Festival, kültür, hip hop ve Ferrari

Yayın Tarihi: 07/07/19 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Geçtiğimiz haftalarda, geçen yıl olduğu gibi ard arda iki festival birden gerçekleşti.

Görünüşte bu önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Festivale katılan on binlerce halk bundan hiç şikayetçi değil.

Bağımsız olmayı beceremeyen, baskılara karşı direnemeyen küçük bir grup dışında birçokları iki festivale de gidip eğlendi.

KKTC Başbakanı sayın Tufan Erhurman ve toplumun iş çevreleri dahil, birçokları tek festival yapılması için baskı koydu, telkinde bulundu.

Bunlara değinmeyeceğim. Ancak şunu söylemeden de geçemeyeceğim.

Ne kadar iyi niyetle olursa olsun (ki Tufan hoca gerçekten çok iyi niyetli idi), KKTC hükümetlerinin Kıbrıs dışında yaşayan toplumların iç işlerine karışması, onlara baskı yapması hiç de affedilir bir şey değildir, olamaz.

Burada en büyük suçlu bu durumun idamesine izin veren pısırık sözde toplum liderleridir.

Bu saatten sonra yapılması gereken, festival düzenleyen iki tarafın hiç tek festival çabası göstermeden kendi festivallerini yapmaya devam etmeleridir.

Hatta, Güney Londra'da bir grubun aynı ay içerisinde festival düzenleme girişimi duyumlarım doğru ise bu girişim de desteklenmelidir.

Tabi bu durumdan bazı çevreler, açık söyleyeyim, Konsey çevresi oldukça rahatsız olacaklardır. Olsunlar. Kimin umurunda?

300 bin Kıbrıslıtürk nüfusu temsil ettiğin iddia ettiklerini saçmalayan bu çevre, Kıbrıs, Türk, Kültür ve Festival kelimelerinden oluşan "Kıbrıs Türk Kültür Festivali" ismini tescil etme gibi gülünç bir girişimde de bulundular.

TCT'yi mahkemeye götürme süreci balatmışlar! (Kıbrıs Türk Vakfı). Bu kurumun festivali "Kıbrıs Türk Kültür ve Sanat Festivali" olarak anılıyor.

Burada benim de şahsen Kıbrıslı Sanatçılar Platformunu temsilen TCT festivalinde iki yıldır yer aldığımı belirtmem gerekiyor.

Yani konuya tarafım. Bundan hiç rahatsız değilim. Hatta ayırım gözetmeden toplumun tüm kesimlerini kucaklayan bir grup içerisinde yer almaktan gurur duyarım.

Üstüne üstlük festivallerden hemen sonra bu çevreden bazıları TCT ye karşı hücuma geçtiler. Aynı hikayeler. Yok TCT kayıtlı değilmiş, yok o, yok bu. Onları kaale alan yok.

Bu yaklaşım arkasında bir korku yatmaktadır. Tüm kesimleri kucaklayan TCT (Kıbrıs Türk Vakfı) kurumsallaşıp kendilerine ciddi bir rekabet teşkil edecek. Korkuları bu.

Bir arkadaş, "kültür nedir sorusuna da açıklık getirirsen iyi olur" diye sosyal medyada bana bir öneri sundu.

Bu arkadaş bizim festivalde, 23 Haziran festivalinde, Kıbrıs kültürü ile bağlantılı olmayan şeylerin de olduğuna dair eleştiri yapmak maksadıyla bu öneriyi getirdi aslında.

Kültür nedir sorusuna burada kısa bir tanım yapayım:

"Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü." (Türk Dil Kurumu sözlüklerinden Güncel Türkçe Sözlük - süzlük

Festivale gençleri çekmek için Ziynet Sali gibi ünlü Kıbrıslıtürk bir sanatçıyı getirdik, ve aynı zamanda İngiltere'de yetişen genç, yetenekli sanatçılara da sahnede yer verdik. Bundan hiç pişman değiliz. Gelen yıl da aynı şeyi yapacağız.

Ancak ben ve bazı arkadaşlarım da Serel Yereli'ye sahnede yer vermemizi eleştirdik. Hakikaten onun Kıbrıs kültürü ile uzak, yakın bir ilgisi yok. Gerçekten iyi seçilmiş bir sanatçı olsaydı Türkiyeli olmasını pek o kadar da önemsemeyecektik.

Peki diğer festivali düzenleyenler ne yaptı? 30 Haziran festivallerine Ferrari, lamburgini gibi lüks arabalar getirdiler. Festival öncesi benim esprili eleştirilerime bir tv programında "bu arabaların tanesi 200 bin pounddur" diyerek yanıt verdiler!

Maddiyatı ön plana çıkaran bu yaklaşım iki festival yaklaşımı üzerine önemli bir ipucu verir aslında.

Daha ciddi olan ve kendi içlerinden olanlar dahil, birçoklarından eleştiri aldıkları bir başka şey de gençleri festivallerine getirmek amacıyla bir grup DJ getirip ayrı bir sahne kurmaları oldu.

Etnik kimlikleri ne olursa olsun gençlerin yaşadıkları ülkedeki yozlaşmış gençlik kültüründen etkilenmeleri kaçınılmazdır. Bizim çabamız gençleri bu eğilimlerden uzaklaştırmak olmalıdır, onları teşvik etmek değil.

Koyu küfürlerle dolu hip-hop, rap müziklerinin ailelerin katıldığı bir festivalde çalınması ne demek oluyor? Amaç Kıbrıs kültürünü genç nesillere tanıtma ve yaşatılmasını sağlamak iken bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

Bu tür müzik ile özellikle Londra'yı kasıp kavuran bıçaklama suçları arasındaki ilişkilerden söz edildiği bir zamanda bu nasıl sorumsuz bir davranıştır?

Festivallerle ilgili eleştirilebilecek unsurlar var. Bizimkisi de dahil.

Umarım ilerideki yıllarda daha dikkatli bir şekilde, amaca uygun festivaller düzenlenmeye devam edilir.

Taraflar zamanlama konusunda uygarca konuşup anlaşırsa ne ala. Olmazsa ard arda da olsa bu festivaller devam edecek. Umarım değişik bölgelerde, değişik zamanlarda daha fazla festivallere şahit oluruz.

Kültür, sanat, festival kimsenin tekelinde değildir. Bunu öyle sananlara sadece gülünür.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları