Bir Dolara bak, dön bir de bulutlara...

Kıbrıs müzakereleri gittikçe ilginç bir hal alıyor... İnsanın inanası gelmiyor…Ortada bir müzakere var mı diye bazen düşünüyorum... Diplomatik ataklar devam ediyor...Ama müzakereler masada aktif olarak devam etmiyor… Ortada üzerinde tam olarak anlaşılmış bir metin yok…En azından halkın onayına sunulacak bir noktada değil... Garantörlükler… mülkiyet sorunu…toplumlar arası siyasi eşitlik… konuları ne durumda tam olarak net değil… Toplumların aklında bin bir soru... bin bir sual... az biraz bulutlu... Ama havada bulut var ya bu iş olur diye biz toplum olarak umutlanıyoruz… Önce bir Dolar, Sterlin ve Euro kuruna bakıyoruz, sonra havadaki buluta… bir umut… olur olur diyoruz… Bu Ada'da bir anlaşma olur…

Daha önceleri hangi parametreler ile Ada'daki kalıcı barış süreci desteklendi az çok fikrimiz olsa da… Bugün toplumsal ekonomik kaygıların, siyasi kaygıların önünde olduğunu görüyoruz… Bir dolara bakıyoruz, bir de buluta... olur olur bir anlaşma olur... Biz bugünlerde niye Kıbrıs müzakerelerini konuşuyoruz? Ortada bir müzakere süreci kaldı mı ki? diye ister istemez düşünüyoruz… Şimdi ben her toplumun olmazsa olmazları, kırmızı çizgileri vardır diyeceğim… elmanın yarısı bana kızacak… ama yukarıda bahsettiğimiz mülkiyet, siyasi eşitlik vb. Konularda Kıbrıs Türk toplumunun bir kısmının veya büyük bir kısmının adına nasıl derseniz deyin kırmızı çizgisi... bu konuda hassasiyeti var.

Elbette Kıbrıs Rum toplumunun da kendi doğruları noktasında kendilerine has öncelikleri ve de hassasiyetleri bulunmaktadır. Bir metin üzerinde tam olarak tüm tarafların da bir çırpıda anlaşması zaten diplomasinin doğasına aykırıdır. Fakat... kaç yıl daha beklenir bir çözüm olacak umuduyla… Bu soruya da bir cevap gerek... Bu cevabı ararken kura falan bakmadan... dümdüz aramak gerek... yok ekonomik ortak menfaat sorunu çözecek derseniz de saygı duyarım...

Yok umudumuzu kaybetmek adına demiyorum… Elbet bir ortak metin yaratma çabası içerisinde en fazla ortak noktada buluşma çabaları devam edecektir…Edecektir de biri de bize artık son noktanın neresi olduğunu söylesin… Son nokta çalışmaları başlamış olabilir mi? Baktık görüşmeler netice vermiyor... bir bakarsınız, son nokta KKTC'nin tanınmasına kadar gider... gider mi de gider...

Bir umut… Akdeniz'deki hidro karbon konusu... Ada'ya çözüm getirir… Uluslararası alanda var olan ekonomik çıkarlar… değil yalnızca Ada'ya çözüm… tüm dünyaya barış getirir… yeter ki sonunda enerji olsun…ekonomik kazanç olsun… Bir sabah ah bir sabah uyanır da Ada'daki tüm sorunları çözülmüş bulur muyuz? Hayali belirdi akıllarda… bir sabah uyanmıştık… ve kapıların açıldığını duymuştuk… belli mi olur… belki de anlaşma oldu da henüz biz duymadık… Maraş'ı açmışken bize versinler derim ben... bugün yine dolara baktım... bir de bulutlara... havada bulut var ya bir umut...Ne diyeyim siyasette az biraz mizah olmazsa tadı da çıkmaz… Hep zam, hep zam nereye kadar... kurlara bakın, bir de bulutlara hayal kurmaya devam edelim... Sonrasına da, kurlara göre yine düşünürüz...