Eski Başbakanın para kasaları ve kayıp Maraş altınları...

Yayın Tarihi: 29/06/19 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Dün Yenidüzen Gazetesi'ne konuşan Eski Başbakan Hakkı Atun, son günlerin popüler konusu Maraş ile ilgili çok ilginç açıklamalar yaptı.

Öyle ki, Atun, 1983 yılında, Maraş'ın bir mahallesinin iskana açıldığını, buralara insanlar yerleştirildiğini ancak Türkiye Genelkurmayı'ndan gelen bir emirle açılan bu mahallenin tekrardan kapatıldığını anlattı.

Daha önce hiç duymadığımız bu hikayenin yanında bir başka çarpıcı hikaye daha anlatan Atun, kendisinin Maliye Bakanlığı döneminde, Maraş'ta bulunan 254 kadar para kasasını açıp, içinde para varsa almak istediklerini söyledi.

Söz konusu dönem, Maliye Bakanlığı sayfasına göre 12/12/1978 ile 4/8/1981 yılları arasındadır ve o dönem Atun'un da mülakatında ifade ettiği üzere, Türkiye'nin en zor yıllarıdır.

Bu dönemde artan anarşi ve beraberinde gelen darbe ile birlikte, Türkiye, o zamanlar ismi KTFD olan devlete yardım etmekte zorlanınca, iş başa düşmüş, Hakkı Atun da böyle bir yolu zorladıklarını belirtiyor.

Ancak eski başbakana göre bu 254 kasayı açma girişimine izin verilmemiş.

Atun, kimin izin vermediğini söylemiyor ancak bunun Türkiye Genelkurmayı olduğunu anlamamız pek de zor değil.

Öte yandan Hakkı Atun 254 kasa diyor ancak 1984 yılında BM'nin o malum 550. sayılı kararın ilişiğine eklenen Maraş envanterinde, söz konusu kasa sayısı 450 olarak verilmektedir.

Bu durumda, Hakkı Bey'in açmaya çalıştığı kasa sayısı ile BM'nin, üstelik, Hakkı Bey'in girişiminden en iyimser şekilde 3 yıl sonra yaptığı envanter sayımında 200 kasa fazlalık olduğu anlaşılıyor.

1980'lerin başında 254 olarak verilen kasa sayısının ilerleyen zaman içinde azalması mantıklıyken çoğalması bir gariplik olarak göze çarpmaktadır.

Aklıma gelen soruların bazıları 'Maraş'ta toplam kaç kasa vardı?' 'Bu kasalar açılmadıysa, nerededir?' 'Açılan kasalar varsa, bu kasaları kimler açmıştır?' şeklindedir.

Bu noktada kendi tecrübelerimi de aktarmak isterim.

Doğu Akdeniz Üniversitesi'ndeki öğrencilik yıllarımda, Mağusa'da, Maraş da dahil bir çok yerde kaldım.

Kaldığım tüm evlerde, Maraş'ın ganimetleri olduğunu söylemem hiç de yanlış olmaz. Bir çok arkadaşım, özellikle savaş sonrası 1975-76'lı yıllarda, her gece Maraş'a sızma operasyonu yapıldığını ve oradan çok eşya getirdiklerini anlatır dururdu.

Yine aynı hikayelerde, Maraş içinde bir otelin bodrumunda binlerce altın kalıbının bulunduğu ve bunun BM askerleri tarafından korunduğu da hep söylenip durdu.

Yıllar sonra oralarda askerlik yapan arkadaşlarımdan, böyle bir binanın olduğunu ancak kapısında bir tane Türk nöbetçiden başka bir şey olmadığını öğrendim.

Ancak bu konudaki en büyük şaşkınlığımı, tamamen tesadüf eseri tanıştığım ve röportaj yaptığım yaşlı bir gazetecinin anlattıkları ile birlikte yaşadım.

2014 yılının Mayıs ayında Avrupa Parlamentosu dönem toplantıları için gittiğim Strasbourg'ta tanıştığım Danimarkalı gazeteci Peter Van Kohl'un Maraş ile anlattığı bir hikaye söz konusu para dolu banka söylentilerinin sadece Mağusa ile sınırlı olmadığını ortaya çıkardı.

Kıbrıs sorununun geneli ile ilgili de konuştuğum Van Kohl'un Maraş'la ilgili ifadelerini tam olarak şöyle idi:

"Maraş'taki zenginlik çok ama çok fazlaydı. Ve savaş da çok ani gelişti. Bu insanlar kalıp kalıp altınlarını alıp kaçamadılar. Kalıp halinde binlerce altından bahsediyorum. Hepsi birleşti ve bu altınları bir bankanın kasasına koydular. Sonra da BM gelip o bölgeyi çember altına aldı. Bu insanlar bölgeyi zor terkettiler. Ve o altınlar hala daha orda. Ve esas sorun bu. O altınlar kimin? Savaş ganimeti mi yoksa esas sahiplerinin mi? Bu çözüldüğünde Maraş sorunu da çözülür." (Link: http://www.adabasini.com/haber/peter-von-kohl-kapali-marasta-milyar-dolarlik-altin-var-37546.html)

Hadi bakalım, buna ne dersiniz?

İddialar doğru ise bu altınlar nerededir? Hala daha Maraş'ta mı? Değilse kimler almıştır, nerelere götürmüştür?

Soru çok.

Çünkü para dolu kasalardan, külçe külçe binlerce altına kadar giden iddialar ve gizemini koruyan bir hayalet kentten bahsediyoruz.

Gizem demişken, Nazım Beratlı hocanın benim söz konusu Peter Van Kohl röportajımdan yola çıkarak yazdığı ve Hristiyan dünyasının en büyük gizemlerinden birisi olan 'Kutsal Kase'nin Maraş'ta olabileceğini irdelediği yazısını da buraya ekleyeyim. (http://www.kibrispostasi.com/c%20%2021/j57/a21796-Kutsal-Kse-Magusada-mi)

Sonuç olarak, açılmak istenen kasalar, götürülen ganimet, kayıp altın külçeleri derken Kutsal Kase'ye kadar varan komplike hikayeler arasında Maraş konusunun gündemde olmasını çok ama çok olumlu buluyorum.

Yakın zamanda başlayacak olan 'yeni envanter' çalışmaları tahtında, 1974 envanteri ile karşılaştırma yapılması, oradaki yağmanın boyutu hakkında belki bilgi verebilir diye düşünüyorum.

Nihayetinde, Kıbrıs sorununun en kritik günlerinden geçtiğimizi düşünürsek, Maraş'la ilgili anlatılmayan hikayelerin gün ışığına çıkması, hem bu hayalet kentin eski günlerine dönmesi hem de Kıbrıs sorununun çözümüne sağlayacağı katkı bakımından son derece önemlidir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.