UKÜ'lü akademisyen Doç. Dr. Gür: "Otizm, yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkıyor"

Eğitime ve danışma görüşmelerine erken başlanmasının etkili sonuçlar vereceğine de dikkat çeken Doç. Dr. Gür, on dört aylık gibi çok erken bir dönemde tespit edilebilen OSB'nin bazı çocuklarda ilk üç yıl içerisinde olmak kaydıyla sonradan gelişebildiğinin de altını çizdi. Otistik davranışların, çocuk yalnız kaldıkça daha hızlı ve kalıcı olabilecek şekilde ilerleyebileceğini aktaran Gür, ailelerin çocuklarıyla sürekli iletişim halinde olması gerektiğini açıkladı.

Otizmin başlıca belirtilerine değinen Doç. Dr. Gür, çocuğun başkalarıyla göz teması kuramaması, seslenildiğinde bakmaması, belli ifadeleri tekrar tekrar alakasız ortamlarda söylemesi, oyuncaklarla belli bir amaç doğrultusunda oynamaması (sadece döndürmesi vb), parmağıyla bir şeyi gösterememesi, akranlarının oyunlarına ilgi göstermemesi, konuşma bozukluğu, sallanma, çırpınma gibi hareketler gerçekleştirmesi, gözlerinin bir noktaya takılıp kalması, nesneleri döndürmesi, simetrik hastalığı, ilgi gösterenlere tepki vererek onlara yönelmemesi ve duyusal sorunlar olarak özetledi.

Gür, OSB'nun, toplumsal etkileşim ve iletişimdeki yetersizlikler ile davranış ve etkinliklerde sınırlı, basmakalıp örüntü özellikleri içeren nörogelişimsel bir bozukluk olarak tanımladı. Otizmli çocuklarda, saldırganlık, takıntılar, uygunsuz korkular, ani gülme/ağlama gibi davranışlar görüldüğünü de aktaran Gür, hastalığın ağır, orta ve hafif düzeyde gerçekleştiğini belirtti.

Gür, otizmli çocuklarda algı farklılıklarına değinerek, OSB'nin doğumsal sağırlık, çocukluk depresyonu, zihinsel engel,sosyal fobi, reaktif bağlanma bozukluğu gibi hastalıklarla karıştırıldığını da vurguladı.