Kadınlar Günü, lahmacun ve simit

Yayın Tarihi: 11/03/18 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Yukarıdaki başlığa bakıp Kadınlar Günü gibi önemli bir gün ile dalga geçtiğim yanlışına sakın düşülmesin. Bu hafta değineceğim iki konuyu da yazıma başlık yapmak istedim.

Kadınlar Günü

8 Martta bir Dünya Emekçi Kadınlar Günü daha kutlandı. Birçoklarımıza göre anıldı. Bu gün kadar farklı algılanan gün az bulunur.

Kimisi günü eğlenceler, kokteyller düzenleyerek, şampanyalar patlatarak kutlar, kimisi konferanslar, açık oturumlar düzenler, gönün önemini anlamlı bir şekilde anarak kadın eşitsizliği üzerine farkındalık yaratmaya çalışır.

Hangi şıkkı savunduğumu tahmin etmek zor olmasa gerek. Kadınlar Günü sevgililer günü saçmalığına benzemez. O yüzden bu günde bazı erkeklerin kadınlara çiçek, pahalı hediyeler verdiğini görmek midemi bulandırır.

Bir de bazı kişiler bu günde erkekleri doğurup yetiştiren kadınlar olduğu için kadınların karşılaştığı eşitsizlikten, şiddetten, istismardan, ayırımcılıktan kadınların sorumlu olduğu saçmalığını savunan sosyal medya paylaşımı yaparlar ki, işte bu beni çıldırtır.

Erkek egemen dünyamızda bu tür saçma bir tartışmayı gündeme getirenlerin argümanlarına cevap vermeye bile değmez bana sorarsanız.

Son derece sinir bozucu bulduğum bir başka şey de özellikle kadınların "cinsiyet eşitliği"nden bahsetmesidir. Niye kadın eşitsizliği değil de cinsiyet eşitliği. Sanki iki cinsiyetin aynı derecede eşitlik sorunu vardır.

Bir başka yaklaşım da şu: "Siz erkeksiniz. Siz bu günün nasıl değerlendirileceğine karışamazsınız".

Özellikle yapıcı sandığınız katkılar yapma girişiminde bulunduğunuz zaman bu tavırla karşılaşmak gerçekten beni sonsuz üzer.

Kadın eşitsizliği sadece kadınların sorunu değildir. Hepimizin sorunudur. Özellikle kadın eşitsizliğinin mimarları olarak biz erkeklerin daha çok sorunudur. Bu çağdışı eşitsizliği gidermek için biz erkeklere çok daha fazla görev düşer.

Birkaç hafta önce İngiltere Kadın Platformu ev sahipliğinde, kadına karşı şiddet konusu üzerinde çalışmalar yapan büyük bir grup İngiltere'ye bir ziyaret düzenlemişti.

"Biz Dünyalıyız" adı verilen proje Türkiye ve değişik ülkeler arasında bu konudaki mücadele için farkındalık yaratmak ve işbirliği geliştirmek amacını güdüyordu.

Proje bazında İngiltere'ye ziyarette bulunan grup, Enfield Belediyesi, Londra Büyükşehir Belediyesi ve Britanya Parlementosu Lordlar Kamarasında toplantılar düzenledi. İzmir ve Ege bölgesinin değişik yörelerinden katılan 3Ou aşkın kadın örgütleri temsilcileri, avukatlar, işkadınları ve işadamları, kadın eğitimciler çok yararlı temaslarda bulundular.

Bazı toplantılarına katıldığım bu değerli insiyatifin önemli bir özelliği, proje koordinatörlüğünün bir erkek tarafından yapılmasıydı. Değerli Muharrem Dayanç beyefendi. Muharrem bey İzmir'de bu konularda birçok insiyatif geliştiren aydın birisi.

Çok önemli bu projenin başkalarına örnek teşkil etmesini arzu ederim.

***************************************

Lahmacun ve simit

Yıllar önceydi. 1960lı yılların ortalarında, bir orta okul öğrencisiydim. O zamanlar sokak satıcılarına her yerde rastlanırdı. Lefkoşa'nın daracık, tozlu sokaklarında bisikletleriyle, diş kamaştıran gıcırtılar çıkaran tahta arabaları ile gezer, meyve, sebze, dondurma, yoğurt, buz gibi şeyler satarlardı.

Bunlar arasında arabasıyla gezerek nefis lahmacun satan orta yaşlı bir adamcağız vardı. Osman Balıkçıoğlu abim onun 50li yıllardan beri Lefkoşa'da lahmacun, pide satan bir Ermeni olduğunu söylüyor. Sessiz, sakin birisiydi. Yolunu beklerdik biz çocuklar. Sepeti açtığı zaman yayılan nefis kokuyu hiç unutmadım.

Şimdiye kadar da onlar kadar lezzetli hiç lahmacun yemedim. Tadları hala damağımda.

İstabul'u ilk kez ailemle 1987 yılında ziyaret ettim. İkinci gün şaşkınlık içinde Kadıköyün kalabalık caddelerinde gezerken karşılaştığım fakirlik beni şok etmişti. Teyzem olmasa tatil harçlığımızın büyük kısmını dilenen çocuklara dağıtacaktım.

O gün en çok dikkatimizi çeken, simit satan 12 yaşlarında bir çocuk olmuştu. Küçücük yaşından çok olgun görünüyordu. Sıcaktan kumral, uzun saçları alnına yapışmıştı. Sepetinde kalan 15 kadar simiti aldık. Kendine verdiğim parayı saydı ve fazla olanı bana geri vermek istedi. Kalsın deyince gözlerinin dolduğuna tanık olduk.

Çocuktan satın aldığımız simitler boğazımızda düğümlendiler. Yiyemedik. Eve götürüp mahallenin çocuklarına dağıttık.

Simiti çok severim. Ama her yediğimde aklıma o küçük çocuk gelir, hüzünlenirim.

Bugünlerde lahmacun ve simit üzerinden yıkıcı tartışmalara, ayırımcılık çabalarına tanık oluyoruz.

Efendim Simit ve lahmacun Kıbrıslıtürklere has şeyler değilmiş. Cumhurbaşkanı neden simit dağıtmış, gibi saçmalıklar okuyup sinirlerimiz bozuluyor.

Simit, lahmacun gibi yiyeceklerin işçi sınıfı için ne denli önemli olduğu unutuluyor. Yazık, ki ne yazık.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları