Haklısınız da, böyle olmuyor beyler!

Yayın Tarihi: 07/09/18 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Haklısınız da, böyle olmuyor beyler!

Hayvancıların eylemi devam ediyor. Haklılar mı peki? Hem de çok ama alacakları var mı? Ne yazık ki yok. Her ne kadar Tarım Bakanlığı indirime gitse de bu hayvancıyı pek memnun etmedi. Bir tür,bizim hakkımız söke söke alırız tarzı oldu. Açık söylemek gerekirse toplum tarafından bu eylem şekli tasvip edilmedi. Hayvancıların ciddi sorunları olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu ülkede en çok özen gösterilmesi ve korunması gereken sektörlerin de başında geliyor bu da bir gerçek ama eylem tarzlarını değiştirmeleri lazım.

KIRMA DÖKME YAKIŞMIYOR

Evet aynen olay bu başlıkta yazdığım gibi. Bir hak arayış, kırma dökme, dövmeye kalkma şeklinde yaşanmamalı. Bu eylem gerçekleşmezden önce Tarım Bakanının dahi darp edilebileceğini duymuştuk. Yani bir düşünün; hayvancılar hak ararken yolları kapatmalarını ve bakanlığın giriş çıkışlarını kontrol altına almalarını anlayabiliyorum ama gidip de bakanlığın camlarını kırmalarını, ağaçları sökmelerini ve adeta bir hayvan sürüsüne bağırır gibi nağralar atmalarını kimse doğru bulmadı.

Yazının başında da dediğim gibi bu sektör en önemli sektörlerden biri ve gerçekten sıkıntıları çok ama bir eylemin de adabı olur. İlla ki vatandaşın "klasik hayvancı eylemi işte ne olacak" mı demesi lazım.

Hayvancıyı kimse hakir ya da aşağı görmüyor ama bu adamlara da "çoban" penceresinden bakmayı zül sayarım kendime. Kimse kusura bakmasın ama şu eylem tarzınızı değiştirin artık. Kabadayılık ile hak aranmaz.

Tarım Bakanı Erkut Şahali ile birkaç ay öncesinden yaptığımız konuşmada bana ciddi maddi zorluklar olduğunu ve paranın bitmek üzere olduğunu söylediğini çok iyi hatırlıyorum.

Yani karşımızda hayvancı düşmanı ya da hayvancının hakkını gasp eden de bir anlayış yok. Bunu da yeri gelmişken söylemek lazım. Elbette ki Tarım Bakanlığının hayvancıya mümkün mertebe yardım etmesi ve desteklemesi lazım ama yeri gelmişken yinelemekte fayda var. Şu an ülkemizdeki hayvancılığın durumu tam da bir kör kuyuya benziyor. Sübvanseye ve sürekli dıştan destekle bu çarkın dönmesi mümkün değil ve olmayacakta.

Bunu herkesin bilmesi lazım.

KUR BELASI DAHA DA AZACAK…

Ekonomik krizi de değerlendirecek olursak; ekonomide duygusallık işe yaramaz. Nasıl ki Türkiye'nin gümrük birliği antlaşması olduğu için Rum tarafıyla aktif bir ticari işbirliği var KKTC ile de para konusunda ciddi iyileştirmeler yapmak lazım.

KKTC ekonomisi hem küçük hem de zayıf. Uzun yıllardır borçlanmalar sterlin ve Euro üzerinden yapılıyor. Bu nedenle KKTC döviz kurlarının ciddi şekilde yaşadığı tırmanıştan çok kötü etkileniyor ve bir süre sonra iflaslar ve isyanlar başlayacaktır. Türkiye ekonomisi dövizle ticaret yapıyor olsa dahi Türk halkının genelinin dövizle bir işi olmuyor. Yurt dışı ticareti hariç. Hatta ihracatta da Türkiye kazanıyor. Yani dolar 20 lira dahi olsa halk ekonomisini bu etkilemiyor, ama bizde sterlin 10 lira olursa bankalar paralarını alamazlar.

BANKA SEKTÖRÜ DE TEHLİKEYE GİRECEK

Hepimiz biliyoruz ki, bizim ülke de vatandaşın % 70'i borç harç içindedir ve yine bu oranın hemen hemen hepsi dövizle borçlanmıştır. Dövizin yükselmeye devam etmesi halinde çok yakında kimse borcunu ödeyemez hale gelecek. Alacağını tahsis edemeyen bankalar, günün sonunda uzun yıllar sürecek ve kilitlenecek mahkeme süreci başlatacaklar.

Adım gibi eminim ki, banka sahipleri dövizin düşmesini asla istemez. Zira 30 bin sterlinlik bir ev borcunu dövizin yükselişiyle kur farkıyla neredeyse ikiye katlamış olacak. Düşünün bir; 1 yıl önce 10 bin stg 45 bin türk lirası yaparken, şu an 85 bin lira yapıyor. Bunu siz istediğiniz katla çarpın, bankalar döviz krizinden çok zenginleşeceğini düşünebilirler ama yakında verdikleri kredileri geri alamamaya başlayınca dananın kuyruğu kopacak.

Araç bayileri her yıl binlerce araç satıyor, inşaat sektörü yüzlerce ev satıyor, bu kredilerin pek çoğu geri dönmeyecek dostlarım.

KUR SABİTLENEBİLİR Mİ?

Kurların sabitlenip sabitlenemeyeceği de çokça konuşulur. Bunu yapan ülkelerin sayısı az değil. Hem de ekonomisi iyi olan ülkeler de var bunun içinde. Örneğin Suudi Arabistan'da dolar kurunu uzun yıllardır sabit tutuyor.

İran, Venezüella, döviz kurlarını sabitledi. Daha önce kuru sabitleyen birçok ülke vardı. Bunun yan etkilerinden dolayı da terk eden ülkeler var.

KUR SABİTLEMENİN AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLARI

Sabit / Sapanlanmış Oran Artıları Ülkeler, ihracat ve ticaret amacıyla sabit bir döviz kuru rejimi tercih etmektedir. Yerel para birimini kontrol ederek bir ülke döviz kurunu düşük tutabilir - ve daha sık olmayacaktır -. Bu, malların yurtdışında satıldıkça rekabetçiliğini desteklemeye yardımcı olur. Örneğin, daha güçlü bir euro (EUR) / Vietnam dong (VND) döviz kuru varsayalım. Avronun Vietnam para biriminden daha güçlü olduğu göz önüne alındığında, bir T-shirt, bir Avrupa Birliği ülkesinde bir üretim yapmak için Vietnam'a kıyasla beş kat fazla bir şirkete mal olabilir.Ancak gerçek avantaj, düşük üretim maliyeti olan ülkeler (Tayland ve Vietnam gibi) ve daha güçlü karşılaştırmalı para birimleri olan ülkeler (Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği) arasındaki ticaret ilişkilerinde görülmektedir. Çinli ve Vietnamlı üreticiler kazançlarını kendi ülkelerine çevirdiğinde, döviz kuru üzerinden yapılan daha fazla kar elde edilir. Dolayısıyla, döviz kurunu düşük tutmak, yerli bir ürünün yurtdışındaki rekabet gücünü ve evdeki kârlılığı garantiliyor.https://tr.talkingofmoney.com/pros-and-cons-of-pegged-exchange-rate

Sabit kur rejimi uygulamasının belirli avantajları ve dezavantajları vardır. Eğer bir ülkenin resmi döviz rezervleri güçlüyse o ülke ekonomik amaçlarını gerçekleştirmek için bu rejimi başarıyla uygulayabilir. Örneğin kendisine ihracatta avantaj sağlamak isteyen, döviz kurları ile enflasyon arasında kuvvetli bir ilişki olduğunda enflasyonu düşürmek isteyen ve / veya sermaye hareketlerini kendisine çekmek isteyen bir ülke sabit kur rejimi uygulayabilir.https://www.paragaranti.com/detay-kutuphane-sabit-doviz-kur-rejimi

Sonuç olarak kur sabitlemek yerine acilen defacto Euro kullanımına geçilebilir.

**************

GÜNÜN SÖZÜ

Geçmişten ders al, anı yaşa, geleceğe dair umutların olsun. En önemlisi sorgulamaktan sakın vazgeçme...

Albert Einstein

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları