Uluslararası vergi hukuku kuralları değişiyor

Yayın Tarihi: 13/02/17 08:00
okuma süresi: 11 dak.
A- A A+
Türk Lirası'nın yabancı ülke para birimleri karşısında devam eden değer artışının KKTC ekonomisinde neden olduğu pahalılık ve diğer olumsuzluklar ile hükümetin bu konuda önlem almaması ile kayıtdışı ekonomiyle etkin mücadele başlatmamasına ilişkin tutumu devam ederken anavatan Türkiye Hükümeti halkın satın alma gücünün çok azalmaması ve ekonomideki durgunluğun giderilmesi amacıyla çeşitli vergilerde indirimler, iadeler ve kredilendirilmelerde kolaylıklar sağlamaya devam etmektedir.

Bu kapsamda yapılan bazı düzenlemelere ilişkin olarak TC Maliye Bakanı Sn. Ağbal'ın Anadolu Ajansı'na vermiş olduğu beyanatta bazı ürünlerdeki KDV ve ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) oranlarında indirim yönüne gidildiğini bu nedenle birçok malın ucuzlayacağı için vatandaşların bundan yararlanacağını dolayısıyla da ekonomik faaliyetlere hareket getireceğini belirtmiştir.

Bu amaçla üç aylık süre kapsamında yapılan düzenlemeler paralelinde beyaz eşya ve mobilya sektörüne hareketlilik getirecek olan bu uygulama ile ürünlerin ucuzlayacağı için vatandaşın bu dönemde alışverişinin avantaj olacağını ifade edilmiştir.

Ayrıca, birçok teşvik amaçlı düzenlemeler arasında yeralan aşağıdaki bazı muafiyetler de öngörülmüştür.

  1. Sanayici belgesine sahip işletmeler tarafından münhasıran imalat sanayinde kullanılmak amacıyla alınan makine ve teçhizatın finansmanı için bu işletmeler tarafından kullanılan krediler dolayısıyla ödeme faizler Banka ve sigorta Muameleleri (İşlemleri) Vergisinden istisna;

  1. Dâhilinde işleme tabi tutulan ihraç mallarının üretimde kullanılacak maddelerin tesliminde uygulanan KDV tecil ve terkin işlemlerine ilişkin 31.12.2015 tarihine kadar öngörülen süreye ilişkin düzenleme 31.12.2020 tarihine kadar uzatılmıştır.

  1. Şirketlerin pay devirlerinden alınan harçlar kaldırılmıştır.

  1. Damga Vergisi (Pul Vergisi) ne ilişkin sözleşmelere üst sınır getirilmiştir.

  1. 10 Ocak 2017 tarihinden itibaren bazı limanlarda Türk Lirası kullanılmasına ilişkin düzenleme yapıldı.

  1. KOBİ (Küçük ve Orta Boy İşletmeler) statüsündeki işletmelere faizsiz kredi diğer işletmelere devlet kefaletli krediler verilmesine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.

  1. Artan maliyetlere karşılık özellikle halkın ısınma ihtiyacı dikkate alınarak Mart ayı sonuna kadar elektrik ve doğal gaza zam yapılmaması hususunda karar üretilmiştir.

Yukarıda belirtmiş olduğum bir kısım örneklerden de anlaşılacağı üzere Türk Lirasının döviz karşısında değer kaybı dolayısıyla Türkiye ekonomisinin karşılaştığı olumsuzlukların giderilmesi amacıyla Türk hükümetinin son aylarda almış olduğu bazı önlemler hakkında ilgililere ve yetkililere ışık tutmaya çalıştım. TC yetkililerinin ekonomi konusundaki açıklamalarına bakıldığı zaman daha bazı önlemlerin alınacağı anlaşılmaktadır. Önemli olan, mevcut durumda halkın alım gücünün azalmasını önlemek veya yavaşlatmak suretiyle ekonominin iyileştirilmesini sağlamaktır.

Öteyandan Genelde kalkınmış ülkeler, özelde ise kalkınmakta olan ülkelerde uluslararası vergi hukukuna ilişkin çalışmalar da hızla devam etmektedir. Dünyada hiçbir konu ve uygulama sabit değildir. Gelişen sosyo-ekonomik durumlar karşısında uluslararası kuruluşlar vergi uygulamalarını uyumlaştırmak ve kayıtdışı ekonomilerinin boyutlarını asgariye indirilebilmek amacıyla çeşitli çalışmalar yapmakta ve bu çalışmalar sonucu ülkeler öngörülen uygulamalara uyum sağlayacaklarına ilişkin uluslararası anlaşmalar imzalamaktadırlar. Elbette ki konunun vergi hukuku olması hiç şüphesiz ticaret yapan birçok şirketin de yakından ilgilendirmektedir.

Nitekim, Türkiye'nin de dâhil olduğu OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) ve G 20 ülkeleri olmak üzere yüzden fazla ülkeyi ilgilendiren ve uzun süreden beri uluslararası vergi kuralları üzerindeki çalışmalar sonuç aşamasına gelmiş olup bu kurallarda önemli miktarda yeni düzenlemeler oluşturulmuştur. Bu konuda hazırlanan anlaşmanın taslak içeriğinde mevcut vergi kurallarının güncellenmesi ve özellikle vergiden kaçınmaya (tax avoidance) yönelik yasal sayılabilecek veya istismara açık olabilecek olanları sınırlamak veya ortadan kaldırılması çalışmaları yeralmaktadır.

Aralık 2016'da OECD tarafından yayımlanmış olan bu anlaşma taslağında "Matrahın Aşındırılması ve Kârın Aktarımı Projesi'nin (Tax Base Erosion and Profit Siftin Project) sonuçları üzerinde durulmaktadır. Çok taraflı uluslararası bu anlaşma ülkelerin bilgisine sunulmuş olup 6-7 Haziran 2017 tarihinde Paris'te imza töreni ile yürürlüğe konulacağı öğrenilmiştir.

Bahse konu anlaşmanın yürürlüğe konulabilmesi için en az 5 ülke tarafından imzalanması ve bu ülkelerin yasama organları tarafından onaylanması gerekmekte olup anlaşmanın temel amacı, anlaşmaya taraf olan tüm ülkelerde saptanmış olan asgari standartları aynı şekilde yürürlüğe koymak suretiyle Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarının (ÇVÖA) amaç dışı veya kötüye kullanımını engellemek ve uluslararası vergi uyuşmazlıkları bakımından mevcut mekanizmaları geliştirmektedir.

Bahse konu anlaşma içeriğinin özü uluslararası vergi anlaşmaları ile ilgili hususları içermekte olup bunları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür.

  1. Ülke mevzuatlarındaki farklılıklar nedeniyle vergi anlaşmalarına taraf ülkelerce farklı şekilde yorumlanan veya nitelendirilen işlem ve düzenlemelere açıklık getirmek.

  1. Vergi anlaşmalarına taraf ülke yükümlülerinin vergiden kaçınmaya (tax avoidance) neden olan işlem ve yapıların engellenmesini gerçekleştirmek.

  1. Daimi işyeri (permanent establishment) statüsünü kötüye kullanılması suretiyle vergiden kaçınmaya yol açan işlem ve düzenlemeleri engellemek.

  1. Anlaşmaya taraf ülkeler arasında vergi kayıplarının önlenmesi ve karşılıklı işbirliği konularında karşılıklı anlaşma usullerinin etkin hale getirilmesini sağlamak.

  1. Gayri maddi varlıkların transfer fiyatlandırılması boyutunu ortaya koymak ve bu konudaki belgelendirme kurallarını geliştirmek.

  1. Dijital ekonomik faaliyetlerin vergilendirilmesini etkinleştirmek.

  1. Ülkelerin vergi rejimleri bakımından bilgi değişimine (vergi amaçlı istihbarata) ilişkin bilgilerin anlık değişiminin sağlanması için ülkeler arasında önlemler almak.

Bahse konu anlaşmanın en büyük yararı ise ülkelerin daha önce akdettikleri birçok anlaşmayı yeniden görüşmeleri yerine tek bir anlaşma ile yeni kurallar getirmelerine olanak sağlamaya yönelik olmasıdır. Diğer bir anlatımla anlaşmaya taraf olan bir devlet anlaşmayı imzalaması halinde, bazı özellikli koşullar dışındaki asgari standartları kabul etmiş olacaktır.

Özetle değerlendirecek olursam OECD'nin hazırlamış olduğu "Vergi Matrahının Aşındırılması ve Konu Aktarılmasına İlişkin Eylem Planının" bir bütün olarak tasarlandığı ve sadece bir konuda alınacak önlemlerin yeterli olmayacağı gerçeğinden hareketle bu konudaki önlemlerin toplu olarak alınması gerekmekte olup bu konu IMF ile birçok uluslararası kuruluş tarafından da belirtilmektedir.

Öteyandan, geçtiğimiz hafta Rum basınında yayımlanan bir haberden öğrendiğime göre AB Komisyonunun AB ülkelerinde faaliyet gösteren kurumlara yönelik öngörmüş olduğu "Konsolide Edilmiş Ortak Kurumlar Vergisi Matrahı" (Common Consolidated Corporate Tax Base - CCCTB) düzenlemesi ile ilgili vergilendirilme kurallarına ilişkin düzenlemelerin uygulanması hakkındaki konu Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) meclisinde ele alınmış ancak bunun uygulanması durumunda GKRY'nin büyük miktarda vergi kayıplarına neden olacağı için ekonominin olumsuz yönde etkileneceği gerekçesiyle başta Meclis Ticaret Komitesi başkanı olmak üzere birçok milletvekilinin muhalefetine maruz kalmıştır.

AB'nin üye ülkelerde yürürlüğe koymayı istediği bu düzenlemeye göre AB ülkelerinde faaliyet gösteren şirketlerin vergiye tabi kazançlarının ve vergilendirilmelerinin tek bir mevzuat kuralları altında hesaplanacağı öngörülmüştür. Diğer bir anlatımla, AB ülkeleri, ülkelerinde faaliyet gösteren şirketlerin vergilendirme işlemlerinde uygulanan matrah hesaplama yöntemleri ile kazanç tahsis ve vergilendirme kuralları ilgili ülkelerin vergi yasalarında öngörülen kurallar yerine AB'nin bu konuda yayımladığı ve "Konsolide Edilmiş Ortak Kurumlar Vergisi Matrahı" (Common Consolidated Corporate Tax Base - CCCTB) direktifleri kapsamındaki kurallara istinaden vergilendirilmesi öngörülmektedir.

Bu uygulamadan kaçınmanın ne deni ise GKRY'nin birçok şirkete sağlamış olduğu vergi muafiyet istisna vs. bazı teşviklerin Güney Kıbrıs bakımından cazibesini kaybedeceği ve birçok yabancı şirketin faaliyetine son vereceği için ekonomik olumsuzluklara neden olacağı iddia edilmektedir.

Bugüne kadar bahse konu AB uygulamaya İngiltere ile birlikte karşı çıkan GKRY, İngiltere'nin AB'den ayrılması ile bu konuda diğer ülkelerden pek destek bulamayacağı anlaşılmaktadır.

Yukarıda belirtmiş olduğum konular dikkate alındığı zaman KKTC olarak hükümetin de bu durumları yakından izlemeli, kayıtdışı ekonomi ile mücadeleyi başlatmalı vergi hukukumuz ile kamu hizmetleri ile bürokrasinin daha etkin ve yatırımcılara uygun hale dönüştürmek için gerekli düzenlemeleri yapmayı ivedilikle önem verilmelidir. Bu nedenle geçmiş Maliye Bakanlarına da önerdiğim gibi Maliye politikalarının oluşturulması ve geliştirilmesi amacıyla dünyada ve özellikle KKTC'ne rakip olan ülkelerde meydana gelen gelişmeleri sürekli izleyecek olan "Vergi İzleme, Değerlendirme ve Strateji Saptama Birimi'nin" oluşturulması kaçınılmazdır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.