Başbakan kurtuldu, artık Cumhurbaşkanı düşünsün

Yayın Tarihi: 06/09/17 07:57
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+
Öyledir demiyorum.

Ama Cumhurbaşkanı'nın, tek ayağının üstünde, Din İşleri Başkanı Talip Atalay'ı görevden almama konusunda direttiği görüntüsü var artık.

Biliyorsunuz görüntüler, çoğunlukla gerçekliğin önüne geçer. Hele hele bu imajı düzletmek için herhangi bir çaba olmazsa, hatta bunu pekiştirecek ısrarlı hareketler, imajı iyice bozar, bitirir.

Bu saatten sonra "Cumhurbaşkanı neden Atalay'ı koruyup kolluyor?" sorusuna maruz kalacağı kesindir Sayın Başkan'ın.

Cumhurbaşkanı'nın kendince gerekçeleri olabilir. Pek de doğaldır.

"Dinler arası diyalog bağlamında bana lazım" bile Cumhurbaşkanı'nın ortaya koyabileceği bir gerekçedir ancak günümüzde o ifade bile tehlikeli.

Şimdi gelin, bildiklerimizi sıralayalım...

Başbakan, kendisine bağlı bir kurumun başındaki kişi ile belirli nedenlerden dolayı çalışmak istemiyor.

Başbakan ve ondan önceki Başbakanlar, Türkiye'nin bu konuda bir tavır içerisinde olduğunu anladıklarından, daha önce Türkiye tarafından atanan ancak sonra görevden alınan Atalay'ı aynı minvalde görevden alıp, Türkiye ile hassas ilişkileri bu nedenle germek istemediler, istemiyorlar.

Bağlı bulunduğu Vakıflar İdaresi ile ilişkileri son derece olumsuz olan Atalay'ın bu bağlamda görevde olması sıkıntı yaratıyor.

Şimdi bu tabloya baktığımızda, Din İşleri Dairesi Başkanı Talip Atalay'ın, Başbakan ve Vakıflar İdaresi dahil olmak üzere tüm amirleri tarafından istenmediği gerçekliği ortaya çıkıyor. Öyle muz kabuğu ile ayak kaydırma ya da Engizisyon Mahkemesince dinden çıkarma gibi bir durum yok gibi duruyor.

Kanımca ve anayasanın hükümlerince de Başbakan'ın siyasi atama ya da görevden alma konusunda Cumhurbaşkanı'na gerekçe bildirme gibi bir zorunluluğu yok. Sorumluluk onda olduğundan, kiminle çalışacağını seçme yetkisi de ondadır.

O nedenle, "Gerekçeye bakarım. Beğenmezsem, paşa paşa çalışacaksınız" demek pek de doğru gelmiyor.

Başbakan, pekala iki satır yazıp, "uyumsuzluk" gerekçesiyle görevden alınması için gereğinin yapılmasını arz eder, Cumhurbaşkanı'nın talep ettiği gerekçe anında da "uyumsuzluk" olarak da kayıtlara geçer.

Ancak Başbakan ve Cumhurbaşkanı dahil herkes gerçek nedenin bu "uyumsuzluk" olmadığını biliyor olacak.

Başbakan, anladığımız kadarıyla önce sözlü uzlaşı yolunu aramış, bulmayınca, yazılı gönderip, "Günah benden gider" diyerek yoluna devam etmiş. Bu arada, "yazılı bir talep gelmedi" bahanesi de ortadan kalkmış durumda.

Başbakan, soranlara (ki soranlar çok), "Ne yapayım? Ben görevden aldım ama Cumhurbaşkanı imzalamadı" deyip, bundan önce göğsünde yumuşatmak zorunda kaldığı tepki ve talepleri, artık eskiden yeşil sahalarda iken yaptığı gibi 'gelişine vole ile' Saray'a gönderebilecek.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları