Sanal ruhlarız artık

Yayın Tarihi: 10/10/17 08:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+
Dün gün boyunca, başta televizyonlar olmak üzere her medya aygıtında Amerikan doları ve euronun kırdığı tarihi rekor haberleri vardı.

Bizde bir de İngiliz poundu denen mesele var elbette.

Hem Türkiye hem biz, ülke adına sanki rekordan rekora koşup, bu rekorları tarihe yazdıracakmışız gibi izledik.

Çünkü artık hayatlarımız; sadece ekranlarda, sosyal medyada, gazetelerde yer alan haberleri okuyup, olguları anında geride bırakmak, televizyon terimi olan zaplamak (Okan Bayülgen'in kulakları çınlasın) sözcüğündeki gibi bir şey.

Birisi çıkıp sosyal medyada, örneğin dövizin yükselişine saydırsa ve onu meşhur "beğen" tuşu ile beğendiğimizde, fikirsel katılımın sonucu bir tatmine varıyoruz. Like yaptık ya, tamamdır! Daha ne olsun?

Taksicilerin bir derdi olup devletin makamlarına araçları ile yığıldıklarında, önce kızmak yerine anlamayı unuttuk mesela. Eylem kapımızın önünde olsa, pencereden bile bakmadan, sosyal medyada yayınlanan habere, ya destek ya karşı duruş sergileyen açıklamaları beğenip, kapımızın önünde olan biteni hiçleştiriyoruz.

Bizler gibi, okuma yazma oranı yüksek ama kültürel altyapısı -tüm iyi niyetimle- akışkan bir nüfusun pençesinde giderek zayıflayan -hatta yok olmak üzere olan- toplulukta, sosyal medya sadece dedikodu mecrasıdır. Hasetin, çekememezliğin internete bürünmüş halidir. Gerisi hikaye. Kültürü geliştirmek için kaç kazan molehiya daha pişirilip kaç folklor oyunu daha oynanır bilemem, ama bunlarla çözülmeyeceğini iyi bilirim.

*

Döviz evet yükseldi. Ama biz onu konuşmadık bile. Ekonomimizin nasıl eridiğini, bir sabaha daha ne kadar fakirleşerek uyandığımızı, bu gidişin sonunun ne olacağını umursamadık. Dövizin rekor kırdığı haberini birbirimize "marazi" ifadelerle aktardık ve günü tamamladık.

Kendi derdimizi bile umursamadık ki, sıra mesela öğrenciye gelsin, borçluya gelsin. Bu çocukların ödedikleri kiralara, sanki İngiltere'de yaşıyormuşuz gibi her şeyin pounda endekslenmesine daha sıra gelemedi bile.

Çünkü bunları konuşmak yerine o esnada, dün gece kimin nerede ne yaptığını inceliyordu herkes!

'Sosyal medya story'siyiz her birimiz. "Toplumsal" dertleri bile dedikodu boyutunu aşamayan ritüellerimizde konuşma malzemesi yapmaktan ileri gidemeyiz.

Gerçek yaşamlardan uzak, sosyal medyanın, fotoğraf makinelerine bakan gözleriyiz. Birilerinin gör ve paylaş dediklerinin ötesine gitmeyen sanal ruhlarız artık!

Tüm yazdıklarımı kendim için yazıyorum zaten. Bir film senaryosu olarak. Allah'tan bunlar bir film hikayesi ve benim ülkemde hiçbirisi yok.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları