Şaka değil

UBP Genel Başkanı ve müstakbel Başbakan Ersin Tatar görevi almazdan hemen önce BRT ekranlarında bir laf etti ki sanırım hükümette ve muhalefette bulunacak olan tüm siyasi partiler, vekilleri ve klavye üzerinden sosyal medyada ülke yönetenler dikkate almalı.

Tatar, ülkenin içinde bulunduğum durumun şaka bir durum olmadığını söyledi.

Gerçekten şaka değil.

Sadece ülkenin maliyesi, ekonomisi şaka diye nitelendirilmeyecek bir durumda değil elbet.

Sağlık, eğitim, tarım, sosyal yaşam, adli olaylarla ilgili durum ve Kıbrıs sorunundaki gelişmeler de şaka değil.

Kurulacak olan hükümetin adına ne denir bilemem.

Geçmişte reform hükümetleri gördük, kendine değişim ya da kalkınma hükümeti diyenler de oldu. Hiç önemli değil.

Hatta Ersin Tatar 41 kere Maşallah hükümeti demiş şakayla karışık.

Gülümsedik ama gülümseyecek ya da gülecek durumda değiliz doğrusu.

Bu kurulacak hükümet hangi partilerden oluşacağı, ya da bakan koltuklarında kimlerin oturacağından bağımsız olarak, gerçek anlamda bir icraat hükümeti olması gerekir.

Ersin Tatar'ın dediği gibi gerçekten durum şaka değil.

Bu hükümetin, "Siz de yapmamıştınız" bahanesi arkasına saklanma hakkı yok. İki yanlışın bir doğru etmediği gerçeğinden hareketle, seleflerinin eksik bıraktıklarını tamamlayarak ve başlattıklarını da bitirerek hareket etmeleri sorumluluğu oradadır.

Önce hükümette olan ancak şimdi muhalefet koltuklarına yerleşecek olanlar ise, muhalefetlerini yapıcı ve sorumlu bir şekilde yapmaları gerektiğini düşünüyorum.

Dedik ya Şaka değil. Gerçekten öyle.

Bu ülkenin Yerel Yönetim Reformuna gerçekten ihtiyacı var. Bu hükümet bunu bitirmeli. Kamu reformu oradadır. Çalışılmıştır. Tuh Baştan çalışmaya başlamanın alemi yok. Yurttaşlık Yasası var. Yollar var. Cezaevi var. Mobese var. Temeli atılmışlar, ihaleye hazırlananlar var. Telekomünikasyon Dairesi ile ilgili tedbirler. KIB-TEK ile ilgili önlemler. Ve daha sayamayacağım birçok icraat projelendirilmiş, başlatılmış ya da başlatılmak için kaynak ile irade beklemekteydi. Hepsini kaldığı yerden devam ettirmek sorumluluktur.

Arıklı özür dilemek lazım diyor. Katılıyorum. Ancak teşekkür etmek de lazım. Yanlış yapılanlar ya da yapılamayanlar var ama devam ettirilecek projelerle ilgili muhalefetin de sorumluluğu var.

Muhalefet yıkıcı olursa, gerçekten yıkılmaya yüz tutmuş düzen ve kurumlar, tam yıkılır. Yıkılınca da yönetecek bir şey kalmayacağından ne iktidar olmanın ne de muhalefette bulunmanın bir anlamı kalmayacak.

Önümüzdeki hafta başında beklediğim devir teslim törenlerinde, çiçeklerin değil, süregelen ancak henüz sonuçlanmayan proje dosyalarının, Bakanlar kuruluna sevk ediliş ya da sevk edilmeyi bekleyen yasa tasarılarının el değiştirmesi gerektiğini düşünür, ve bir vatandaş olarak bunu talep ederim.

KKTC siyasetinde alıştığımız tamamlanmamış projelerle ilgili tüm çalışmışlıkların çöpe atıldığı bir anlayışı terk etmek zorundayız bence.

Devletin devamlılığı ilkesi sadece lafta kalmasın.

Çünkü gerçekten durum şaka değil...