İÇ HABERLER
okuma süresi: 6 dak.

Tatar'dan BM'ye çağrı: "Kıbrıs Türk halkının mağduriyetlerini giderecek bir tavır ortaya koyun"

Tatar'dan BM'ye çağrı: "Kıbrıs Türk halkının mağduriyetlerini giderecek bir tavır ortaya koyun"

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar, Kıbrıs konusunun Rum-Yunan ikilisinin uzlaşmaz tutumu, kabul edilemez istemleri nedeniyle bir anlaşma ile sonuçlandırılamadığını, öngörülebilir bir gelecekte sonuçlanmasının da mümkün görülmediğini belirtti.

Yayın Tarihi: 16/07/17 14:11
okuma süresi: 6 dak.
Tatar'dan BM'ye çağrı: "Kıbrıs Türk halkının mağduriyetlerini giderecek bir tavır ortaya koyun"
A- A A+
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar, Kıbrıs konusunun Rum-Yunan ikilisinin uzlaşmaz tutumu, kabul edilemez istemleri nedeniyle bir anlaşma ile sonuçlandırılamadığını, öngörülebilir bir gelecekte sonuçlanmasının da mümkün görülmediğini belirtti. Tatar, gelinen aşamada, Birleşmiş Milletler'e Kıbrıs Türk halkının mağduriyetlerini giderecek bir tavır ortaya koyması çağrısında bulundu.

Tatar yaptığı yazılı açıklamada,"Birleşmiş Milletler'in Kosova'da üç yıl içinde Sırplarla –Arnavutların anlaşamayacaklarını tespit ederek Kosova'nın önünü açtığını" kaydetti ve şöyle dedi:

"Kıbrıs'ta 54 yıldır Rum saldırganlığı ve hayalleri dolayısı ile iki halk ortaklaşa kurulacak siyasi eşitliğe ve adada mevcut gerçeklere dayalı bir Devlet çatısı altında bir araya gelemiyorsa bu gerçek ışığında bir yol belirlenmelidir. Bunu yapmamak, Kıbrıs Türkü'nü Rum'un 'eveti'ne mahkum etmek haksızlıktır, Birleşmiş Milletler örgütüne güveni, inancı azaltıcı niteliktedir.

Birçok kez açıkladığımız ve artık herkesin çok daha iyi bildiği gibi Kıbrıs görüşmelerindeki Rum-Yunan tutumu Kıbrıs konusunun halledilmesini değil, uzatılmasını, Kıbrıs Türk Halkı cezalandırılırken Rum tarafının hidrokarbon yatakları konusunda istediği adımları atmasını, Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Türkü ile Türkiye arasında oluşturulması tasarlanan gediklerden yararlanarak görülen hayallerin gerçekleşmesini hedefliyordu.

İsviçre görüşmelerinde bu daha da netleşti ve Türk tarafının bazı noktalarda kırmızı çizgileri de aşarak ortaya koyduğu açılımlara rağmen Rum-Yunan ikilisi garantiler, mülkiyet, toprak, varılacak anlaşmanın Avrupa Birliği'nin birincil hukuku olması, Türk ve Yunan vatandaşlarına eşit muamele yapılması konularında Kıbrıs Türkü'nün asla yararına olmayan, kesinlikle kabul edilemez tutumlarında sonuna kadar ısrar ettiler.

Bu asılda 21 Aralık 1963'te Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamak için Kıbrıs Türk Halkı'nı silah zoru ile devlet atmak için başlatılan kanlı saldırılarla başlayan, 15 Temmuz 1974'te daha da ileri bir noktaya taşınan kısacası 54 yıldır devam eden Rum tutumunun bir ürünü idi.

Ve ne yazık ki 54 yıldır devam eden bu tutumun değişmesi bugün ve öngörülebilir bir gelecek için imkansızdır.

Rum-Yunan liderliği hala İsviçre'deki tutumunda ısrar ediyor ve bizim güvenliğimizi, ekonomik ve sosyal varlığımızı asla önemsemediğini, can ve mal güvenliğimiz için şart olan Türkiye'den koparak kendilerine yama olmamızı isteyecek kadar kendinden geçerek söyledikleri ile ortaya koyuyor.

Bu durumda görev bize ve Birleşmiş Milletler'e düşmektedir.

Kıbrıs Türk tarafı, Anavatan Türkiye ile de görüşerek yeni bir Kıbrıs siyaseti ve bugüne kadar gelen Rum-Yunan tutumunu değiştirecek bir hareket planı ortaya koymak zorundadır.

Yapabileceğimiz pek çok şey, atabileceğimiz pek çok adım vardır.

Durmak, ne düşündüğü, ne istediği defalarca ortaya çıkan Rum'un keyfinin gelmesini beklemek nafiledir.

Kimsenin, hiç bir siyasi partinin sırf şahsi veya partisel çıkarları öyle gerektirir yanlış zannıyla Kıbrıs Türkü'nü Rum'a bağımlı tutma, Kıbrıs Türkü'ne böylesi bir kötülük yapma hakkı yoktur.

Bunun aksini önerenler ve hala Rumların beklenmesini salık verenler asla Kıbrıs Türkü'nü yararını düşünmüyor.

Hala, tek seçenek federasyondur demek Kıbrıs Türkü'nü Rum'a bağımlı kılmaktan başka bir anlam taşımıyor.

Birleşmiş Milletler ise, Kıbrıs konusunda uzlaşmaz olanın Rum tarafı olduğunu artık ilan etmelidir.

Rum siyaset ve bilim adamları, pek çok eski Birlemiş Milletler görevlisi bunu ifade ederken söz konusu gerçeğin bir rapor haline dönüştürülmemesi, Kıbrıs Türkleri'nin izolasyon ve ambargolardan kurtulmasının yolunun açılmaması Birleşmiş Milletler örgütünün zaten tartışılmakta olan karar alma mekanizmasının daha da yıpranmasına ve tartışılmasına neden olacaktır.

Birleşmiş Milletler Kosova'da başka, Kıbrıs'ta başka davranamaz.

İki konu bazı yönlerden bir birlerine benzemese de, Birleşmiş Milletler tarafından Kosova halkının mağduriyetinin giderilmesi için izlenen yol ve alınan kararlar Kıbrıs Türkleri'ne yapılan haksızlıkların giderilmesi için örnek oluşturulabilecek unsurlar taşımaktadır.

Umarız deneyimli bir devlet adamı olan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres Kıbrıs konusundaki çözümsüzlüğün ana nedenini cesurca ortaya koyar ve Kıbrıs Türkleri'nin Rum –Yunan ikilisinin haksız, hukuksuz izolasyon ve ambargolarından kurtulmasının yolunu açar. BM'nin dünya barışı için oynayabileceği rol konusunda ümitlerin artmasına yol açacak olan Genel Sekreterin bu şekilde bir tavır takınması olacaktır."
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.