Artık taraf olma vakti geldi

Yayın Tarihi: 12/07/19 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

"Düşün düşün bulamıyorum bir cevap…

Bugünkü yürüyüşe katılmak istiyorum, şiddete dur demek, özgürce konuşmak için, fakat Türk askerine, Türk milletine sövülmesini de istemiyorum…

Şu anda kaç anne, savaşa giden Mehmetçiğin geri dönmesini bekliyor. Bu insanların duygularının anlaşılmasını istiyorum.

Bizi birbirimize yanlış ve kötü siyasiler düşürdü. Cephelerde can veren Mehmetçik ve onların anneleri değil. Bunları düşünerek empati yapılarak konuşulmasını istiyorum…

Diğer taraftan Kıbrıs Türkü olarak, kendi kendimizi yönetmek, bunun içinde kimseden izin almak istemiyorum…

Sırf izole edilmiş olmaktan dolayı ve tek açık kapımız Türkiye olmasında, bunun sonucundan dolayı da kimsenin bana besleme demesini, benim onurum ve gururumla oynamasını istemiyorum…

Kıbrıs Türk halkının kültürüne, yaşam biçimine karışılmasın istiyorum…

Aynı zamanda, bu ülkede yaşayan, bu ülkede ekmeğini kazanan, çocuklarını yetiştiren herkesin de, dini ve kültürel haklarını korumak istiyorum…

Kimsenin benim meclisime çıkıp, eylem yapmaya cüret bile edememesini, bunu yapanların cezalandırılmasını istiyorum...

Fakat nasıl kimsenin benim onurumla, gururumla oynanmasını istemediğim gibi, kimsenin de bu topraklara sonradan gelmiş, bu ülkeyi vatan görmüş insanları da dışlamayıp, ötekileştirmemesini istiyorum…

Bu ülkede yaşamamız için canlarını veren insanlar, sırf bizi kötü yöneten, sırf kendi çıkarları için ülkeyi mahveden yöneticiler yüzünden suçlanmasın istiyorum…

İşgalci damgası yemesin istiyorum.

Onlar bugünleri görmek için şehit olmadı. Bunu da herkesin anlamasını istiyorum…

Ben ülkemde 13-15 yaşında gelinler görmek istemiyorum…

Laikliği, Atatürk ilkelerini damarlarının her tarafında hisseden Kıbrıs Türk halkının, kendi ülkesindeki hassasiyetlerinin bilinmesini istiyorum…

Ben orucumu da tutarım. Allah'a da inanırım. Fakat inanmayana da saygı duyulmasını istiyorum...

Nasıl kimsenin kimseyi dışlamamasını, ötekileştirmemesini istiyorum ya, bu konuda da aynı hassasiyetin verilmesini istiyorum…

Ben ülkemde Hoşgörü istiyorum. Farklılıklarımızın bir zenginlik olarak görülmesini istiyorum…

Biliyorum çok şey istiyorum belki de.

Ya taraf olacağım ya da bertaraf. Ne kadar kötü değil mi. Ne kadar zor bir durumdayız.

Oysa böyle olmamalıyız, olmamalıydık"…

26 Ocak 2018 tarihinde yazdım yukarıdaki yazıyı…

Noktasına, virgülüne dokunmadan tekrardan paylaşma gereği duydum…

Neden mi?

Çünkü maalesef anlamıyoruz birbirimizi…

Birbirimizi suçluyoruz…

Kendi kendimizi yönetmek istediğimizden…

Türkiye ile sağlıklı, 2 bağımsız devlet esasına dayalı bir ilişki istediğimizden…

Benim ülkemin siyasilerine, Denktaş zamanındaki saygı ve hürmeti, Türkiye'deki siyasilerden görmek istediğimizden…

Kıbrıs Türk halkının, kültürel, demografik ve yaşam biçimine, ne pahası olursa olsun, ne mali destek olursa olsun, müdahale edilmesine karşı olduğumuzdan dolayı…

Türkiye karşıtı ilan edilebiliyoruz…

Ben yazılarımda sürekli üstüne basarak belirtiyorum…

Benim Türkiye ile Türk halkı ile gönül bağım var…

Bu parayla, pulla, makamla veya hiçbir şey ile ölçülemez…

Bunu herkesin anlaması gerek…

Ve çok iddia ederek söylüyorum ki...

Kıbrıs Türk halkının çok ama çok büyük bir bölümü de benim gibi düşünmektedir…

Türk halkına bir zarar geldiğinde, yüreği acıyan…

Türk toplumunun mutsuzluğundan, mutsuz, başarısından gurur duyan bir toplumuz biz…

Bu bağı da bozmaya da kimsenin gücü yetmez…

Fakat bu bağ var ya…

Kıbrıs'taki de hiçbir siyasinin veya partinin de tekelinde değildir…

Türkiye'deki yöneticilerin de, Kıbrıs Türk halkının gönlünde yatan bu sevgiyi anlamaları gerek…

1571'den berridir, Türklüğü bu topraklarda var eden Kıbrıslı Türklerin, onuru ve gururuyla oynamamayı…

Kıbrıs Türk halkının tek amacının, bu topraklarda, kendi kendini yöneten, bağımsız, kendi kültürüne, kendi yaşam tarzına sahip çıkarak yaşamak olduğunu anlamları gerek…

Sırf Türkiye'deki yöneticilere hoş görünmek için, el pençe divan olan, kendi toplumunun çıkarlarını düşünmeyen bizim siyasilerimiz de, bu süreçte kaybetmeye mahkumdurlar…

Zaten hep diyorum ya…

Biz önce kendimizi düzeltmeliyiz

Hatayı kendimizde, içimizde aramalıyız

Ne Türkiye'yi ne de başak birini suçlamak yerine...

Biz nerede hata yaptık, bu siyasiler, nasıl başımıza musallat ettik diye düşünmemiz gerek…

Konuşun arkadaşlar, yazın…

Kimseyi rencide etmeden, sövüp saymadan, konuşun…

Ancak ve ancak, konuşarak doğruyu bulabiliriz

En önemlisi de Türkiye ile konuşun…

Türkiye halkının da çok büyük kesimi bizi anlayacaktır...

Sırf Kıbrıs'taki kötü ve beceriksiz siyasiler yüzünden bu bağın bozulmasına izin vermeyin…

Ne besleme, ne de azınlık olun

Taraf olun artık…

Kıbrıs Türk halkının tarafında…

Kıbrıs Türk halkının, bağımsız, özgür, Atatürk İlke ve İnkılaplarını benimsemiş, Laik, Demokratik, olma hakkını savunanların tarafında olun…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Serhan AKTUNÇ yazıları