SERDARLI
okuma süresi: 9 dak.

Serdarlı'nın kurtuluşu 40. yıl dönümünde kutlandı

Serdarlı'nın kurtuluşu 40. yıl dönümünde kutlandı

Serdarlı'nın, 1974 Mutlu Barış Harekatı'nın ikinci safhasında kurtuluşunun 40. yıl dönümü nedeniyle dün akşam kutlama töreni gerçekleştirildi.

Yayın Tarihi: 15/08/14 10:35
okuma süresi: 9 dak.
Serdarlı'nın kurtuluşu 40. yıl dönümünde kutlandı
A- A A+

Serdarlı Atatürk Büstü önünde yer alan kutlama törenine Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da katıldı.

Protokol sırasına göre çelenklerin anıta sunulmasıyla başlayan tören, saygı duruşu, İstiklal Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekilmesi, Serdarlı Belediye Başkanı Salih Bayraktar'ın konuşması ve öğrencilerin şiir okumasıyla sürdü. Tören, Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun konuşması, tören geçişi, halk dansları ekibinin gösterileri ve izaz ikramla sona erdi.

Kutlama törenine, Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun yanı sıra Meclis Başkanı Sibel Siber, Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı temsilcisi 28. Tümen Komutanı Tümgeneral Naci Kurul, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İlyas Bozkurt, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliği üst düzey yetkilileri, bakanlar, milletvekilleri, siyasi parti, muharip dernek, dernek kurum kuruluş, üniversite ve okulların temsilcileri katıldı.

Serdarlı Belediye Başkanı Salih Bayraktar törende yaptığı konuşmada, bugün Serdarlı ve bölgesinin kurtuluşunun 40. yılını kutladıklarını belirterek, 40 yıl önce bu bölgede acı ve büyük savaşların olduğunu, halkın işgalci Rum-Yunan ikisine karşı büyük bir direniş gösterdiğini ve topraklarını koruduğunu kaydetti.

Bayraktar, tarihi bir gün olan 14 Ağustos'ta yaşananları gelecek nesillere anlatmanın, şehitleri anmanın ve gazilere şükranlarını sunmalarının görevleri olduğunu belirterek, acı olayları unutmadan Kıbrıs müzakerelerinde her iki halkın da yararına, Türkiye garantörlüğünün sürdüğü ve iki bölgeli paylaşımın olacağı çözümün ülkeye huzur getireceğine inanç belirtti.

EROĞLU

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Serdarlı'nın 40'ıncı kurtuluş yıl dönümü töreninde yaptığı konuşmada, 14 Ağustos 1974'ün Kıbrıs Türk tarihinde çok ayrı bir yeri olduğuna vurgu yaparak, 14 Ağustos 1974'te başlayan Kıbrıs Barış Harekâtı'nın ikinci aşamasıyla bugünkü sınırların çizildiğini, 14 Ağustos'ta başlayan ikinci aşama sayesinde ayaklarının altında güvenle yaşadıkları bir toprak parçası oluştuğunu kaydetti.

Eroğlu, devlet kurdukları coğrafyaya 14 Ağustos'ta başlayan Barış Harekâtı'nın ikinci aşaması ile kavuştuklarını, buraları, dünden bugüne iyi bilen bir kişi olduğunu vurgulayarak, 22 Aralık 1963'te Mağusa sancağında doktor olarak görev almaya başladıktan sonra 1 Ağustos 1964'te Serdarlı'da görevlendirildiğini, o yıllarda Mağusa'dan buraya eşi ile birlikte her barikatta sorgulanarak, yoklanarak ancak 7-8 saatte geldiklerini anlattı.

1955'te EOKA'nın faaliyete geçmesiyle artan Rum tehdit ve saldırıları sonucu 20 Temmuzu 1974'e dek 103 köyü terk etmek zorunda kaldıklarını anımsatan Eroğlu, Lefkoşa, Mağusa, Baf, İskele, Girne başta olmak üzere tüm ada sathında küçük küçük gettolarda yaşamak zorunda bırakıldıklarını, Rum'un bu gettolara birçok maddenin girmesine izin vermediğini kaydetti.

Anavatan Türkiye'den yapılan 10 milyon sterlinlik yardımı bölüşerek, Kızılay'ın dağıttığı iaşeleri alarak, karneyle yiyecek, içecek temin ederek mevzilerde, evlerinde direndiklerini ifade eden Eroğlu, "Bugünlere kolay gelmedik. Kıbrıs Türk Barış Harekâtı durduk yerde yapılmadı. Çok hassas, dünyanın en çatışmalı bölgesinin tam ortasındayız. Bu topraklarda tutunabilmek, oynanan oyunları bilmekten, bilinçli olmaktan, akıllı davranmaktan geçer. O nedenle mutlaka ama mutlaka o günleri bilmeli, öğrenmeli ve özellikle gençlere anlatmalıyız" dedi.

"YALAN YANLIŞ PROPAGANDALAR HALKA ZARAR VERİR"

Eroğlu, geçmişi bilmeden, anlamadan bilinçli olunamayacağını, doğru kararlar verilemeyeceğini belirterek, şöyle devam etti:

"1974 öncesi yaşantımızla ilgili yalan, yanlış propagandalar yapılması Kıbrıs Türk Halkı'na fayda değil zarar verir.

Vurgulamakta fayda görüyorum; 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Türk Barış Harekâtı bizler için yaşama dönüştür. Az önce Muratağa, Atlılar, Sandallar toplu katliamında şehit olan kardeşlerimizi andık.

Değerli kardeşlerim, savaşın acılarını çok yakından yaşamış bir kardeşinizim. İkinci Dünya savaşında babamı, 1963'te kardeşim kadar yakın bildiğim kayınbiraderimi, 1974 Barış Harekâtı'nda çok değerli dostlarımı kaybettim.

Allah kimseye, hiç bir halka, millete, ülkeye, devlete savaşı, savaşın acılarını yaşatmasın.

Barışın önemimi, Kıbrıs'ta bir antlaşma olursa bunun Kıbrıs Rum ve Türkü'nü rahatlatacağını, iki halkın da faydasına olacağını iyi biliyorum.

Biz samimi olarak Kıbrıs'ı bir daha çatışma ortamına düşürmeyecek bir antlaşma istiyoruz.

Ben sizin içinizden çıktım, hala halkla iç içeyim. Halkımın nabzının nasıl attığını beklentisinin çıkarlarının ne olduğunu biliyorum. Halk benim neden Cumhurbaşkanı seçti onun da bilincindeyim.

Bu halk beni başı dik, kendi topraklarında güven içinde, kendi oluşturduğu idarede yaşasın diye seçti.

'ANLAŞMA YAPMAK ZOR DEĞİL…'

Hep söylüyorum; Anlaşma yapmak zor değildir. Verirsiniz istenilen tavizleri anlaşma olur. Rum'un istedikleri o kadar çoktur ki eğer boyun eğersek bizlerin bu topraklarda şansımız olmaz. Halkınız yeni bir çatışma ve kazanımlarını tamamen yitirme noktasına gidebilir.

Dolayısı ile esas olan sağlam, kalıcı, yaşayabilir, hak ve adalet ölçülerini gözeten bir antlaşma yapılmasıdır.

Biz böyle bir antlaşama varız. Az önce Muratağa, Atlılar ve Sandallar şehitlerini anma töreninde de ifade ettiğim üzere artık bir sonuca ulaşılması zamanı gelmiş, hatta geçmiştir."

Eroğlu, bazılarının "görüşmeler tıkandı, koptu" dediğini ancak 2 Eylül'de bir araya gelip müzakerelere devam edeceklerini söyledi.

"PEŞİNEN MARAŞ'I VERİNİZ"

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rum komşularının akıl ve barış yoluna gelmesi durumunda bir antlaşmanın mümkün olduğuna işaret ederek, ancak Rumların Kıbrıs Türk tarafına hala şunları dediğini söyledi:

"'Peşinen Maraş'ı veriniz. Ardından da topraklarınızın yarısını terk etmeye hazırlanınız. 100 bin Rum'u vereceğiniz topraklara yerleştirdikten sonra geriye kalan 60 bin Rum göçmenin de mallarına dönmesine izin veriniz.

Bir kısım Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşını yok sayınız. Yeni bir devlet kurulmasını istemeyiniz. Rum Devleti'ne dönüşen Kıbrıs Cumhuriyeti varılacak antlaşmalara uygun olarak isim değiştirip devam edecek.

Ada'nın etrafındaki hidrokarbon yatakları bizim istediğimiz gibi değerlendirilir, bu konuda Türkler ne düşünür, ne önerdi umurumuzda bile değil, Türkiye'nin etkin garantisinden mutlaka vazgeçiniz…'

Evet, Rum görüşleri özetle bunlar..."

Eroğlu, "Umarız yanılırız ve Eylül ayı başında masada bambaşka bir Rum tarafı bulur, kaldığımız yerden görüşmelere devam ederek bir sonuca ulaşırız" diyerek, Rumların "Güven Artırıcı Önlem" diye konuşulanlardan "benim işime gelenleri isterim, alırım, Türk tarafının istekleri umurumda değil" dememesi halinde ileriye doğru gidebileceklerini kaydetti.

"ÇOK DAHA İLERİYE GİDECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, konuşmasında, ülkede sıkıntıların olduğunu ancak kaydettikleri gelişmeleri görmezden gelmemeleri gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Nereden nerelere geldik. Hiç merak etmeyiniz, çok daha ileriye gideceğiz. Her geçen gün daha da büyüyen, gelişen ve bununla bizi gururlandıran, mutlu eden Anavatan Türkiye bizimledir.

Halkımız çalışkandır, önümüzde yepyeni ufuklar vardır.

Kıbrıs konusunda antlaşma imzalamak için elbette çalışacağız ama biz öncelikle kendi devletimizi daha ileri götürmeye her alanda kendimizi geliştirmeye, çağın gereklerini yapmaya yönelmeliyiz.

Her şeyi çözüme bağlamak yanlıştır ve bize bir şey kazandırmaz, tam tersine kaybettirir.

Bu vesile ile bir kez daha tüm şehitlerimizi rahmetle, kurtuluşumuza, özgürlüğümüze mücadeleleri ile katkı koyan tüm gazilerimizi şükranla anıyoruz... Serdarlı'nın 40'ncı kurtuluş yıldönümünü yürekten kutluyor, özgürlüğümüz daim olsun diyorum."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.