Başbakan adına üzüldüm!

Yayın Tarihi: 18/04/17 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Önce empati yaptım…

Başbakanım ve kızımın mezuniyet töreni için İstanbul'a gidiyorum!

Yanımda da kalabalık bir ekip…

Eleştiri yapanlara da şunu söylüyorum:

"Oraya baba olarak gittim…"

Bundan daha güzel bir açıklama olamaz!

Baba-kız ilişkisi muhteşemdir…

İnsan değil İstanbul'a dünyanın diğer ucuna gider, o diplomayı verirken de gözleri nemlenir!

Bunu da ancak yaşayan bilir…

Ama işte gün gelir ağzınızdan çıkan sözler sizi yargılar ve kamuoyu karşısında çok zor durumlarda kalırsınız!

İşte sırf bunun için Başbakan adına üzüldüm…

Burada asıl konu asla para değil ama, hemen bugün gereğini yapıp İstanbul harcaması neyse bunu bir şekilde ödemeli!

…

Olay KKTC'de bir ilktir…

İlk derken kamuoyuna yansıyan bir ilki teşkil ediyor!

Zira daha önceki yıllarda öyle ziyaretler, öyle harcamalar yapıldı ki, bunları bilseniz dudağınız uçuklar…

Basur ameliyatı için KKTC'yi değil de İstanbul'u tercih edip faturayı devlete yükleyenler!

Sözleşmesi olmadığı halde yine İstanbul'daki hastanede kalp ameliyatı olup evrakta tahrifat yapıp yüklü miktarları milletin ensesine yükleyenler…

Annesinin 100 bin sterline patlayan bakımını Londra hastanelerinde yaptırıp ücretini devlete yazdıranlar!

Resmi olmayan Uzak Doğu tatilini 7 sülalesi ile birlikte geçirip bunu da vatandaşın cebinden ödeyenler…

Ve daha niceleri!

…

Burada Ombudsman'ın değeri bir kez daha su yüzüne çıkmıştır…

Eskiden de elbette bu makam vardı ama bu tür olayların yansıması ilk olduğu için önemlidir!

Emine Dizdarlı'yı da kutlamak gerek…

Bu ülkenin Başbakanı aleyhinde bir karar üretip ama tabi ki bunu hep yasalara göre yapan bir makama ancak saygı duyarız!

Böyle bir karar bile artık yeni siyasetçilerin ki burada konu Özersay ve ekibidir, eskilere göre çok daha duyarlı, araştırmacı ve sorgulayıcı olmasıdır…

Sonuçta devletin giderleri her ne olursa olsun hiçbir makam sahibinin değil, vatandaşın cebinden çıkan paralardır!

Popülizm yapmadan bu tür sorgulamalar ne kadar fazla olursa, yönetimler daha fazla şeffaf olmak zorunda kalacak ve bu da toplumun genelinin faydasına olacaktır…

…

Başbakan adına üzüldüm…

Çünkü maddi konularla böyle anılmak, deşifre olmak çok da şık şeyler değil!

Köklü bir partinin genel başkanı, ülkenin Başbakanının bu kadar acemice hatalar yapma lüksü yoktur…

Onun için işte çok gecikmeden gereğini yapmalı ve kimsenin ağzına daha fazla sakız olmadan 'baba' olmanın gereğini yerine getirmelidir!

Aksi halde bu yanlış çok da iyi niyetli bir yanlış olarak vatandaşın bilinçaltına işlenmeyecektir…

Biz önerimizi yapalım da gerisi de artık Başbakan'a kalmıştır!

Akıncı'ya haksızlık yapıyorlar!

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın şu anki ruh halini çok merak ediyorum…

Büyük çözüm umutlarıyla makama seçildi, yaşanan süreçte komşu ile çözümün çok da kolay olmadığını bizzat yaşayarak öğrendi…

Hele de bazı eleştiriler var ya!

Geçenlerde bir meslektaş bir televizyon kanalında vurdukça vuruyor…

Çözümden başka bir alternatif ortaya koyamamış diye eleştiriyor!

Ya Akıncı'yı iyi takip etmiyor ya da burada amaç başka…

Oysa Akıncı birçok kez çözüm olmaması halinde KKTC ile yola devam edeceklerini söylemişken!

Severiz ya da sevmeyiz, ama biraz insaflı olmak durumunda, hatta zorundayız…

Eylemlerde çifte standart!

Tıp-İş bugün Meclis önünde eylem yapacaktı bu karar Lefkoşa Kaymakamlığı'ndan geri döndü…

Şimdi hastane önünde yapmayı planlıyorlar!

Kendilerini çok eleştirdik ama bu konudaki sitemlerinde haklıdırlar…

Bu ülkenin çiftçisi, hayvancısı ve kamyoncusu Meclis önünde eylem yapma hakkına sahipken hekimlerin sesini duyurması için bu hakka sahip olmaması demokrasi ve eşitlikle bağdaşmaz!

Eylem ve mitinglerde bile ülkede çifte standart uygulanıyorsa vay halimize…

İç güvenlik sorunumuz var…

Bunu söyleyen KKTC'nin İçişleri Bakanı Kutlu Evren…

Dün Meclis kürsüsünde dile getirdi ve doğru tespitlerde bulundu!

Polis sayımız az ve çok kıt olanaklar, büyük özverilerle çalışıyorlar…

Yıllardan beridir konuşulan mobese sistemi bir türlü KKTC'ye getirilmedi!

Demek ki sorun da belli çözüm de…

Dikkat ederseniz özellik de üçüncü dünya ülkelerinden adaya yerleşmek ya da öğrenim görmek için gelenlerin de artmasıyla asayiş olaylarında büyük yoğunluk yaşanıyor!

Buna Türkiye'den buraya gelip cinayet ya da soygun olaylarına karışanlar da dahil…

İyi de çözüm belliyken ve konu da çok hassas olan iç güvenlikse reçete niçin uygulanmıyor!

Asıl sorun da burada yatıyor…

Bizden ses seda yok!

Türkiye'de çok tartışmalı bir referandum süreci yaşandı…

Her kafadan bir ses çıkmaya devam ediyor!

Tek konuşmayan bizim yöneticiler oldu…

Türkiye'de anayasa değişikliği için bir referandum yapılmış, çok önemli bir değişime imza atılmış ki bu yakın gelecekte bizi de ilgilendirecek!

Ama bizimkilerden hala bir ses yok…

İnsan bir göstermelik olsa bile iki satırlık bir açıklamam yapar pozisyonunu ortaya koyardı!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları