GÜZELYURT
okuma süresi: 10 dak.

Festivalden festivale hatırlanan Bağlıköy, çıkmaz sokak!

Festivalden festivale hatırlanan Bağlıköy, çıkmaz sokak!

Yukarı Bağlıköy'ün tur rotasına eklenmediğinden şikâyet eden Bağlıköylüler, "Haftada bir bile gelseler süreklilik olur ama şuan böyle bir süreklilik yok. Bir rehberimiz var, talep olduğunda 2-3 kişi getirir. Turlar genelde Aydınköy ile Yeşilırmak arasında gidip geliyor. Köye turist çıkartan yok. Zor zoruna ayakta duruyoruz" dedi.

Yayın Tarihi: 27/01/19 09:35
okuma süresi: 10 dak.
Festivalden festivale hatırlanan Bağlıköy, çıkmaz sokak!
A- A A+

• Festivalden festivale hatırlanan Bağlıköylüler bu durumdan şikâyetçi…

Yukarı Bağlıköy'ün tur rotasına eklenmediğinden şikâyet eden Bağlıköylüler, "Haftada bir bile gelseler süreklilik olur ama şuan böyle bir süreklilik yok. Bir rehberimiz var, talep olduğunda 2-3 kişi getirir. Turlar genelde Aydınköy ile Yeşilırmak arasında gidip geliyor. Köye turist çıkartan yok. Zor zoruna ayakta duruyoruz" dedi.

• Senede iki defa bölgede etkinlik düzenlendiğini belirten Bağlıköy Eko Turizm Gönüllüleri Derneği Genel Sekreteri Verda Akgün, Ekim'de Paluze, Martta ise Eko gün düzenlendiğini belirterek, "Senede iki gün yeterli değil… Gelen olmayınca üretim yapılmıyor. Günü birlik yapıyoruz. Çünkü almazlarsa yaptıklarımız bozulur. Rutin olsa hazırlık yapılır. Rutin olmayınca hazırlık da olmaz" diyerek feveran etti.

Kıbrıs Postası - Ertuğrul Senova

İkiye bölünmüş Kıbrıs adasının bölünmüşlük çizgisine olabildiğince yakın fakat yüksekliğiyle bir o kadar da uzak konumu, bitkisel çeşitliliğiyle rengârenk ve 'Kıbrıs kültürü' diye bir kültür varsa, onun en samimi hissedilebileceği sayılı yerleşim yerlerinden biridir belki de Bağlıköy, ya da esas isimliyle Embelikou…

Bulunduğu coğrafyadan mıdır bilinmez ama o da ikiye bölünmüş durumda; yukarı Bağlıköy ve aşağı Bağlıköy olmak üzere. Fakat aşağıdan da baksan, yukarıdan da; bekâretiniHarvey Seeley Mudd tarafından yitirmiş Lefke'nin mavisi olabildiğince hoş görünüyor insana.

Lefkoşa'dan, Girne'den, Gazimağusa'dan veya dünyanın herhangi bir şehrinden gelen biri için Lefke'nin, Gemikonağı'nın mavisi boyunca seyreden yolu anlatılamaz bir duygu uyandırabilir muhtemelen ama Bağlıköy'ün, yeşil arka planın üzerine pasif bir fontla, koyu sarı renklerle yazılmış 'Ambelikou-EKO Village' ifadeli devasa tabelasından dönerken, o anlatılamaz duygunun kat ve kat artacağını bilmeden dönmek, oraları keşfetmeyi istemek daha da ifade edilemez bir heyecanı barındırıyor.

O devasa tabelayı döndükten sonra biraz sabretmekte fayda var zira üç buçuk kilometrelik dönemeçli bir tırmanış sırasında, aşağı Bağlıköy'deki yeni yapılaşmalar şevkinizi biraz kırabilir. Bu yapıların büyük bir kısmı, yukarı Bağlıköy'den, aşağıya göç eden genç nüfusa ait. Yola devam ettikçe, Yenikent benzeri atmosferin, yerini çok farklı bir dokuya bıraktığına şahit olacaksınız.

Yukarı Bağlıköy'e girdiğinizi, asfaltın taş yola dönüşmesiyle anlayacaksınız. Fakat bu taş yol, aracı sallandıran kötü yollardan değil, Bağlıköy Eko Turizm Gönüllüleri Derneği'nin, TC Elçiliği'nden aldığı destek sayesinde ördüğü, EKO tadını damağınızda bırakan bir yol.


Yolu devam ettikçe, dünyanın çeşitli manzaralarına benzeteceğiniz ama 'benzetmek yazık olur' diyebileceğiniz manzaralar karşılayacak sizi. O görüntüyü bir başka manzaraya benzetmek, Kalaşnikof ile bir 'tek boynuzluyu' öldürmek kadar acı.

Bağlıköy Eko Turizm Gönüllüleri Derneği

O eşsiz manzaranın ardından varılan yol ayrımında yalnız bir çeşme ve tam karşısında ise çeşitli orkide türevlerinin bulunduğu taşlarla çevreli otantik bir sokak saksısı dikkatinizi çekecek. Yol ayrımı biter bitmez de sizi Bağlıköy Eko Turizm Gönüllüleri Derneği'nin, çevreyle uyumlu dernek binası karşılayacak.

Başkanlığı'nı Perihan Aziz'in yürüttüğü, Genel Sekreterlik görevini ise Verda Akgün'ün üstlendiği 14 kişilik dernek, adeta kadının gücünü sembolize ediyor. Hellim, paluze, sucuk ve benzeri kültürel lezzetleri üretip, bölgenin canlanmasında başrolü oynayan dernek, yukarı Bağlıköy'ü ziyaretin vazgeçilmez noktası.
Dernekte oturup, Bağlıköy'ün halini, o an spontane şekilde dernekte bulunan kadınlara soran Kıbrıs Postası, bu yıl sütün az olduğunu, "guzucuklardan artan sütü değerlendirdiklerini ve hellim yaptıklarını" öğrendi. Hellimin daha çok Şubat ayında belirten dernek üyeleri, sırayla kendilerini tanıttı.

"Köydeki hellim yapan en eski kadın"

İlk olarak "köydeki hellim yapan en eski kadın" unvanına sahip Selma ile konuştuk. Selma bu unvanı nasıl kazandığını bizlere şöyle aktardı:

"Doğma-büyüme buralıyım. Hellim yapmayı annemden, kayınvalidemden öğrendim. Çoban doğduk, çoban ölüyoruk. Hellim yapmaya şubatta başlayacayık."

Selma'dan sonra, dernekteki hasır sandalyelerde gündelik oturuşlarını gerçekleştiren diğer üyelere döndük.

Münevver Coşkun Türkiye'den geldi. 3 yıl önce LAÜ'de çalışan eşiyle evlendi, ilk olarak Gemikonağı'nda yaşadı ardından da Bağlıköy'e yerleşti. Münevver, gündelik hayatını şöyle aktardı:

1 buçuk yıla yakındır bu köydeyim. Ben de hellim yapmayı öğreniyorum. Sağ olsun komşularımız cana yakın, yabancılık hiç çekmiyorum. Hellim yapmayı, çeşitli ot çeşitlerinin nasıl ayıklanacağını, nasıl pişirileceğini öğrendim."

Daha sonra da Ümran Şahbaz ile tanıştık. Ümran, "Öğrenmeye daha yeni başladım" diyor ve ekliyor;

"Doğma büyüme buralıyım. 25 yaşından sora Avustralya'ya gittik, 43 sene orada yaşadık şimdi tekrar geldik buraya yerleştik. Yaşlılık artık aran öyle tenha yerler, sakin…"

Narin Ersev ise doğma büyüme Bağlıköy'lü. Hobi olarak hellim yapmaya başlayan Narin, şuan tüm işlerinden emekli. Hobisi olan hellimi çocukları için yapan Narin, bize geçmişini şöyle anlattı:

Önceden terzilik yapıyordum, 18 sene bakkal işlettik. Gemikonağı'na restoran açtık, 10 yıl da onu çalıştırdım şimdi emekliye çıktık. Hep isterdim hellim yapmasını, artık alıştım. Paluzemi, sucuğumu, tarhanamı kendim yapıyorum. Annemizden öğrendiğimizi yaparık ama ne çare ki bizden sonra gelecek olan nesile aktaramadık. Çocuklarımız başka köylere evlendi."

Selma, Münevver, Ümran ve Narin'le tanıştıktan sonra, bölgenin sorunlarını dinlemek istedik.

Derneğin Genel Sekreteri Verda Akgün ile Selma, Münevver, Ümran ve Narin, bizlere sorunları aktardı.

Yukarı Bağlıköy'ün tur rotasına eklenmediğinden şikâyet eden dernek üyeleri, "Haftada bir bile gelseler süreklilik olur ama şuan böyle bir süreklilik yok. Bir rehberimiz var, talep olduğunda 2-3 kişi getirir. Turlar genelde Aydınköy ile Yeşilırmak arasında gidip geliyor. Köye turist çıkartan yok. Zor zoruna ayakta duruyoruz diyebiliriz."

Senede iki defa bölgede etkinlik düzenlendiğini belirten Genel Sekreter, Ekim'de Paluze, martta ise Eko gün düzenlendiğini belirterek, "Senede iki gün yeterli değil. Gelen olmayınca üretim yapılmıyor. Günü birlik yapıyoruz. Çünkü almazlarsa yaptıklarımız bozulur. Rutin olsa hazırlık yapılır. Rutin olmayınca hazırlık da olmaz." dedi.

Bölgedeki popülasyondan söz eden köy ahalisi, Bağlıköy genelinde nüfusun 200 kişiden ibaret olduğunu, yukarı Bağlıköy'de ise 50 kişinin yaşam sürdüğünü söyledi. Bağlıköy'ün gerçek isminin "Ambelikou" olduğunu söyleyen üyeler, "Burada genç nüfus yok. Hepsi aşağı Bağlıköy'de. Hep goca-garı galdık. Hep emekli kesim. Genç yoktur çoğalalım. 63'den sonra herkes gaçtı, çıkmaz sokak oldu, ulaşım yok" ifadelerinde bulundular.

Bölgede 2 yataklı bir butik otel bulunduğundan söz eden üyeler, yeni bir butik otelin de yakın zamanda açılacağını söyledi. Köyün güzelliklerinden bahseden köy halkı şöyle devam etti:

"Aktif reklam yapılması lazım. Butik otellerimizin fiyatları da gayet uygun. Süreklilik olsa fiyatlar daha da düşer. Maalesef reklam demek para demek. Dernek bütçemiz reklam giderlerini aşıyor. Bu aydan sonra, ilkbahar aylarında Bağlıköy çok güzel olur. "

"Peki sel sizi de etkiledi mi?" şeklindeki sorumuza gülerek yanıt veren üyeler, "sel bizi etkilemedi geldiği gibi gider. Derenin önünü kaparsan etkiler…"

"Az sayıda ve süreklilik içeren bir turist akışı istiyoruz"

Çok fazla turist akışı istemediklerini belirten dernek üyeleri, şöyle devam etti: "EKO köye uygun, az sayıda ve süreklilik içeren bir turist akışı istiyoruz. 100 kişi gelse ağırlayamayız. Herkesin geliri belli…"

Devletten bir talepleri olup olmadığına ilişkin sorumuz üzerine ise dernek üyeleri şöyle konuştu:

"Hep sözler aldık süreklilik olsun küçük turlar gelsin diye… Rehberler Birliğine, herkese duyurduk ama sözler hep verilir orada kalır. Hiç destek yok. Köydeki her şey derneğin çabalarıyla yapıldı. TC Elçiliği'nden aldığımız yardımlarla taş yolları yaptık. Önceden AB'den 117 bin Euroluk bütçe kazanmıştık fakat yüzde 10'unu vermemiz gerekiyordu. Onu toplayamadık ve göz göre göre para gitti. Devlete gittik, durumu anlattık, son güne kadar bekledik…14 kişiyiz biz. AB'nin prosedürü çok. Elçiliğe yeni yol için projeler verdik. Karşı köyün yollarını da taştan yapmak istiyoruz. Elçilikten çıkan para belediyeye gidiyor, oradan da bize aktarılıyor. Doğrudan derneğe para verilmiyor. Bu sefer de bütçe geç geliyor ve projemiz gecikiyor."

Su konusunda da biz dizi sıkıntıları olduğunu belirten dernek üyeleri, sıkıntılarını şöyle dile getirdi:

Su var ama depolara aktaramıyoruz. Kışta ihtiyaç yok ama yazda bir şeyler ekiyoruz, su günde 2 saat geliyor. Ya sabahın 5'inde ya da öğleden sonra 4'te… Suyu kaçırdığımızda belediyeyi arıyoruz, tankerle su taşıyor. Ama taşıma suyla değirmen dönme. Şimdi başka bir kuyu bulundu, umarız yaza kadar düzeltirler…"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.