Anastasiades'ten ilginç itiraf

Anastasiades'ten ilginç itiraf

Aslında itiraf mı yoksa gafletine yenik düşen bir muhbir mi bilinmez ama önceki gece bir basın ordusu karşısında söyledikleri ilginçti doğrusu.

Tam, "Demek..." diye cümle başlatan cinsten.

Demek... Crans Montana'nın çökmesi garantilerden dolayı değilmiş. Demek... aslında mesele Kıbrıslı Türklerle yetkileri paylaşmak niyetinden yoksun bir şekilde masaya oturmuş ve her zaman yaptığı gibi Türkiye'nin garantörlüğü konusunu öne sürerek, asıl ajandasını saklı tutmak istemiş.

Bunu da itiraf etmiş.

Herkes, siyasi eşitliği sulandırmaya çalışıyor cinsinden açıklamalar yapıyor haliyle. Dışişleri Bakanımız Özersay ile Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Burcu aynı minvalde laflar etmişler bugün.

Anastasiades'in bugünlerde federasyonu gevşeterek, dikkati dağıtmak suretiyle, Siyasi eşitliğin olmazsa olmazı olan kararlarda etkin katılım prensibini ortadan kaldırmaya çalıştığı bir gerçektir elbette.

Birçok noktada anlaşan ama bazı noktalarda Kıbrıslı Türklerin alınacak kararlardaki etkinliği konusunda anlaşmazlıkları devam eden iki tarafın bu uzlaşıya yakın noktasından uzaklaştırmak için sistemin toptan değiştirmek ve yeniden müzakere sürecini neredeyse sil baştan başlatmak istediği herhalde doğrudur. Ama Anastasiades'in bu itirafını göz ardı etmemek lazım ki doğru değerlendirme yapabilelim.

Asıl mesele garantiler değilmiş.

Zaten asıl mesele garantiler olsa TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun cesur "gelin onları da konuşalım" teklifi karşılık görürdü. Görmemesi ve dikkatlerin o günlerde başka noktalara çekilmeye çalışılması bunun göstergesiydi zaten.

Zaten niyetiniz kötü değilse, garantiler sizi rahatsız etmez.

Ama niyetiniz, "Bir Makarios yapıp" federal devletin işlevinden Kıbrıslı Türkleri teknik yollarla dışlamak ve Federal bir devlet kılığına bürünmüş üniter devlet kurmaksa, ki artık anladığımız mesele budur, garantiler burada da çok önemli olmaz.

Yeni kurulacak "ortak" devlette Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini hukuki olarak ortadan kaldırmak ya da popüler ifadeyle sulandırmaksa niyet, zaten garantörler, Kıbrıslı Türkleri fiziksel olarak yok etmeye çalışmadığınız sürece ve yok etme faaliyetleriniz yazdığınız hukuk ile sınırlı kalırsa müdahalede bulunma şansları olmaz.

Türkiye, Makarios 13 Maddeyi değiştirmeye çalıştığında, ya da Kıbrıslı Türkler Kıbrıs Cumhuriyeti'nden dışlandığında mı müdahale etti, yoksa bilfiil sabırsız davranıp darbe yoluyla kısa yoldan olayı bitirmeye çalıştıklarında mı müdahale etti?

Anastasiades'in derdi garantiler falan değil. Bunu da itiraf etmiş oldu.

Meselesi Kıbrıslı Türklerin hakları ve yeni kurulacak ortak devletteki söz haklarıdır.

Bunu da buraya not etmek lazım diye düşünüyorum. Gevşetiriz ya da gevşetmeyiz, fark etmez..