Medyada nefret söylemi

Yayın Tarihi: 13/08/18 07:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Kimi cümleler, bilerek ya da bilmeyerek işlenen bir suç durumunda. Nefret söylemlerinden bahsediyorum. Bu tür içerik taşıyan yazılar veya konuşmalar suç teşkil ederken, ne üzücüdür ki "ötekini" öldürmeyi meşru ilan eden ilkel bir "ben" kavramının sonuçları olarak karşımıza çıkıyor. Uzun bir süredir Terör ve Felsefe üzerine çalışmaktayım. Bu konuda yeni bir kitabım çıkmak üzere. Mesele; nedenler - sonuçlar ve felsefe temelli çözümler.

Bu süreci çalışırken ne yazık ki "öteki1 kavramının "öldürme meşrulaştırması" olarak sunulduğunu görmekten rahatsızım. Üstelik ilk insandan bu yana.

İlkellik değişmiyor. Adına "hak", "adaletsizlik", "mücadele", "inanç" ne derseniz deyin mesele, "öteki" yaratıp hedef gösterme ve "ben" kavramının altında buluşarak, Vamık Volkan'ın dediği gibi "çadırın altında toplanma" meselesi.

Bu bilgilere acı da olsa destek katan en önemli çalışmalardan birisi Hrant Dink Vakfı her 4 ayda bir bu tür medya içeriklerini toplayıp, toplumun yüzleşmesini sağlayan çalışması. Yeni period yayınlandı. Hrant Dink Vakfı'nın 2018 yılının ilk dört ayına ait olan Medyada nefret söylemi raporu yine tüyle ürpertici.

Türkiye'de ulusal, etnik ve dini grupları hedef alan yayında, birden fazla gruba yönelik farklı kategorilerde nefret söylemi üretildiği için 2370 yazıya ulaşıldı. Araştırmaya göre incelenen tüm yazılarda 76 farklı grup hakkında 3076 adet nefret söylemi bulunmakta.

Hakkında en çok nefret söylemi üretilen 15 grup arasında ilk sırada Ermeniler, ikinci Yahudiler, üçüncü Yunanlar oldu. Bu isimlere son zamanlarda bir yenisi olarak, Suriyeliler de eklendi. Ermeniler hakkında toplam 671 yazı, Yahudilerle ilgili 427 yazı tespit edildi.

Sayılar daha detaylı olarak incelendiğinde, nefret söyleminde bulunan içeriklerin yüzde 41'i ulusal, yüzde 59'u yerel gazetelerde yer aldı. Toplam 39 ulusal gazete, 935 nefret söylemi içeriğine yer verirken, toplam 390 yerel gazetede 1330 yazı yer aldı.

*

Aslıda konu kimin neyi ne kadar yazdığı kadar, yazılanların kitleleri etkilemesi.

Bir kişi bir içerik yayınlar ama onu okuyan kişilerin kaçı bu düşünce ile iki olur ve bu yazarı veya içeriği kanaat kabul eder? Esas soru bu aslında.

İlk insandan bu yana yaşanan bu tür ilkelliklerin sonu gelir mi bilemem ama yeni bir anlayış mümkün.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları