Ekonomist Mehmet Saydam: "Toplum olarak yüzde seksen fakirleştik"

Hem ülkemizin hem de dünyanın büyük bir çöküş içinde olduğunu ifade eden Saydam, "Kimse adını koymak istemiyor ama dünya ekonomisi büyük bir çöküş içinde" dedi.

Kıbrıs Postası – Rüstem Tüccar

Son yıllarda Türk Lirası'nın döviz karşısında değer kaybetmesi gerek ülkemiz, gerekse Türkiye piyasalarında büyük krizlere neden oluyor. Özellikle ithal ürünlerin ülkedeki birçok sektörün temelini oluşturması ve bu ürünlere uygulanan yüksek vergiler, dövizin yükselişiyle ekonomiyi olumsuz etkiliyor.

"DÜNYA EKONOMİSİ BÜYÜK BİR ÇÖKÜŞ İÇİNDE"

Konuyla ilgili olarak Kıbrıs Postası'na değerlendirmelerde bulunan Ekonomist Mehmet Saydam, şu an için kimse tarafından adının koyulması istenmese dünya ekonomisinin bir çöküş içinde olduğunu dile getirdi.

Saydam, özellikle Türkiye'ye bakıldığında, Türkiye'de şu an büyük bir ekonomik kriz olduğunu ifade etti.

Saydam, "Örneğin, 2013'teki Gezi Parkı olaylarının olduğu döneme bir bakarsak, nasıl ki o dönem dolar bir gecede 1.70'den 1.90'a fırladı, 2013-2016 dönemini de buna oranla değerlendirdiğimiz zaman, yaklaşık 36 aylık bu süreçte döviz, yüzde yüzlük bir artış gösterdi demektir" dedi.

"TOPLUM YÜZDE SEKSEN FAKİRLEŞTİ"

Krizin Türk Lirası'nın Dolar karşısında eridiğini, devalüasyona uğradığını gösterdiğini ifade eden Saydam, "Bunun sonucunda da Türk Lirası kullanan toplumlar yüzde seksen fakirleşti diyebiliriz" diye konuştu.

Buradan yola çıkarak, KKTC ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Saydam, "TL kullanan bir toplum olarak durumumuz pek iç açıcı değil. Özellikle günden güne artan, gerek elektrik gerek ısınma gerekse gıda sektöründeki zamlar, vatandaşların ciddi ekonomik bunalımlara girmesine yola açtı" ifadelerini kullandı.

"DEVLET, EĞER HALKINI DÜŞÜNÜYORSA, YENİ EKONOMİ POLİTİKALARI ÜRETMELİDİR"

KKTC ekonomisinin, tamamen yurtdışından ithal ürünlere dayalı olduğunu vurgulayan Saydam, "Dövizdeki her dalgalanma, ülkemiz ekonomisini direkt etkiliyor" diyerek, bu konuda devletin eğer halkını düşünüyorsa, önlem almak için bir politika geliştirmesi gerektiğini ifade etti.

"Devlet en kısa zamanda önlem alınmalı ve ithal ürünlere uygulanan vergileri düşürmelidir" diyen Saydam, vatandaşlara da zaruri olmadığı sürece döviz borçlanmamaları konusunda uyarıda bulundu.

"DÜNYADA DA DURUM FARKLI DEĞİL... DÖVİZ DAHA DA TIRMANACAK"

Dünya ekonomisinde de durumun farklı olmadığını ifade eden Saydam, "Dünyada da, ABD Başkanı'nın değişmesi, İngiltere'nin AB'den çıkma süreci, İtalya'nın referanduma gitmesi, dövizi tırmandırmıştır. Bu yüzden dövizin gerileyeceğine dair bir inancım yoktur, aksine daha da tırmanacağını öngörmekteyim" dedi.

"HALKIMIZ YILLARDIR 'ÇÖZÜM OLMAZSA OLMAZ' YALANINA İNANDIRILDI"

Çözüm sürecinin ekonomiye yansımasına da değinen Saydam, "Çözüm süreci ile ilgili olarak Annan planının gerisinde bir durumda olduğumuzu düşünüyorum. Rum tarafı, Annan Planı zamanında farklı bir buhran içerisinde olmasından dolayı verdiği tavizleri geri aldı. Dolayısıyla şu anda öne geçmiş pozisyonda. Ancak Türk tarafında "çözüm olmazsa hiçbir şey olmaz" gibi bir algı oluşturuldu. KKTC vatandaşları olarak böyle bir yalana inandırıldık" diye konuştu.

"EŞİT ŞARTLARDA BİR PLAN HENÜZ ORTADA YOK"

Şu anda masada görüşülen başlıkların sonucunda çıkacak bir çözümün, Türk toplumunun üç-beş yıl içerisinde adadan silinmesi anlamına geldiğini ifade eden Saydam, "Çünkü eşit şartlarda bir plan henüz ortaya çıkmamıştır. Eşitlik ilkesi göz ardı edilmiştir. Türk nüfusu için iyi bir son olacağından emin değilim. Ancak toplum olarak "çözüm yoksa ülkede hiçbir gelişme olmaz" mantığından çıkmamız gerekir" dedi.

Saydam, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ülkemizde her şey fazlasıyla mevcuttur. Kaynaklarımız, birikimlerimiz, üretimlerimiz devam etmelidir. Devletimiz elbette çözüm için çalışmalarını sürdürmelidir ancak ülke ekonomisinin gelişmesi için politikalar üretmeyi de gözardı etmemelidir".