Rumlara bir şans daha...

Yazılarımda hep dile getirmişimdir; krizler çözüm doğurur diye. Açıkçası taraflar arası ilerleyen haftalarda bir nefes alma değil de bir gerginlik bekliyordum ama birden ani bir reklam arasına gidildi ve maç uzatıldı dersek yanlış söylemiş olmayız.

Cuma gecesi kuşlar bana Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın oldukça uzun bir gece geçireceğini ve yoğun bir çalışma temposu içerisinde olduğunu haber salmışlardı. Öyle anlıyorum ki bu çalışmanın ne olduğunu öğrenmek çok uzun sürmedi ve Cumhurbaşkanı Akıncı, Ankara'nın da tam desteğini alarak Rum tarafına bir öneri sundu.

Şimdilik Rum Lider Nikos Anastasiadis'e ve BM Genel Sekreteri Guterres'e yazılan iki ayrı mektubun içeriğini net olarak bilmiyoruz.

Saray'a yakın kaynaklarım her ne kadar bana birkaç bilgi verdiyse de mektubun içeriğiyle ilgili bir süre beklememiz gerekecek.

Bana ulaşan birkaç bilgiyi uzadı uzadıya biraz da uydurma katarak yazabilirim de ama bu tür bir yola girmeyeceğim. Muhtemelen bugün gazetelerde bazı şeyler okuyabilirsiniz ama mektubun net içeriğini ilk önce Nikos'un Rum basınına sızdırmasıyla sonrasında da Türk tarafının açıklamalarıyla okuyacağız.

Mektup da genel hatlarıyla Türk Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun da Kıbrıs Postası gazetesine özel olarak yaptığı değerlendirmelere önerinin şu temel içeriğe sahip olduğunu anlıyoruz. Çavuşoğlu "Kıbrıs Türklerinin ve Kıbrıslı Rumların, Ada'nın eşit ortakları olarak, eşit haklara sahip oldukları hidrokarbon kaynakları konusunda, gelir paylaşımı dahil iş birliği yapmalarını ve bu kaynaklardan eşzamanlı olarak birlikte yararlanmalarını öngörmektedir. Bu önerinin hayata geçirilmesi, yeni bir iş birliği dönemi başlatacak, bölgesel barış, istikrar ve iş birliğinin gelişimine katkıda bulunacak ve Kıbrıs meselenin çözümü için de uygun bir zemin yaratacaktır" http://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n291115-cavusoglundan-kibris-postasi-

Ankara'yı memnun edecek öneriler var

Cumhurbaşkanı Akıncı için her zaman Ankara hükümetiyle birlikte hareket ettiğini ifade etmişimdir. Kıbrıs konusuyla ilgili Cumhurbaşkanı birçok kez yalnız hareket ettiği ve Ankara'dan habersiz, rızasız işler yaptığı yönünde eleştirilmiş olsa da bunun böyle olmadığını ve Cumhurbaşkanının Ankara'nın hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak hareket ettiği bilinen bir gerçektir.

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın cumartesi günü gerekli makamlara mektuplar göndermesinin ardından BM iyi niyet misyonu aracılığıyla Rum Lider'e gönderdiği mektupla ilgili Anastasiadis'in panik yapıp "bugün git yarın gel" demesine karşın mektup Pazar günü Nikos'un eline ulaşmış ve konseyini toplama kararı almıştır.

Akıncı'nın mektubunda başta Ankara olmak üzere tüm tarafları memnun edecek öneriler olduğunu biliyoruz. Ankara Hükümeti'nin bir bütün içerisinde "ya bu önerileri kabul ederler ya da biz devam ederiz" demesinden yola çıkacak olursak mektubun ana hatlarıyla daha önce ortaya konulan paylaşım meselesine yeni maddeler eklendiğini, bazı konuların somutlaştırıldığını ve Rum tarafının yakın gelecekte herhangi bir gerginlik ya da çatışmayla karşı karşıya kalmaması için aslında Türk tarafınca atılan bir can simidi olduğunu belirtmek lazım.

Mektupla ilgili olarak muhtemelen bu hisseler ne olacak, Rumlar bu hisselerin ne kadarını alıp ne kadarını almayacak, hangi tarihten itibaren taraflar paylarını almaya başlayacak şeklinde maddeler olduğunu öğrendim. Bu mektup içerikte yenilikler ve daha ciddi somutluklar içeriyor.

İşte bu noktada Rum Lider Anastasiadis'in sürekli olarak ben görüşmeye hazırım, bir an önce görüşmeye başlayalım, Eylül ayı geç olur gibi serzenişlerine karşılık ne kadar samimi olduğu ne kadar iyi niyetli olduğunu test etmek için de önemli bir deneme olarak karşımızda duruyor.

Türkiye sondaja ara verir mi?

Hemen akıllara gelen soru da işte bu. Diyelim ki yalancıktan da olsa Rum tarafı, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Ankara destekli mektubuna olumlu cevap verdi. İlle ki sondajdan vazgeçin kabul edelim diye bir öneri gelecektir. Mektubun tam olarak içeriğini bilmediğimiz için böyle bir önerinin gelip gelmeyeceğini, gelse bile Türkiye'nin bu kadar ciddi yatırımdan sonra sondajdan vazgeçmeyeceğini bilmek gerekir. Öyle anlıyoruz ki gönderilen mektubun içeriğinde birlikte hareket etme meselesi var ama öte yandan Türk Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun açıklamalarına baktığımız zaman ise "ya öneriyi kabul edersiniz ya da biz devam ederiz" deniliyor.

İşte bu açıklamadan dolayı Rumlar önerileri kabul ederlerse Türk tarafının satın alıp işe koyulduğu üç gemiyi ne yapacağı da merak konusu. Bir bakarsınız Rum tarafı Türk tarafının bu tekliflerine sıcak yaklaşırsa Türk sondaj gemileri şu an arama yaptığı yerlerden vazgeçer ve daha kuzeyde aramalarına devam edebilir. Böyle bir hareket de bölgenin gerginliğinin düşmesine vesile olacaktır.

Bir diğer düşünce ise Türk Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun yine açıklamalarından yola çıkarak Rum tarafının Kıbrıs'ın zenginliklerini birlikte bir çalışmayla, eş zamanlı ve eşit şekilde paylaşmaya yanaşması halinde Türk tarafı bu sondajlardan tamamen vaz da geçebilir.

Ankara- Akıncı dayanışması halen devam ediyor

Uzun zamandır dillendirilen Ankara Hükümetiyle Cumhurbaşkanı Akıncı'nın arasının açık olduğu dedikodularına da aslında bu öneri mektubu tam zıt bir anlam yüklemiştir. Cumhurbaşkanı Akıncı'nın tam bir liderlik sergileyerek ortaya koyduğu olguların daha da güçlendirilerek Ankara Hükümeti'nin de içerikte desteğini alması son derece güzel bir açılım olmuştur.

Bu öneri mektubu Cumhurbaşkanı Akıncı'nın çözüme son bir dokunuş ve deneme anlamında önemli bir çabası olurken, Ankara'nın da Rumların samimiyetsizliğine rağmen Kıbrıs'ta çözüm istediğini ve bu yönde Cumhurbaşkanı Akıncı'yla birlikte, destek olarak hareket ettiğini görmemize vesile olmuştur.

Bu önemli açılımda Ankara ile Akıncı arasında halen önemli bir dayanışma olduğunu görmüş olduk.

**************

GÜNÜN SÖZÜ

Ateşin yanında barut, barutun yanında ateş olasın diye! Rakı sofralarında söylenip, acı tütün çiğnercesine sevdik anlayamadılar…

NAZIM HİKMET