Türkiye'de kabine değişikliği gündemde...

Yayın Tarihi: 24/06/19 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

İstanbul belediye başkanlığı seçimleri akşam saat sekizi gösterdiğinde neredeyse sonuçlanmıştı. CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu bu seçimi kazandı, hem de bu sefer iyi bir farkla. Açıkçası bu sonucu bekliyor muydum diye sorarsam evet bekliyordum. Çünkü bunu beklememin birkaç nedeni var.

Aslında Sayın İmamoğlu'nun seçimi kazanması ya da Sayın Yıldırım'ın seçimi kaybetmesi bizi pek de ilgilendirmiyor. Ancak Sayın Yıldırım'ı Ulaştırma Bakanlığı döneminde Kıbrıs Genç TV'de konuk almış birisi olarak, sempati de duyduğum birisi olması açısından İstanbul seçimini ve sonuçlarını değerlendirme ihtiyacı duydum.

Bir değil beş altı farklı açıdan bu seçimi değerlendirmek lazım ama değerlendirmelere geçmeden şunu da belirtmem lazım ki Binali Yıldırım'ın bu seçimi kaybetmesine hem üzüldüm hem sevindim. Üzüldüm zira Binali Bey çok değerli ve kaliteli bir siyasetçidir, eminim İstanbul'a vereceği çok şey olurdu. Bir taraftan da sevindim zira Başbakanlık, Meclis Başkanlığı yapmış birisinin hiçbir şekilde böyle bir yarışta olmaması gerekiyordu.

Aylar önce Binali Yıldırım adı açıklandığında son İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Basın danışmanlarından biri olan meslektaşımı aradım ve dedim ki "dostum nasıl olacak, olur da Binali Yıldırım bu seçimi kaybederse yaşanacak itibar kaybı nasıl giderilecek, keşke aday olmasaydı".

Meslektaşım da bana "öyle diyorsun ama İstanbul 16 Milyonluk bir şehir, bu görevde oldukça önemli bir görev, Yunanistan'ın nüfusundan fazla bir nüfusu var İstanbul'un".

Peki durumlar nasıl sence diye sorduğumda ise "yakın yakına ama alırız" cevabını almıştım.

Bakın bunu ilk kez yazıyorum.

Çünkü devletin en üst zirvesine gelmiş oturmuş, Türkiye Devleti'nin son başbakanın bırakın seçim kaybederse ne olacağını aday bile olmaması gerekiyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan kaç kez uyardı

Devam edelim. Belediye seçimlerin çok öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan defalarca kez kendi partisini uyardı; "metal yorgunluğu var, kendinize gelin" dedi ve daha birçok uyarılar. Bazı belediye başkanları istifaya da zorlandı. Bu istifaların da bugün yaşanan önemli şehirlerin AK Parti tarafından kaybedilmesinin elbette ki sebep-sonuç ilişkilerinde bir etkisi vardır ama o yaşanan istifaların Devletin bekası için zorunlu olduğunu da biliyorum deyip bu konuyu da burada bırakalım.

Yıldırım'a AK Parti'den bazı isimler destek vermedi

Öte yandan İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinin ilkinde AK Parti'nin önemli isimlerinin Binali Yıldırım'ın seçimi kazanması için gereken desteği bilerek ve isteyerek yapmadığı ve çalışmadıklarını İstanbul'daki dostlarımızdan kaç kez duydum, işittim.

AK Parti'nin İstanbul'daki bazı önemli isimlerinin Binali Yıldırım'ın kaybetmesini istediği, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yanılttıklarını da işittim. Ne kadar doğrudur bilemem ama sonuçta ortada bir başarısızlık var ve bu başarısızlık elbette ki AK Parti'ye mal edilecek.

Unutmayın AK Parti'nin çıkış noktası belediyelerdir. Tayyip Yıldırım belediyelerde büyük bir çıkış yakalayarak AK Parti'yi büyütmüştür. Aynı örnek bizim ülkemizde de CTP için geçerlidir. CTP'de belediyelerde geriye gitmesinin ardından küçülmüştür.

Şimdi AK Parti'nin önünden beş yıl var bu önemli bir süre ama yerel seçimlerde büyük belediyelerin kaybedilmesi son derece ciddi bir alarm ve Sn Erdoğan'ın ekibini kesinlikle yenileyeceğini düşünüyorum.

Türkiye'de kabine değişikliği gündemde

Bir süreden beridir devam eden dedikoduları biz Kıbrıs'tan da duyuyoruz. İddialara göre Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kısa süre içerisinde kabinesinde bazı revizyonlara gideceği de söyleniyor. Bazı isimler var ama bunları yazmak ne kadar doğru olur bilemem. Örneğin Sn İbrahim Kalın'ın yakın zamanda Dışişleribakanı olacağı söyleniyor. Gerçi Sn Çavuşoğlu Dışişleri Bakanlığı görevini son derece başarılı yürüten de bir isim. Bu gerçekleşir mi bilemem. Hani bizi en doğrudan ilgilendiren makam olduğu için örnek verdim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan canla başla Türkiye'nin önünü açmaya ve AK Parti'nin de motivasyonunu bir yandan korumaya çalışırken öyle anlaşılıyor ki parti içinde bazı unsurlar hem ülke için hem de AK Parti için Tayyip Bey gibi uğraşmıyor.

Türkiye'nin önünde oldukça uzun ve taştan bir yol var; bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan bu yolu yürürken hem kendisini hem de bu önemli yükü taşıyabilecek bir ekip kurma ihtiyacı hissedecektir diye düşünüyorum.

İmamoğlu yakında CHP başkanlığına soyunur

Gelelim Sn İmamoğlu'na. Şüphe yok ki Ekrem Bey koltuğa oturur oturmaz ilk önce AK Partili kadrosunu devre dışına bırakacak. İlk başta AK Partililerin tepkisi ile karşılaşacak ancak bir süre sonra CHP içine operasyon düzenleyecek. Birkaç aydır Sn İmamoğlu'nu izliyorum. Uzun yıllardır gazetecilik yapan birisi olarak izlediğim aşırı hırslı ama bir o kadar da sinirli ve kendi kendini kontrol etme noktasında zorluk yaşayan Sn İmamoğlu'nun hiç şüphe yoktur ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında sınırlı kalmayacağı apaçık ortadır. Adınız gibi emin olun Tayyip Beyi de kendisine örnek alan biridir.

Çok gitmez göreceksiniz CHP üst yönetiminde kendine bir yer edinmeye çalışacak ve ideal Başkan adayı olarak kendini ortaya atacaktır. Bakınız tarihe not düşme açısından bunu buraya yazıyorum.

Günü gelince bunu yine konuşuruz. CHP genel başkanı olur mu olamaz mı orasını bilemeyiz, onu zaman gösterir ama Sayın İmamoğlu çok ama çok hırslı bir siyasetçi, bakarsınız bu hırs başına olmadık işler de açabilir.

Tüm İstanbul'a hayırlısı olsun tabii. Umarım İstanbul iyi bir hizmet alır.

*************

Günün Sözü

Asla aşk acısı çeken birine âşık olmayın. O kişi yaralıdır ve yara bandı olarak sizi kullanır.

Pablo Neruda

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları