgili olmayan. Siyaset konuşunca da sıkılır. İsmail Bey'in de böyle bir ihtirası yok zaten. Belediyemizi bir pastaneden yönetiyor. Belediyeye de çok gitmez. 200 iş günü varsa 150'si pastanededir. Seçimlerde de bir ekip oturdu yazdı bütün projeyi, İsmail Bey de okudu. Mağusa'da böyle fantastik bir dönemimiz var."

İSMAİL BEY'İN ALGISINDA 20 YILDA YAPILMAYAN İŞLER ŞUDUR; HER TARAFI ÇİÇEKLE DONATMAK...

Bir adam varmış, molehiyayı çok severmiş, çok zengin olsan ne yapardın demişler, günde 3 defa molehiya yerdim demiş. İsmail Bey de böyle aslında. Bizim temel ihtiyaçlarımız var. Asgari ücret alıyor ama Mercedes araç sürüyor. Lüks tüketim var. Yemeğinden keser ama cep telefonu alır. İsmail Bey'de de bu mantık var. Temel ihtiyaçlarımız var. Kanalizasyon lazım. 4 yılda belediyeye 1 tane araba aldı. İsmail Bey'in algısında 20 yılda yapılmayan işler şudur; her tarafı çiçekle donatmak...

İsmail Bey'in fantezileri hiç inandırıcı değil. İnsanlar zaten inanmıyor.

"BELEDİYEDE KAÇAK ÇALIŞTIRILAN BİR İŞÇİNİN ŞİKAYETİ GAZETELERDEDİR"

15 gün içinde bana cevap vermek zorundadır Çalışma Bakanı. Artık gazetelerin manşetine düştü bu konu. Belediyede kaçak çalıştırılan bir işçinin şikayeti gazetelerdedir. Çalışma Bakanı'nın haberi mi yok? Yüzlerce işçi ihtiyat sandığı, sigortasız çalışıyor. Yenidüzen'den Didem Menteş'in haberiydi yanılmıyorsam. İşçi arkadaşımız çok detay veriyor. O kadar çok insan alındı ki, bir yerde 4 kişi çalıştırılacakken 58 kişi çalıştırılıyor, orada bir düğün gibi bir alan var, başkan da 'siz eve gidin ben çeklerinizi yollarım, çok göze batıyor' diyor. Her çiçeğin başına bir kişi hedefi var İsmail Bey'in. İsmail beyin başka türlü seçilme planı yok zaten.

"YA BU BELEDİYEYİ İSMAİL BEY BATIRACAK YA DA YENİ BİR SAYFA AÇACAĞIZ"

Biz tek bir kişiye istihdam sözü vermeden bu süreci götürüyoruz. Ya bu belediyeyi İsmail Bey batıracak ya da yeni bir sayfa açacağız. Bu seçim birkaç tercih arasındadır. Ya belediye batacak ya çıkacak. İsmail bey ve klonları var bu seçimde. Klonlar, diğer adaylardır. Aynı şirketin bayileridir bunlar. Biz tek bir kişiye istihdam sözü vermeden bu süreci götürüyoruz. Ya bu belediyeyi İsmail Bey batıracak ya da yeni bir sayfa açacağız. Bu seçim birkaç tercih arasındadır. Ya belediye batacak ya çıkacak. İsmail bey ve klonları var bu seçimde. Klonlar, diğer adaylardır. Aynı şirketin bayileridir bunlar.

İsmail Bey'in kopyaları, tekrarları var. Zihniyetleri aynıdır. İsmail Bey'i bu duruma getiren düne kadar bir partinin ilçe başkanı olan kişidir. Dedi ki, ben daha iyi batırırım diye çıktı. Plan proje yok. Diğeri de uzun yıllar belediye meclis üyeliği yapmış, şehre dair planını, kaygısını görmediğimiz bir arkadaş çıktı, kurtarıcı rolünde ortada. İki zihniyet arasında bir seçim; İsmail Bey ve saz ekibi ve biz. Saz ekibi farklı olabilir. Biri iyi, bir az, biri yüksek çalar. 3 İsmail bey var. Uzun boylu İsmail Bey, daha kısa boylu İsmail Bey ve gerçek İsmail Bey...

BİZDE ŞEFFAFLIK DENİLEN ŞEY EN KORKULAN ŞEYDİR

Ülkemizde çok garip bir şey var; Rum tarafı şeffaflık gereği tüm devlet dairelerinin verilerini yayınladı. İskandinavya'da şöyledir; saat 3'te Elektrik Kurumu'na gidiyorsun, bugün neler yaptığınızı bana söyleyin diyorsun.

O size yasa gereği bugün ne yaptıklarını söylemek zorundadır. Bizim burada vururlar. Bizde şeffaflık denilen şey en korkulan şeydir.

Bizde bütün işler cebe, ahbaba çalışır. Şeffaflıktan hortlaktan daha fazla korkulur. Şeffaflık mı hortlak mı deseniz bizim yöneticilerimiz hortlağa sarılır. Avrupa'da şeffaflık temel ilkedir. ABD'de de öyledir. ABD'de siz Savunma Bakanısınız, emrinizde 1 milyon asker, 500 tane de nükleer silah, binlerce de uçak var, sizi orada 5 yaşında çocuk gibi hesaba çekerler. Kameraları da koyarlar oraya. Gizli konuları da kameraları kapatıp sorarlar.

"İLK YAPACAĞIMIZ İŞ TÜM DEFTERLERİ AÇACAĞIZ. HERKESE TABLONUN NE OLDUĞUNU SÖYLEYECEĞİZ"

Bütçeler var; gizli kalemleri var ama onları da denetleyen bir sistem vardır. Bizde ise tam olarak anti-şeffaflık vardır. Mağusa Belediyesi'nde de öyledir. Ne bütçesini biliriz ne başka bir şeyini. İlk yapacağımız iş tüm defterleri açacağız. Herkese tablonun ne olduğunu söyleyeceğiz.

Mağusa Belediyesi'nin maddi durumuyla ilgili olarak; biz gelirlerini artıracağız. Su parası %50 toplanıyor, bunu arttıracağız. İsmail Bey ve Kayalp'in kanalizasyona bağlanma ücreti olan 1000 TL'nin 5 TL'sini aldıkları bir durum var, biz gerekeni alacağız. Kağıttan benzine kadar sendika ile birlikte tasarruf edeceğiz. Ben geçici bir unsurum. Bir ekibiz biz. Biz kalıcı değiliz. Kral olarak atanmıyoruz oraya. Esas unsur çalışanlardır.

"5 BİN KİŞİ BELEDİYEYE GİRMEK İSTİYOR"

Başka belediyeler, aşırı isithdamdan battı. Mağusa'da da trend, gidişat odur. 5 bin kişi belediyeye girmek istiyor. Belediyeye bin kişi alıyor, o bin kişi sözleşmeli olmaya çalışıyor, sözleşmeliler de kadrolulara baskı yapıyor, kadrolular da batıyoruz diyor. Bir tünele sokuyor belediyeyi. Sağa sola dönemiyorsun, tünelin sonuna kadar gitmek zorundasın. Mutlaka bu yolun sonunda batma var.

Yeni bir nesil geldi çevreci harekete... Bunlar farklı bir vizyon getirdiler ve beni de çok etkilerler. En iyi eğitim, örnek olmaktır derler. Örnek olmak üzerinden bir hareket kurdular. Spesifik bir yere gidip temizliyor, örnek oluyorlar. Hepsi işinde başarılı insanlar. Giyiyorlar eldivenleri ve çöp topluyorlar. Yeni bir hareket başlattılar. Belediyeyi kazanmamız durumunda Her Daim Dostlar Derneği'ni lokomotif olarak görmek isteriz.

Mağusa'nın temel sıkıntısı, Lefkoşa'dan yönetilmesidir. Mağusa Suriçi, ülkenin gözbebeği olabilecek bir yerdir. Çok belirgin surları var. Lefkoşa bölünmüştür ama Mağusa Suriçi birdir. Nereye baksanız bir tarihi eser görürsünüz. En genç bina 550 yıllık falan... Çok büyüleyici bir şey. Mağusa yönetilemiyor merkezden... Ülke yönetilemiyor merkezden... Tamamen çökmüştür. Biz Mağusa'da kendi başımızın çaresine bakacağız. Merkezi hükümet yardım ederse çok memnun oluruz ama onu bekleyecek vaktimiz yok. Eylül ayında depolar temizlenmeyecek ve çocuklar hasta olacak. Benim belediye başkanlığımda böyle bir şey olsa harakiri yaparım.

İsmail Bey'de proje olmadığı için TC Yardım Heyeti'nden yardım bile alamıyor. Tüm ilişkiler kamu yararına, şeffaf olmalıdır. Bunun dışında bir sıkıntı yoktur. AB için de aynısıdır. Ama İsmail Bey'in derdi çiçektir. Evdeki boş saksılara da çiçek ekecek"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.