Özersay'ın zor sınavı

Bozulduydu, bozulacaktı, derken, 4'lü koalisyon hükümetimiz sizlere ömür...

Kafalarda soru çok...

Şimdi ne olacak?

UBP-HP kurulacak mı?

Kudret Hoca "telkinle mi" bu hükümeti bozdu?

Yoksa doğrusunu mu yaptı?

İsterseniz, Halkın Partisi'nin kuruluş amacını hatırlatarak konumuza başlayalım...

Kudret Hoca'nın, Toparlanıyoruz Hareketi, daha sonra Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve en son da Halkın Partisinin kuruluş safhalarında yanında oldum.

İlk Lefkoşa İlçe Başkanlığı görevini üstlendim.

2018'deki genel seçimlerden çok önce de bu görevden ve parti üyeliğinden istifa ettim.

İstifa sürecimi, nedenlerini görsel veya yazılı basında, veya sosyal medyada hiç paylaşmadım.

Yakın çevrem ile konuştum ve dertleştim sadece...

Ketum olmaya devam edeceğim...

Fakat Kudret Hoca bu konu ile ilgili bir gün çıkıp, "sana o zaman haksızlık yapıldı" der mi? ya da "krizi yönetemedim" özeleştirisi yapar mı bilemem?

Her neyse, konumuza dönersek, bunları söylememdeki amaç, Kudret Hocayı ve partinin kuruluş aşamasını iyi bildiğimi anlatmaktır.

Gelin isterseniz HP'nin UBP ile hükümet kurması durumunda, HP açısından olumlu ve olumsuz yönlerini bir irdeleyelim..

Halkın Partisinin parti programına bir göz atalım önce...

"Kıbrıs Türk siyasi yaşamında köklü bir değişime, yeni bir siyaset anlayışına ihtiyaç vardır. Bugüne değin ülke yönetiminde hakim olan eski siyaset anlayışı, partisel, zümresel, ailesel ve kişisel çıkarlar temelinde mevcut sistemi yaratmış, beslemiş ve beslemeye devam etmektedir."

Bunların yanında, Parti programında çoğu yerde, sosyal adalet, liyakat ve şeffaflıktan bahsediliyor.

İdeolojik olarak, kendisini herhangi bir yere koymayan, "temiz toplum", "temiz siyaset" ve bunu benimseyen herkes, her düşünce ile hareket edebileceği de belirtilir.

Yukarıdaki parti programına baktığınızda, sosyal demokrat, ideolojisi, temiz toplum üzerine kurulmuş bir parti görürsünüz.

Fakat 4'lü hükümet içerisinde, CTP ve TDP'nin yanında, Halkın Partisi, kendisini, merkez sağın savunuculuğunu yapar durumda buldu.

O kadar ki, parti programında olan düşünceler, önemsizleşti; özünde olan, kuruluş amaçlarında yer alan düşüncelerden uzaklaştı.

CTP ve TDP, HP'yi buna bilerek de zorlamış olabilir...

Fakat sonuçta, Halkın Partisi de tamamen sağ görüşlü bir parti ve mecliste, UBP, DP, YDP ile birlikte sağ bloğu oluşturan bir parti konumuna geldi.

Buna paralel olarak da, partinin yöneticileri, üyeleri içerisinde de bu durumdan çok rahatsızlık duyanlar olduğunu biliyorum...

Çünkü başlangıçtaki HP bu değildi...

Kuruluş amacı bu değildi.

Fakat tecrübesizlik, belki biraz hırs, acele kararlar, Halkın Partisi'nin algısını bu noktaya getirdi.

Artık HP, sağ cenahın bir parçasıydı...

İşte tam da bu noktada hükümet bozuldu, belki bozduruldu, "Ne oldu bilmiyoruz fakat bir şeyler oldu!"

Sonuçta yeni bir hükümet kurulacak.

Halkın Partisi bu hükümette UBP ile birlikte olabilir...

Bu birlikteliğin, HP'ye olumlu sonuçları olabilir...

HP özüne, sosyal demokrat yapısına dönebilir

HP, hem yöneten hem de bir nevi "denetçi" rolüyle, UBP'yi kontrol eden, dizginleyen bir rol oynayabilir

Hatta biraz daha ileri gideyim...

HP, şerh koyarak, bazı vekilleri Bakan yaptırmayabilir...

HP, Hükümet programına, kuruluş amacını belirleyen unsurları yazdırabilir...

İlk görünüşte çooook tepki alması güçlü olasılık olmakla birlikte, yukarıda yazdıklarıma bazı somut icraatları da eklerse, kısa ve orta vadede olmasa da, uzun vadede başarılı olabilir...

Diğer senaryoya bakalım...

HP, hükümete girmez ve muhalefette kalırsa...

Yıpranır, küçülür, "ortalığı UBP ve YDP'ye bıraktı" diye çok eleştirilir...

Fakat günün sonunda en azından söylediklerinin arkasında duran bir parti kimliğine bürünür.

"Benim amacım koltuk değil, temiz siyasettir" der...

Ekonomide "Opportunity Cost" "Fırsat Maliyeti" diye bir kavram vardır...

Karşınızda 2 seçenek vardır...

Birini seçer ve diğer seçeneğin getirisinden vazgeçersiniz...

HP, UBP ile hükümet kurar, onun avantajlarını kullanır, veya kurmaz ve "kurmamanın avantajlarını" kullanır.

HP'nin hangi avantajı elde etmek istediğini ve hangisinden vazgeçebileceğini çok değil, birkaç gün içinde göreceğiz..

İşte bu Kudret Özersay'ın en zor kararı... Hem de çok zor...