UBP senaryoları... Best seller...

Yayın Tarihi: 10/05/19 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Oldukça ilginç bir gün geride kaldı desem yeridir. Ama bunun detaylarına girmeden Çarşamba gecesi Kıbrıs Genç TV'deki programıma UBP Genel Başkanı Ersin Tatar'ın katılmış olması tam da denk geldi. HP Genel Başkanı Kudret Özersay'ın basın toplantısını stüdyoda birlikte izledik. Özersay basın açıklamasını yaparken bir gözümle de Tatar'a baktım. Yüzünde şüpheyle bakan bir ifade vardı, adeta Özersay'ın hükümetten çekilip çekilmeyeceğine emin değildi. Halbuki bu konuda anlaşıldığını çok iyi biliyorum ama bugüne kadar Tatar bu düşüncemi asla kabul etmedi. Özersay Hükümetten çekiliyoruz demeden hemen önce konuşmasının şeklinde Tatar'a bakıp "çekilecek belli oldu" dedim. Gülümsedi, ardından Özersay çekildiklerini açıkladığında ise yüzünde mutluluk vardı, bu çok net okunuyordu.

Programın detaylarına girmeyeceğim zaten Tatar'ın konuşması arkadaşlarımız tarafından haberleştirildi.

Devam edelim ve dün yaşananlara değinelim öncelikle, sonrasında da neler yaşanacağına.

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın tavrı düşündürdü

Başbakan Tufan Erhürman dün sabah Cumhurbaşkanı Akıncı'ya istifasını sundu. Başbakan bu istifayı sunmazdan önce de sunarken de ekonomik olarak zor günlerden geçildiğinin altını çizerek bir an önce bir hükümetin kurulması gerektiğini, bunun içinde yeterli formüllerin olduğunu söyledi.

Bir yandan da Ulaş Barış ile birlikte can kulağıyla Akıncı'yı dinliyoruz. Cumhurbaşkanı hemen bugün hükümeti kurma görevini uygun gördüğü bir milletvekiline vermek yerine " birkaç gün partilere kendi aralarında istişare etmeleri için zaman vermenin doğru olacağını düşünüyorum ben. Zaten önümüz hafta sonu ayrı ayrı temas edip güven oyu alabileceğine kanaat getirdiğim bir hükümet oluşumu için görevlendirmeyi yapacağım. Geciktirme diye bir düşüncem yok" dedi.

Cumhurbaşkanının bu tavrı şahsen beni çok şaşırttı ama gün içinde yaptığım onlarca telefon konuşmasından anladım ki birçok siyasetçi Akıncı'nın bu tavrının altında bir şey aradı. Bunu da Sn Başkana bu vesileyle aktarmış olayım. Şahsen benim böyle bir düşüncem yok ama böyle bir algı oluştu.

Zira Cumhurbaşkanı hükümeti kurma görevini her kime verirse versin zaten her görevi alan Milletvekilinin 15 gün hükümeti kurma görevini elinde tutma yetkisi var.

Cumhurbaşkanı istediği 50 vekilden herhangi birine hükümeti kurma görevini verebilme yetkisine sahip olmasına karşın teamüller gereği ya hükümeti kurabilecek bir parti başkanına ama genellikle en büyük partinin genel başkanına bu yetkiyi verir.

Tabii Cumhurbaşkanının kendi takdiridir buna kimse karışamaz, devletin başıdır ama "bir iş var bu işte" diye dün hayli konuşulduğunu söylemem lazım.

Cumhurbaşkanı en iyi ihtimalle hükümeti kurma görevini her kime verecek olursa olsun bir hafta sonra yani Çarşamba günü vermeyi planlıyor anladığım kadarıyla. Görevi alan parti başkanı 15 gün süreyle bu yetkiyi elinde tutabilir. Bu da ediyor toplamda Üç hafta; yani en iyi ihtimalle 5-6 hafta sonra yeni hükümetin kurulması mümkün olacak ve şu an ki hükümet bir aydan daha fazla görevde kalacak.

Tabii bu böyle de olmayabilir. Şöyle ki eğer gerçekten UBP-HP arka planda çoktan anlaşmışsa Cumhurbaşkanı Hükümeti kurma görevi verir vermez gelecek hafta yeni hükümet Cumhurbaşkanına tebliğ edilip, güven oyuna gidilebilir ve 20-24 Mayıs tarihleri arasında yeni hükümet görev başına geçebilir.

Ama UBP ile HP'nin sıkı bir hazırlığı yoksa ve hükümet kurma fikirleri, hükümet programlarının tartışılması, parti meclisi onaylanmaları yaklaşık 10 gün sürebilir ve aşabilir.

Her şey UBP ve HP adına yolunda giderse 15-24 Mayıs tarihleri arasında hükümet kurulur. Eğer sıkıntılar ve pürüzler yaşanırsa ay sonunu rahat bulur.

Senaryolar aşkına…

Hükümetin istifasının ardından olası hükümet modelleri, oyunlar, fanteziler, hayaller, senaryolar o kadar çok çeşit çeşit uyduruluyor ki şaşar kalırsınız. Eminim benim duyduğum birçok senaryoyu sizler de duymuşsunuzdur. Gerçekten dinlediklerimin sesini bir program olsa ve yazıya çevirebilse bir cilt kitap rahat çıkardı diyebilirim.

Özellikle UBP cephesinin bir kısmı hükümetin güven oyu almasının mümkün olmadığını ve UBP Genel Başkanı Tatar'ın ne yaparsa yapsın makul bir kabine oluşturamayacağından ve dengeleri kuramayacağından ve birçok vekili memnun edemeyeceğinden yeni bir hükümetin kurulmasının mümkün olmayacağını farklı farklı senaryolarla anlattılar ki anlattılar.

Daha UBP-HP koalisyonunun kurulup kurulmayacağını bir yana bırakın UBP kabineyi sert bir mizaçla tartışıyor ve kendi bağlı olduğu vekilin bakan olmaması ve iyi bir bakanlık almaması halinde derin bir cephe açılacağını ve hiçbir şekilde hükümet kurulmayacağını söylüyorlar.

Gülmemek elde değil tabii o ayrı konu.

Hükümet bellidir... Değişmez

Aslında hafta başı olası hükümet senaryolarını kaleme almak istiyordum ama birazcık olsun bugünkü yazımda değineceğim. Gelecek hafta olası hükümet senaryolarına sırf eğlence olsun yazı çıksın yazısız kalmayım diye çeşitlendireceğim ama sözün özünü şimdi bir cümleyle yazacak olursam; UBP-HP koalisyonunun kurulmasından başka çaresi olmadığını, ilahların bu yönde karar aldığını ve tarafların da şu an kötü giden KKTC ekonomisini iyileştirmek adına buna uyacağını net olarak söyleyebilirim.

Bırakın birileri sabaha kadar UBP-DP koalisyonundan bahsetsin ya da UBP azınlık hükümetinden bahsetsin ya da UBP-CTP koalisyonundan bahsetsin.

Bilmenizi istediğim bir nokta daha var; Kudret Özersay'ın olmayacağı hiçbir koalisyon bu ülke de Cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleşene kadar kurulamaz.

Bunu hayal dünyasında yaşayanlar iyice idrak etsin.

Dün de yazdım bugün yine yazıyorum sürekli söylüyorum da; bu hükümet Serdar Denktaş yüzünden bozulmadı, Serdar Denktaş sadece bahane edildi. Bu hükümet bozulmak istendiği için Ankara'nın hoşnut olmadığı isim Denktaş'tı güçlü argümanlar da olduğu için Serdar beyin üzerinden bozuldu.

Bir ara TDP üzerinden bozulacağı da konuşuldu ama TDP yaklaşık altı aydır ne suya ne sabuna bulaşmadığı için yani bir başka deyişle TDP'den ötürü bir kriz çıkarılamayacağı için en makul olan Demokrat Parti seçildi.

Mesele budur ve Kudret Özersay'ın önümüzdeki bir yıl en azından önümüzdeki bir yıl hem ülkeye hem de Ankara'ya karşı sorumluluğu inanılmaz çoktur.

Kimse çocuk olmasın, şu an yaşadıklarımıza doğru pencereden bakın ve başka hükümet modelleri üzerinde heyecanlanmak isterseniz konuşun anlatın ama inanmayın derim dostlar.

Velev ki Özersay'sız bir hükümet Ankara'ya rağmen kurulursa 2 ay sonra erken seçime kendiliğinden gider.

Şimdilik fotoğraf budur, değişir de oklar Erhürman'a dönerse orasını bilemem. Onu da konuşuruz ama şu an durum budur.

Bugüne kadar ne yazdıysam çıkmadı mı? Çıktı… Bana güvenin... Kabineyi de benden duyacaksınız...

******************

GÜNÜN SÖZÜ

Bakır çalığı bir gökyüzüne katiyyen tahammülüm yok

Attila İlhan

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları