EĞİTİM
okuma süresi: 8 dak.

Sosyal Riskleri Önleme Vakfı; "Kadına yönelik şiddeti önleme de bir devlet politikası olmalı"

Sosyal Riskleri Önleme Vakfı; "Kadına yönelik şiddeti önleme de bir devlet politikası olmalı"

Sosyal Riskleri Önleme Vakfı ve "25 Kasım'a kadar 25 Bin imza ile 5 Sığınma Evi" kampanyası yetkilileri, "şiddeti önleyici mekanizmalar yaratmak gibi, sığınma evleri açmanın da devletin görevi olduğunu" vurgulayarak, "kadına yönelik şiddeti önlemenin de bir devlet politikası olması gerektiğini" belirtti.

Yayın Tarihi: 03/10/16 13:42
okuma süresi: 8 dak.
Sosyal Riskleri Önleme Vakfı; "Kadına yönelik şiddeti önleme de bir devlet politikası olmalı"
A- A A+
Sosyal Riskleri Önleme Vakfı ve "25 Kasım'a kadar 25 Bin imza ile 5 Sığınma Evi" kampanyası yetkilileri, "şiddeti önleyici mekanizmalar yaratmak gibi, sığınma evleri açmanın da devletin görevi olduğunu" vurgulayarak, "kadına yönelik şiddeti önlemenin de bir devlet politikası olması gerektiğini" belirtti.

Sosyal Riskleri Önleme Vakfı, Kadın Sığınma Evi projesi konusunda yürütülen "25 Kasım'a Kadar 25 Bin İmza ile 5 Sığınma Evi" adlı imza kampanyasında gelinen nokta hakkında basın toplantısı yaptı.

Toplantıda Sosyal Riskleri Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Hatice Düzgün ve "25 Kasım'a kadar 25 Bin imza ile 5 Sığınma Evi" kampanyası adına Nazen Şansal birer konuşma yaptı.

DÜZGÜN

Hatice Düzgün, 2010 yılında açılan kadın sığınma evinin Temmuz ayında bakanlıklar arası koordinasyonsuzluk nedeniyle kapatıldığını anımsatarak, sığınma evlerinin kapatılmasını istemeyen bir grup örgütün de desteğiyle başlattıkları imza kampanyasını hatırlattı.

Düzgün, Sosyal Riskleri Önleme Vakfı'nın değil kadın sığınma evinin kapatıldığını vurgulayarak, Vakfın şu an 20 civarında çocuğa kreş hizmeti verdiğini ve ihtiyaçlı kadınlara da etüt, psikolojik ve hukuk alanında katkı sağladığını anlattı.

Şu an hizmet verdikleri vakıf binasını boşaltmaları konusunda Sağlık Bakanlığından talep geldiğini ancak kendilerine gidecek bir yer gösterilmediğini aktaran Düzgün, sığınma evi açmak gibi bir niyeti olmadığını gözler önüne seren yetkililerin Vakfın varlığını da umursamadığını savundu.

Daha önce kendilerine başvuran ya da destek verdikleri kadınlarla şu an kimin ilgilendiğini bilmediklerini belirten Hatice Düzgün, şiddet gören kadınların başvurabilecekleri bir yer olmadığını kaydetti.

Düzgün, 3 ay önce başlattıkları "25 Kasım'a kadar 25 Bin imza ile 5 Sığınma Evi" kampanyasına birçok örgütün destek verdiğini ve binlerce imza toplandığını belirterek, mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.

"25 KASIM'A KADAR 25 BİN İMZA İLE 5 SIĞINMA EVİ"

"25 Kasım'a Kadar 25 Bin İmza İle 5 Sığınma Evi" kampanyası adına konuşan Nazen Şansal, iki ay kadar önce burada üzücü bir konu için toplandıklarını ve SORÖV'ün çalıştırdığı ülkedeki tek sığınma evinin kapatıldığını paylaştıklarını anımsatarak, "konuya duyarlı örgütler olarak biraraya geldiklerini ve kadına yönelik şiddetin her yönüyle var olduğu ülkemizde hiç sığınma evi olmamasını kabul edemeyiz dediklerini" belirtti.

Sosyal Hizmetler Dairesi'nin aile içi şiddet istatistiklerine göre 2015 yılında 184 kadının darp şikâyetiyle başvuruda bulunduğunu ve araştırmalara göre, şiddete uğrayan kadınların sadece yüzde 10'unun şikayette bulunduğunu belirten Şansal, hal böyleyken sosyal devletin, imkanlarını öncelikle insan hayatı için kullanması ve bu koşullarda devletin mutlaka sığınma evleri açması gerektiğini ifade etti.

Şansal, aile içi veya her türlü kadına yönelik şiddeti önlemek ve şiddete maruz kalan kadınlara geçici koruma sağlamanın sürekli bir devlet politikası olması gerektiğine işaret ederek, bu amaçla, hükümetin üzerinde baskı oluşturmak, kamuoyu yaratmak ve kadın dayanışması ile sorunları gündeme taşımak adına bir imza kampanyası başlattıklarını vurguladı.

"25 Kasım'a Kadar 25 Bin İmza ile 5 Sığınma Evi" adıyla başlattıkları kampanyaya her geçen gün yeni örgütler eklendiğini ve herkesin şiddete karşı tepkisini bu kampanyada birleştirdiğini kaydeden Nazen Şanşal, kampanyaya şu ana kadar destek veren parti ve örgütleri şöyle sıraladı:

"SORÖV, Bağımsızlık Yolu, Baraka, KTOEÖS, Dayanışma, Halkın Partisi, Belediye Emekçileri Sendikası, Mormenekşe Çağdaş Kadınlar Derneği, Biyologlar Derneği, Altın Patiler Derneği, Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği, Tango Cyprus, Geçitkale Kadınlar Birliği, Akova Kadınlar Derneği, Mormenekşe Kadınlar Birliği, Sütlüce Kalkınma Ve Dayanışma Derneği, Çınarlıyı Sevenler Derneği, Bemsa Kültür Sanat Derneği ve TCEP BİLEŞENLERİ (Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı, KTAMS, POST, KTÖS, FEMA, Feminist Öğretmen İnisiyatifi, Kıbrıs Dem Genç Kadın, Kuir Kıbrıs, Envision Diversity, YKP Fem, CTP Kadın Örgütü, TDP Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu, MHD, Kıbrıs Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, BKP Kadın Meclisi, DAÜ SEN, DAÜ Bir Sen, Tabipler Odası, MAGEM, MAKAMER, Mesarya Kadın İnisiyatifi)"

DEVLET YETKİLİLERİYLE DE GÖRÜŞÜLDÜ

İmza toplama ve çeşitli bölgelerde söyleşi gibi etkinliklerin yanı sıra devlet yetkilileri ile de bazı görüşmeler gerçekleştirdiklerini anlatan Şansal, ilk olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner'le görüştüklerini ve sığınma evi yapmayacaklarını, bunun yerine yakın hedeflerinin Şiddet Önleme ve Danışma Merkezi'ni faal hale getirerek önleyici tedbir almak olduğu bilgisini aldıklarını belirtti.

Şansal, "Şiddete uğrayan kadınlarla ilgili sığınma evi yapılmayacaksa ne yapılacağını sorduğumuzdaysa hem Bakan hem de Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü boyun bükerek sessizliğini korudu" dedi.

Polis Genel Müdürü Süleyman Manavoğlu'nun ise sığınma evlerinin faaliyete girmesiyle güvenliğin programlı ve düzenli bir biçimde sağlanacağının garantisini verdiğini ileri süren Şansal, görüşmede ayrıca, geçmiş olumsuz tecrübeler aktarılarak polis mensuplarının kadına yönelik şiddet olaylarında nasıl bir tutum sergilemeleri konusunda eğitilmeleri ve bilinçli bir şekilde olaylara müdahale etmeleri taleplerini de dile getirdiklerini söyledi.

Şansal, kampanya sırasında sığınma evinin ne olduğunun toplumda tam bilinmediğini de fark ederek bilgilendirici açıklamalar da yaptıklarını ifade ederek, "Sığınma evleri, şiddet gördüğü yerde kalmak istemeyen kadınların, varsa çocukları ile birlikte bir süre yaşayabilecekleri, bedensel ve psikolojik sağlıklarına kavuşacakları, hukuki ve sosyal destek alacakları kurumsal evlerdir" dedi.

Şansal, insan haklarına, kadın haklarına sahip çıkmak ve şiddet kültürüyle mücadele edebilmek için ülkenin nüfusuna ve yapısına uygun, sadece bir tek merkezde olmayan sığınma evlerine ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Şansal, imza kampanyasının halen devam ettiğini ve destek olmak isteyenlerin kampanyaya dahil olan örgütlerden birine ulaşabileceğini, ayrıca Lefkoşa ve Mağusa Khora Kitap Cafe, Ghetto Cafe, The Gospel, Strada Cafe-Bar, Barrica Cafe-Bar, Mağusa Demolay Cafe Bar ve tüm ÖYAK bankalarında da imza atılabileceğini duyurdu.

Şansal, kampanyanın, "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü"nde imzaların hükümete teslim edilmesi ve eylemle sonlanacak olsa da, kadına yönelik şiddete karşı mücadelelerinin devam edeceğini söyledi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.