UBP sessizce evet dedi...

Yayın Tarihi: 08/10/19 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

UBP eski Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün'ün dün Meclis'te dokunulmazlığının kaldırılması oylandı. Çok yoğun olmama rağmen bu duruma tanıklık etmek adına Meclis'e gittim ve oturumu izledim. Oturum öncesinde Başbakan Ersin Tatar ile buluşup uzun bir sohbet yaptık ama bu konuyu hiç konuşmadık.

Meclis, Özgürgün'ün dokunulmazlığını saat 3'te görüşmeye başlayacaktı öyle de oldu. YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı oldukça mantıklı bir konuşma yaptı ve Meclis'e bir öneri sundu, bunu peşi sıra DP Lefkoşa Milletvekili Serdar Denktaş izledi. Karşılıklı atışmalar yaşandıysa da gürültü kopmadı.

Sıra geldi oylamaya. Oturduğum yerden UBP'li vekillerin ne diyeceğine odaklandım. Unutmadan UBP Lefkoşa Milletvekili Zorlu Töre de kürsüye çıkıp içini döktü ve bence çok doğru bir konuşma yaptı.

Töre'nin konuşmasından Halkın Partisine ciddi kızgınlığı olduğu çok belliydi ve söylediklerinde haklıydı da.

UBP sessizce evet dedi

Kâtip sırayla isimleri okurken UBP'li Milletvekillerinin inanır mısınız evet dediklerini duymakta çok zorlandım, halbuki yanı başlarında oturuyordum. Her biri kısık sesle evet dediler. Evet derken neredeyse büyük bir çoğunluğunun sesi boğazlarına düğümlenmiş gibiydi. Hele hele Başbakan Tatar'ın sesini, Nazım Çavuşoğlu'nun, Ersan Saner'in sesini gerçekten duymadım. Dursun Oğuz salonda yoktu ya da ben görmedim. Her ne halse Hasan Taçoy yurt dışında bir dizi görüşmelerdeydi, ilginç gidecek günü bulmuştu.

Sonuç olarak UBP'li vekiller utanarak ve sessiz bir şekilde evet dediler ve Özgürgün'ün dokunulmazlığı 41 oyla, oy çokluğuyla kaldırıldı.

YDP ret verdi DP ise oylamaya katılmadı.

Oylama sürerken hemen önümde oturan bir başka meslektaşım bana dönerek "ben olsam Özgürgün'ün yerinde Meclis'e gelir arkadaşlarımın karşısına oturur ve yüzlerine bakardım bakalım evet diyebilecekler mi?" diye dedi.

Evet, Özgürgün haliyle yoktu. Eğer Meclis'e gelseydi öyle tahmin ediyorum ki vekiller kolay kolay eski genel başkanlarının yüzünün içine bakarak evet diyemezlerdi.

Özgürgün Meclis'e gelmeyerek onlara bunu kolaylaştırdı.

UBP-HP arasında ciddi gerginlik hâkim

Her ne kadar dışarıya yansımasa da UBP'li vekillerde de bakanlarda da HP'ye karşı bir tavır var, bu hükümetten yana mutsuz oldukları ama bir yandan da hükümette olmanın menfaatini de istedikleri her hallerinden belliydi.

Öyle anlıyorum ki ne UBP ne HP bu hükümetten pek mutlu değiller, sadece durumu idare ediyorlar dersek daha doğru olur.

Bu saatten sonra ne olur ne kalır bilemem ama öyle tahmin ediyorum ki Özgürgün partisinden istifa etmeyi bir daha düşünecektir. Zira olası bir erken seçimde yeniden vekil seçilmesi halinde karar berhava olmuş olacak.

Meclis'te özellikle Aytaç Çaluda'nın da dokunulmazlığının kaldırıldığı, yargıya sevk edildiği fakat bir yıldır Çaluda ile ilgili olarak herhangi bir mahkeme sürecinin başlamadığı konuşuldu. Bu da demek oluyor ki Özgürgün'ün mahkemeye sevk edilecek olmasının ardından davasının görülmesi uzun süre alabilir.

Dokunulmazlıklar kalkacak mı?

Kesinlikle Özgürgün'ün mahkemeye çıkması gerektiğini düşünenlerdenim. Çünkü bu tartışmalara bu noktaya geldikten sonra Özgürgün için tek çıkar yol mahkemeye gidip aklanmaktır. Zaten diğer türlü kendisi de hem kendi vicdanında hem de toplum vicdanında aklanmamış ve rahatlamamış olacak.

Ama olayın bir de başka boyutu var. Eğri ya da doğru, UBP'ye 20 yılını vermiş bir siyasetçi. Kimse UBP'ye başkan olmazken, Özgürgün oldu. Son seçimlerde partisini 21 vekile çıkardı. Birçok insanı siyasete kazandırdı ve hem vekil olmasında yardımcı oldu hem de kabinesinde yer verdi, bakan yaptı.

Gün geldi emeği geçen tüm arkadaşları kendisini bir tür ortada bıraktı. İşin aslı bu, özetide bu ve UBP adına üzücü olan ise UBP'li vekiller bunu Hükümette kalabilme, bakan kalabilme adına yaptı.

Olaya bir de bu anlattığım şekilde bakmak lazım.

Yoksa ortada Özgürgün ile ilgili ciddi iddialar varsa zaten Özgürgün'ün bir an önce mahkemeye çıkıp yargılanmasıdır doğru olan; yargılanmalıdır ki kamu vicdanı bu konuda rahatlasın. Meclis'te konuşmalar sürerken kürsü dokunulmazlığı hariç tüm milletvekili dokunulmazlıklarının kalkması gerektiğini ve bu yönde partilerin çaba içerisinde olacağını Tatar hariç her parti başkanı açıkladı.

Peşinen şunu şöyleyim ki Halkın Partisi hükümetteyken dokunulmazlıklar kaldırılırsa kaldırılır aksi takdirde o iş yatar. O da Halkın Partisi temiz eller partisi olduğu için değil, Özgürgün'e yapılan operasyonu aklamak için yapılacak bir manevra olsun diyedir.

Ama doğru olan da bu durum, tüm vekillerin kürsü dokunulmazlığı hariç tüm dokunulmazlıklarının kaldırılması lazım.

Sonuç olarak kısa süre içerisinde Ögürgün'ün dokunulmazlığı kaldırılacak ve yargı süreci açılacaktır. Umarım aynı hızla diğer dokunulmazlıklarda kaldırılır.

Gelelim son cümleye ve en önemli konuya. Birçok milletvekilinin üzerine gidilebilecekken; Sizce neden Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, bu kadar Hüseyin Özgürgün'ün peşine düşmüştür? Bunu yapmasında ki sebep nedir? Hükümet protokolüne bunu koydurmuş ve UBP Parti Meclisi de bunu kabul etmiştir. Dahası neden tarihinde ilk kez UBP, kendi eski başkanını ve başbakanını yargıya göndermeyi kabul etmiştir?

Bunu Erhan Arıklı da ciddi ciddi sorguladı ama cevap veren olmadı.

**********************

Günün SözüBir gün herkes anlar, sevdiğinin kıymetini… Ama gidince, ama bitince, ama ölünce… Kısaca; iş işten geçince!

Anonim

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.