Menfaatçiyiz; mayamız bu oldu artık!

• Yaklaşık bir haftadır birçok esnafın ve vatandaşın diline doladığı ciddi bir öfke var. Bu da toptancıların paragözlüğüğü, açgözlüğüğü. Düşünsenize toptancının elinde birçok gıda maddesi ve temel tüketim maddesinden bulunuyor, yani stokları var. Fakat depocular hangi sektörde olursa olsun hemen hemen hepsi % 45 fiyat artırımına gitti.

• Tam anlamıyla menfaat tezgahı. Tam anlamıyla karaborsacılık yapıyorlar. Bir paket pirincin 12 lira, bir kutu beefin 20 lira olduğu konuşuluyor. Varın diğer gıda maddelerini düşünün siz. Peki neden benim ekonomi bakanım bu duruma müdahale etmedi? Neden maliye bakanım bu duruma müdahale etmedi?

• Menfaat, bu bizim mayamızda var. Biz menfaatçiyiz, satıcıyız, fırsatçıyız. Kaç tane toplum var dünyada, başka düşmana gerek kalmadan kendi kendini yok edecek. Komşumuzun derdinden sevinen bir millet olduk.

Zaman zaman ülke olarak neden hayır etmediğimizi düşünürüm; sonra kendi hayatımda yaşadığım ve tecrübe ettiğim olaylara bakarım bir. Hem yapım gereği hem de mesleğim gereği oldukça aktif hayatım oldu bugüne kadar. Birçok ortama girdim çıktım; tüm bunları hatırladığımda ülke olarak neden hayır etmediğimizi anlayabiliyorum.

Çünkü biz Kıbrıslı Türkler menfaatçiyiz ve kendi menfaatimizden de başkasının menfaatini asla düşünmediğimiz gibi, engel olma konusunda da inanılmaz negatif enerji harcarız.

Askerlik yapan herkes bilir. Askerde arkadaş arkadaşı komutana yalakalık olsun diye hemen satabilir. Bu söylem hepimizin alışık olduğu bir söylemdir değil mi? Bakınız hemen herkesin aklında ne anılar canlanmıştır. Askere vakti zamanında gittiğimde kendi kendime dedim ki ,Ruma hiç gerek yok bir savaş çıkarsa biz kendi kendimizi vururuz. Çünkü kader ortaklığı yapan nice sıkı dostların birbirini gammazlayıp düşman olabileceğini gördüm. Hem de küçük meselelerden. Dedim ki kendi kendime, işte toplumun çekirdek bir yapısı.

Askeri teşkilatla bir alakası yok bu anlattığımın, askerlik yapan biz Kıbrıslı Türklerden bahsediyorum.

Neyse o günler geçti, hayata atıldım. Birçok meslekten dostlarım oldu ya da dost sandıklarım. Doktor, avukat, sendikacı, işadamı, milletvekili, bakanlar, parti yöneticileri ve gördüm ki aynı tablo yine karşımda; kimse kimseyi çekemiyor. Herkes birbirini satıyor hem de nasıl. Bakanlar kurulunda ne olduğunu öğrenmek istiyorsan 3-4 bakan ahbabın oldu mu kim kiminle ne için kavga etti, hangi rüşvet suçlamaları aleni yapıldı hemen senin kulağına fısıldıyorlar. Bir bakan arıyor kendi partisinden başka bir bakanı çekiştiriyor sana, amaç ne peki? Aman onun önüne geçmesin başarısı.

Doktorlar desen daha beter. Tüm doktorları kastetmiyorum ama paraya bu kadar düşkün başka bir meslek dalı daha yok. Neler anlatıyorlar birbirleriyle ilgili, magazin dergisi satışta zirve yapar. Filanca genel başkan en son yapılan parti meclisi toplantısında ne mi yaptı? Birkaç parti meclis üyesini ara, kapalı kapılar arakasındakini sen yaz, sonra en çok okunan ol.

Peki ne var tüm bunların ardında yatan? Fırsatçılık, fesatçılık ve menfaatçilik.

Hepsinin çıkış noktası beslenme noktası aynı duygulardır.

Aç gözlü tüccarlar

Neden yazdım bu kadar uzun yazıyı buraya kadar söyleyim. Bildiğiniz gibi cuma gününden beridir döviz hem Türkiye'yi hem de bizi darmadağın etti. Türk hükümeti ciddi tedbirler alınca bu ateş yatışmaya başladı ağır ağır. Sonrası ne olur bilinmez gerçi. Yaklaşık bir haftadır birçok esnafın ve vatandaşın diline doladığı ciddi bir öfke var. Bu da toptancıların paragözlüğüğü, aç gözlüğüğü. Düşünsenize toptancının elinde birçok gıda maddesi ve temel tüketim maddesinden bulunuyor, yani stokları var. Fakat depocular hangi sektörde olursa olsun, hemen hemen hepsi % 45 fiyat artırımına gitti.

Tam anlamıyla menfaat tezgahı. Tam anlamıyla karaborsacılık yapıyorlar. Bir paket pirincin 12 lira bir kutu beefin 20 lira olduğu konuşuluyor. Varın diğer gıda maddelerini düşünün siz. Peki neden benim ekonomi bakanım bu duruma müdahale etmedi? Neden maliye bakanım bu duruma müdahale etmedi? İstense tüm toptancıların fiyatları ve stokları gözden geçirilebilirdi. Hepsini bir yana bıraktım Başbakan bir göz korkutması bile yapabilirdi, Türkiye de yapıldığı gibi.

Hadi gidin şimdi bir paket pirinci 12 liradan alın da yiyin bakalım.

Döviz ağır ağır düşmeye başladı ve diyelim ki düşmeye de devam edecek, ne olacak bu rakamlar, onlarda birlikte düşecek mi? Hiç sanmıyorum. Peki bunu kim denetleyecek beyler?

Bakınız bu son derece önemli. Bizim memlekette şöyle de bir durum var. Bir şeyin fiyatı arttı mı sonra zor iniyor. Temennim o ki, birkaç büyük market fiyatları düşürürse diğerleri de mecburen düşürecek. Şu an yaşanan tam bir menfaatçilik kavgası. Hani döviz yükseldi ya , herkes biliyor az çok düşeceğini. Ne kadar fazla yakalar cebe atarsak mantığı çalışıyor.

Bu marketlerden biri de fiyatı düştüğü anda diğerleri de hemen düşecek. Ama taa ki diğerleri düşsün kısa bir süre de olsa pazarı bir şekilde eline alacak.

Dedik ya yazının başında menfaat. Bu bizim mayamızda var. Biz menfaatçiyiz, satıcıyız, fırsatçıyız. Kaç tane toplum var dünya da, başka düşmana gerek kalmadan kendi kendini yok edecek. Komşumuzun derdinden sevinen bir millet olduk.

**************

Tatar da açıkladığına göre, yarış başlasın

Uzunca süre dedikodusu yapıldı. UBP Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar'ın aday olup olmayacağı. Hatta hatta olmayacağı çok sık dillendirildi ama en nihayet Ersin bey dün kısa bir duyuru ile adaylığını açıkladı. Açıkladığına göre artık UBP'de kurultay yarışı tam anlamıyla başlayabilir. Şu ekonomik kriz gelsin geçsin bir, ki umarım geçer, UBP kurultayını konuşacağız. Yeri gelmişken tüm adaylara söyleyim; "seni destekliyorum" diye hiçbir vekile ve partiliye inanmayın. En az yarısı yalan söylüyor. En azından ben şahidim. Parti içi siyaset yazmak benim işim, ben bile kestiremiyorum kim hangi adaya oynuyor. Gözü kör olsun bu menfaatin. Herkes de bakan olsun ister ya, o da ayrı konu. Ne güzel bir dünyaları var bu siyasilerin. Bazen gazeteciliği bırakıp siyasete giresim var.

*****************

GÜNÜN SÖZÜ

PARAMIZ YOK YEMEĞE TAHTARAVALLİ İLE GİDERİK GEZMEYE

ANONİM