Gürçağ'a teşekkür ve bir istirham

Girne Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra uzun zamandır izlediğim Cumhuriyet Meclisi oturumlarında dinlediğim en önemli konuşmayı yaptı dün.

Gereksiz saçmalıklar, parti didişmeleri ile intikam tugayı komutanları nutuklarının arasında böyle bir konuşmayı dinlemek hem endişelendirdi hem de doğrusunu ifade etmek gerekirse güven verdi. En azından o mecliste birileri bu konuyu düşünüyor ve gündeme getiriyor.

Gürçağ, çocuklarda erken ergenlik, kanser, gelişim bozuklukları gibi konulara parmak bastı.

Çok iyi hazırlandığı belli olan konuşmasında gıda güvenliğinin kafalarda bir soru işareti olduğu ve alınan gıdaların sağlıklı olup olmadığı ile ilgili herkesin ortak endişesini dile getirdi.

Akabinde Sağlık Bakanı ile Tarım Bakanı kürsüye çıkıp uzun uzun Gürçağ'ın konuşmasına yanıt verdi ancak yine doğrusunu söylemek gerekirse her iki bakanın söyledikleri "cekcak", "önemlidir" , "eğitim şart" , "imkanlar ölçüsünde" kelime ve ifadeleri arasında döndü dolaştı ve beni bir baba ve yurttaş olarak tatmin etmedi.

Babamın babası kanserden öldü, babam da kanserden öldü. Şimdi her markete gittiğimde ya da sofradaki meyve ve sebzeye baktığımda sıranın bana da geleceğinden neredeyse emin bir şekilde bu ürünleri tüketmek zorunda kalıyorum.

Benle ilgili sıkıntı yok.

"Başa gelen çekilir" deyip kendi kaderime razı olabilirim ancak çocuklarım için aynı teslimiyet içinde olmamı ne Sağlık Bakanı ne de Tarım Bakanı beklemesin lütfen.

Çocuklara balık yedirmek, kırmızı etin brucellasından biraz uzaklaştırmak için zaman zaman "imkanlar ölçüsünde" balık restoranları ile ünlü bir yöremize gitmeye çalışırım.

Güzel güzel oturduktan sonra yine o sağlıklı olup olmadıklarından endişe ettiğim sebze ve meyvelerle ilgili endişem başka bir nedenden dolayı depreşir.

Hemen yakınında bulunan elektrik üretim tesisimizden çıkan zehirli gazların ve üretim artıklarının havaya salındığını bilmek, hatta zaman zaman görmek, kansere davetiyenin devlet eliyle yazılıp imzalandığı gerçeğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

"Filtre takılacak" dendi yıllarca ama kimse o yoldan gelmedi. Sadece konuşuldu. Biraz zararlı maddesi daha düşük bir yakıt alınmaya başlandı onunla idare ettirildik. Sorun çözüldü mü? Ne gezer.

O nedenle Sağlık Bakanı ve Tarım Bakanı ile ilgili yukarıda ifade ettiklerime Ekonomi ve Enerji Bakanı'nı da katıyorum ve ondan da çocuklarım ile ilgili kaderine teslim olmuş bir baba gibi davranmamı beklememesini rica ediyorum.

Hele hele bölgede yaşamak zorunda kalanların günlük feryatları artık medyada yeralmadığı için o feryadın yok olduğu hayalciliğine kapılmaması tavsiyesinde de bulunuyorum.

Hatta daha da ötesine giderek, duyarlı vekil İzlem Gürçağ'ın gelecek hafta birde Teknecik baca zehrinin bölgeye etkileri konulu bir güncel konuşma yapmasını istirham ediyorum.