İstemem ama yan cebime koy…

Yayın Tarihi: 04/09/18 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

İstemem ama yan cebime koy…

Biz oldukça ilginç milletiz. Geçtiğimiz gün bir arkadaşımla sohbet ediyoruz, malum konu memleketin hali, bozulan yapımız. Çok bozulduk dedim ve ekledim, mayamız bozuldu bizim mayamız bozuldu; arkadaşım ve benden yaşça büyük olan dostum "mayamız hep bozuktu" diye ekledi ve geçmişi uzun uzun anlattı. Genel kültürümüzü konuştuk, siyaseti değil yani.

Ama biz bugüne dönelim ve siyaset konuşalım biraz. Herşey ortada aslında. Vakti zamanında Osmanlıya arıza çıkardığımız için bu adaya sürüldük, sonra Osmanlı adayı İngiliz'e satınca İngiliz'in terbiyesine hayran olduk "İngiliz zamanında böyle miydi ya?Ben İngiliz terbiyesi aldım be bay" sözleri de oradan gelir. 1960 cumhuriyetinden sonra eskiler çok ciddi bir mukavemet verdi Rum'a karşı. Hepsi de gözünü kırpmadan savaştı ve şehit oldu. O yıllarda o veya bu sebepten İngiltere'ye ve Avustralya'ya göç edenler bugün biz Kıbrıs Türkünü beğenmez oldu. Gerçekler bunlar beyler. Kimse inkar etmesin.

Sonra ne oldu; bir Rauf Denktaş dönemi yaşadık, milliyetçilik duyguları altında yıllarca güdüldük, vatan haini damgasını yiyip ekmeksiz kalan, öldürülen, cezalandırılan hatta göç eden yüzlerce insan oldu. O da geçti, konuşmaktan korktuğumuz düzen 2003'te CTP ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yıkıldı. Ne yıllardı ama değil mi? Ne heyecan; ha şimdi çözüm oldu ha birazdan olacak. Dönemin Mehmet Ali Talat'ına gıpta ve hayranlıkla bakıyordu herkes. İnsanların çözüm umudunu O'da çok iyi kullandı ve egolarını tatmin etti. Bence Denktaş'tan tek farkı halka konuşabilme özgürlüğünü vermiş olması, ya da buna önderlik etmesi. Hakkını da yemeyelim şimdi.

Kıbrıs Türkünün Recep Tayyip Erdoğan'a adeta hayranlık duyduğu yıllardı. Sonra AK Parti hükümeti, bizim hükümetler tarafından sağlam sömürüldüğünü ve kandırıldığını fark edince para politikalarını değiştirdi Türkiye. İş yapın öyle yardım edelim dedi.

Bunu dedi ya Erdoğan, bir numara düşman oldu.

Yıllardır Türkiye'nin buraya akıttığı paranın haddi hesabı yok; ama gelin görün hala düzgün araba süreceğimiz bir yolumuz bile yok, hastanemiz dökülüyor. Ama Erdoğan düşmanımız olmuştu bir kere, parayı kontrollü vermek istedi ya, sen misin vay.

Ne paranı ne seni ne askerini dedik!

Sonra bir baktık ki bu sloganları atanların çoğu yüksek maaş çeken memurlar ve villalarda oturan zenginler oldu.

Besleme krizi tam bir hataydı. Bu noktada da Erdoğan'ın danışmanları Erdoğan'a gaf yaptırmıştı.

Bunlar da geldi geçti. Türkiye şu an son derece seviyeli ve kontrollü bir ilişki sürdürüyor KKTC ile.

İş yapın istediğiniz kadar para vereyim diyor. Biz ne diyoruz; "İş yok baba sen parayı ver".

Sonra annemizdin, gardaşımızdın krizi çıktı. O da geçti. Bir Erdoğan düşmanlığı aldı başını gidiyor.

DİNİ SİYASİ MALZEME YAPMAK

Yahu bu memlekette kimse kimseyi kulağından tutup da camiye götürmedi bugüne kadar ama Türkiye'deki hükümet İslam dinine yakın ya nereden vurmak lazım Türkiye'ye? Din olgusu üzerinden.

"Vay anam vay, da biz Müslüman değil miyik da bize dinimizi öğretecekler?" kardeşim sen dinini ister öğrenirsin ister öğrenmezsin. Kimsenin sana İslam'ı öğren, İslam dinini yaşa dediği yok ki ama madem ki bu ülke de İslam dinini öğrenmek isteyenler var bunu hurafeci hocalarla yapacağına gitsin okulundan öğrensin. Kendi dinini İslam'ı yanlış öğretenlerden değil okulunda öğrensin. Hala Sultan İlahiyat koleji açıldı. Kapansın diplomaları engellensin diye yapılmayan kalmadı.

Amaç ne peki? Erdoğan düşmanlığı. Peki neden? Daha önce de yazdım bunu. Kim neden ve ne için Kıbrıs Türk halkına çözüm sürecinde yıllardır destek veren ve kalkınması için maddi yardımda bulunan bir lideri istemez? Önce bu soruyu cevaplandırmak lazım! Erdoğan'ı ve Türkiye hükümetini kim istemezse onlar! Adı FETÖ mü? FETÖcüler, adı Rum Yönetimi mi? , Rum yönetimine hizmet edenler. Zira bu siyasi ya da politik bir duruş değil, bu düşmanca bir yaklaşım.

Kimse Erdoğan'ı sevmek zorunda değil, siyasi vizyonunu da desteklemek zorunda değil. Bunu eleştirmek de hakkıdır isteyenin, ama halkı kışkırtmak, düşmanlaştırmak başka kapılara hizmet etmektir.

Adamlar diyor ki;"Para verelim hastane yapın" biz diyoruz ki; "Biz şehir hastanesi istemeyiz", siz sanıyor musunuz ki yıllardır turizm alanında yapılan açılımlar, fuarlar, Türkiye devleti oralarda bize destek olmasa arkamızda durmasa yapılabilirdi?

Ve daha birçok şey… Anlatsam sayfalar yetmez.

Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay dün Ankara'daydı; bugün Eğitim Bakanı Cemal Özyiğit Ankara'da Türkiye Eğitim Bakanıyla önemli bir görüşme yapacak. Umarım herşeyyolundadır ve umarım hükümetin bazı üyeleri Türkiye ile iyi geçinme konusunda aklını başına alır.

Bizim mayamızda var asilik ama konu ne olursa olsun. Kim bilir belki de bu kadar yıldır bu nedenle hep yalnızız ,ne siyaset yapmasını öğrendik ne duruş sergilemeyi. Hem para istedik hem sövdük.

Yetmedi sövdüklerimizden de medet umar olduk.

******************

GÜNÜN SÖZÜ

Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun dedi… Öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o ama, bozmadım…

Özdemir Asaf

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.