UBP'yi bekleyen sorunlar…

Yayın Tarihi: 29/12/17 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Genel seçimler için artık son düzlükteyiz…

Ortak görüş, ilk kez böyle hareketsiz bir seçim oluyor!

Hareket olmayınca da bereket olmuyor dolayısıyla…

Seçmen o coşkuyu sokaklarda göremeyince 'ne halleri varsa görsünler' diyor!

Haklılar çünkü o veya bu şekilde Meclis aritmetiği ve isimleri yenilecek, onlar koltuğa otururken vatandaş yine sorunlarıyla baş başa bırakılacak…

Heyecan olmadığı için de tadı tuzu olmuyor eskisi gibi seçimlerin!

Adaylar sokak sokak geçmekten ayakkabı eskitirken, vatandaş geçim derdinde, başka gerçek sorunlarının peşinde…

Hem dövizi takip ediyor hem de fatura ödemekten anası ağlıyor!

…

Yine de genel olarak bir analiz yapalım dedik seçimlere yönelik…

UBP ile başlarsak;

Özgürgün, 7 Ocak tarihini onayladı çünkü partideki düşüşün farkına vardı…

Zararın neresinden dönülürse kardır zihniyetiyle, doğru da yaptı!

Yanlışı ise, boşanma kararını seçim sonrasına bırakmamasıydı…

Ama belli bunu bir bedeli olacağın biliyordu ve bunu da hesaplayarak muhaliflerin daha fazla güçlenmesinin önüne böyle geçmek istedi!

Şimdi sadece dışarıda değil artık içeride de kazanır mı kazanmaz mı tahminleri yapılıyor…

Tabi partililer sadece 7 Ocak akşamını değil ondan sonrasını da düşünmeye başladı!

Hatta yeni genel başkan adaylarının isimleri bile artık telaffuz ediliyor!

UBP bu havayla seçime girerse kendine eder…

İkinci bir İrsen Küçük vakası partiye kazandırmaz, halkın gözündeki yerini aşağıya çeker!

…

Şu anda aslında UBP'nin sorunu Hüseyin Özgürgün'ün özel hayatı ile ilgili gelişmeler değil, parti içindeki karmacılar sorunudur…

Özgürgün gider bir başkası gelir ama, mecliste ne kadar vekilin varsa o kadar çok güçlüsün gerçeğini düşünen yok!

Ne kadar çok mührün kırılmasının o kadar az sayıda vekil çıkarılacağının da…

1'likteyiz diyorlar ama sadece seçim reklamlarında!

Perde gerisi öyle değil…

Hemen her bölgede listeler uçuşuyor havalarda!

Seçilmek için birbirini kesenler…

Mühür kıranlar…

Başka partililerle işbirliği yapanlar…

Geçmişteki yaşanan bir takım olayları unutamayıp intikam ateşiyle yananlar…

…

Bakanlar tekrar kazanıp koltukları korumayı yeğliyor ama 7 Ocak sonrası iktidarda olamama gerçeğini düşünen yok…

Bir bakan bir diğer bakanı eğer kesiyorsa, aslında ona değil kendine de zarar veriyor ama gözünü sadece kazanmak bürümüş bir kere!

Vekillerde aynı terane…

Partilisinin sırtını basacak ki kendi kazansın ama o kazanmasın!

Yeni adaylar da ona keza…

Çok iyileri var!

Orta şekerli olanları da…

Ama iki kelimeyi bir araya getiremeyen de var!

Buna rağmen kendilerini mecliste hayal ediyorlar…

Ve ne yazıktır ki artık son viraja girilirken bazıları başka partilerin adayları ile dirsek temasına girdi bile!

Kır mührü, sen bana, ben sana çirkinlikleri…

…

Tüm bu olumsuzluklara rağmen, siyasilerin de toplumunda genel kanısı UBP'nin yine birinci parti çıkacağı yönünde…

Bu UBP için iyi bir fırsat aslında!

Tabi ki değerlendirebilirlerse…

Karmaları geri çevirip, mühürleri çoğaltabilirlerse!

1'iz diyorlar ya…

Bu ancak 1'likte olurlarsa sonuç hepsinin birden hayrına olacaktır!

Gezici anketi bugün açıklanıyor…

Büyük tepki aldı…

Millet öfkesini kustu!

Şaibeli ya da değil…

Ama son anketi de eskileri gibi merak ediliyor!

Dün sadece biz bu konuda onlarca telefon aldık…

Hele de YSK bu konuda yasak getirince ki bu yeni değil geçmişte de böyleydi!

Gezici'nin anketi bir o kadar daha gizemli ve merak edilir oldu…

Murat Gezisi bu anketi hangi Türkiye basınında yayınlayacak, sonuçlar ne çıkacak son birkaç günün en fazla konuşulan konularının başında geliyor!

Sadece Merak İşte?

Kahve ve seçim rüşveti?

Paralı olmak da zor bu ülkede…

Şu anda bunun en fazla zorluğunu da Bulut Akacan çekiyor!

Seçim rüşveti olarak kahve dağıtıyormuş da ondan…

Yani absürt düşüncedir bu!

Allahın kahvesinin de artık rüşvet olarak görülmesi ve algılanması çok da normal bir durum değildir…

Gazeteler promosyon dağıtırken niye kimse sesini çıkarmıyor ki?

Manifestolar umurumuzda mı?

Aslında partiler bunun için çok kafa patlattılar ki…

Seçim manifestolarını ortaya çıkarmak için ekipler kurdular, yoğun çalışmalar yürüttüler!

Ama bizde manifestolar yarışmıyor işte…

Seçmen de seçilmek isteyen de hakarete varan eleştirileri seviyor bizde!

Hoş şunu diyenler de yok değil;

Şimdiye kadar kim iktidara gelince manifestosunu hayata geçirmiş ki?

Sağcı mı solcu mu?

Kudret Özersay'ı eleştiriyorlar…

Ne sağcı ne de solcuymuş!

Yani bu nasıl bir eleştiri anlayışıdır anlamak çok güç…

Şimdi sağcıyım dese dert, solcuyum dese başka dert!

Öyle olaylar vardır ki;

İnsan kendini kiminde sağda, kiminde de solda buluverir…

Vazgeçin artık bu ayrımcılıktan!

Seçim harcamalarını unutmayalım?

Sanki yine gümbürtüye gidecek gibi görülüyor…

Hala hiçbir parti bu seçimlerde seçimler için ne kadar bütçe ayırdı açıklamadı!

Gazetelere bakıyorsunuz onlarca sayfa renkli reklam…

Yemeler içmeler ve salon kiraları ona keza!

Tüm partiler de bu harcamaları hangi kaynaktan yapıyor, seçimler yapılmadan bunu açıklamalıdır…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları