Biz almayalım sayın Erhürman, sayın Özersay

KKTC Başbakanı Erhürman ve Dışişleri Bakanı Özersay yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türkler konusunda geçtiğimiz hafta bazı açıklamalarda bulundular.

Sayın Erhürman "Yurt dışındaki soydaşlarımızı geri döndürmek için bazı projeler üreteceğiz" demiş.

Sayın Özersay da "Dışişleri Bakanlığı olarak yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklerin kayıt altına alınması, bilgilerinin sınıflandırılması için çalışma yapıyoruz" demiş.

Vay canına. Tabi biz bunları gazetelerde okuyup, televizyonlarda izliyoruz. "Yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türkler" olarak bize soran, danışan, yok. Anlayacağınız değişen bir şey yok.

Önce, sayın Başbakan, geri dönmek isteyen derken hedefleriniz kimlerdir? Yoksa hepimizin İngiltere'de, Avustralya'da, Kanada'daki yaşamlarımızı bırakıp kullumakya geri Kıbrıs'a dönmemizi mi arzu ediyorsunuz?

Şimdi, "işsahiplerini Kıbrıs'ın kuzeyinde yatırım yapmaya teşvik etmek için bazı projelerimiz var" deseydiniz anlardık.

Hoş, birçok iş sahibinin sütten ağzı yandığı için yoğurdu üfleyerek yiyorlar. Kim gidip Kuzey Kıbrıs'ta yatırım yapacak?

Özersay Haziran ayında Konsey ile temas halinde çalışacaklarını ifade etmiş. Şu bizim İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyinden bahsediyor galiba.

Haziranda Konsey, diğer derneklerle bir park festivali organize ediyor. Konsey oyunbozanlık etmez ve anlaşırlarsa eğer.

Herhalde şimdiden festivale davet edildi sayın Dışişleri Bakanı. Ondan öncekilerin yaptığı gibi birceğez periskan ceviz macunu da getirir belki.

Okuduğum bir haberde Özersay Türkiye'ye yaptıkları resmi ziyarette bu konuyu da gündeme getirdiklerini, Türkiye'nin de buna destek belirttiğini aktarmış. Hangi konuyu, pek anlamadım.

Destek belirtilen konu "yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türkler"e yönelik çalışmalar ise, ne alaka?

Bizimle "vatandaşınız" olarak yapacağınız temaslarda üçüncü bir ülkenin desteğine ne ihtiyacınız var sayın Özersay?

Birçoklarının en büyük talebi olan seçme ve seçilme konusunda Özersay tıpkı kendinden önceki siyasiler gibi yan çizdi ve bu konuda bir görüş birlikteliği olmadığından dem vurdu. Ama kendisinin şahsen bu talebi destekleyip desteklemediğini açıklamadı.

Bunu yapmadığını bırakın, bu konu ile Kuzey Kıbrıs'a yatırım yapılması konusunu bağdaştırdı ki eminim bu birçoklarını çok kızdıracak ve girişimleri için engel teşkil edecek.

Bizlerle ilgili birçok varsayım bulunmaktadır. Geri dönmemiz için yapılacak çalışmalardan "bunca yıldır özlenen ve beklenen bir proje" olarak bahsediyor sayın Özersay. Bunu okurken elimde olmadan okkalı bir kahkaha attım.

Yukarıda bahsettiğim seçme ve seçilme talebi konusunda da gerçek dışı varsayımlar var. Birçoklarımız ne vatandaş olarak addedilmek isteriz ne de seçme ve seçilme hakkı esasında.

Bu açıklamalar hakkında kendisi ile yapılan bir söyleşide bir arkadaşım Başbakan ve Dışişleri Bakanının bu çabaları için şüpheci bir yaklaşım sergiledi.

Bu arkadaşım şöyle dedi: "Bu tamamen bir taktik. Sizi davet ettik, siz gelmediniz. Ne yapalım, biz de TC'den nüfus aktarır, Rum'un nüfusu ile eşitleriz". Bu iddiaya ne kadar da inanmak istemesem hiç de gülünecek iddia değil arkadaşımın iddiası aslında.

"Yurt dışında yaşayan Kıbrıs'lı Türkler" dediğiniz Kıbrıslıtürker, yıllardan beri bulundukları ülkeleri kendilerine yurt, vatan bildiler. Doğduğun değil, doyduğun yer felsefesinden yola çıkarak öyle de olması gerekir.

Kuzey Kıbrıs hükümetleri Kıbrıslıtürkleri geri Kıbrıs'a çekmek istiyorsa önce Kıbrıs'ta çözüm ve barışın sağlanmasına ciddi katkılarda bulunmalıdırlar.

Bize gerçekten yardımcı olmak isterlerse bu ülkede Kıbrıslılığımızı unutturmamak için yaptığımız çabalara destek olmaları gerekir. Çok ciddi bir şekilde hem de.

Bu şekilde Kuzey Kıbrıs'ta Kıbrıslıtürklerin asimile sürecine dur denmesine bizim de katkımız olur.

İngiltere'ye gelip bize katakulli okuyacağınıza bu konuda kolları sıvayıp gerçekçi projelerle karşımıza gelin.

Siyasetçiler olarak bu varoluş mücadelesine karşı kayıtsız kalmayı seçerseniz o sizin bileceğiniz şey.