Vergi yasalarının uygulanması ve yorumlanması

Yayın Tarihi: 02/05/17 07:30
okuma süresi: 14 dak.
A- A A+
Bu konuya öncelikle Vergi Usul Yasası'nın kapsamından ve vergi yasalarının uygulanmasında ki kurallar hakkında bilgi vermekle başlamak istiyorum.

Değiştirilmiş şekliyle 27/1977 sayılı Vergi usul Yasası'nın 2.'nci maddesi bu Yasa'nın kapsamını şöyle tanımlamıştır:

"(1) Bu Yasa, 3.'ncü maddede yazılı olanlar (Yani Gümrük Müdürlüğü tarafından alınan vergi ve resimler) dışında bütçeye giren vergi, resim ve harçlar hakkında uygulanır.

(2) Yukarıdaki (1)'inci fıkrada öngörülen vergi, resim ve harçlara bağlı olan vergi, resim, zamlar ve faizler de bu Yasa'ya tabidir."

Yukarıdaki kuralları özetleyecek olursak Vergi usul Yasası kuralları Gümrük vergileri dışında bütçeye dâhil tüm dolaylı ve dolaysız vergiler ile resim, harç ve bunların ceza gecikme zammı ve faizlerinin uygulanmaktadır.

Gümrük işlemlerinin özel durumu ve uygulamaları nedeniyle bu konu adı edilen Yasa'nın kapsamı dışında bırakılmış olup Gümrük Dairesi'nin vergilendirme işlemleri başka mevzuat altında yürütülmektedir.

Ayrıca, genel bütçeye girmeyen özel bütçeli kamu kurum ve kuruluşlarının kamu alacağı türündeki vergi, resim ve harçlarının uygulanması için ilgili Yasalara kurallar konulması suretiyle Vergi Usul Yasası kuralları uygulanmaktadır. Örneğin, Belediyelerin Taşınmaz Mal Vergisi ile benzeri birçok alacaklarının tarh, itiraz ve tahakkuk usulleri bu Yasa'ya bağlanmıştır.

Bundan amaç vergi uygulamalarına pratiklik ve yeknesaklık sağlamak suretiyle her türlü vergi, resim ve harç tahsilatına gerçekçi etkinlik kazandırmaktır. Ancak, bu amacın gerçekleştirilmesi için uygulayıcılarını Vergi Usul Yasası'nı çok iyi bilmeleri ve gerek kendi yetkilerinin içeriğine gerekse yükümlü haklarına da çok iyi vakıf olmalarına gerekli özeni göstermeleri gerekir.

27/1977 sayılı Vergi Usul Yasası'na 38 yıl sonra 24/2015 sayılı V.U.Y yapılan geçmiş kapsamlı değişikliklerle büyük ölçüde güncelleştirilmiş olmakla beraber halen bazı eksikliklerin var olduğu da bir gerçektir.

Bahse konu Değişiklik Yasası ile Esas Yasaya getirilen düzenlemelerin en önemli kısmı "Vergi Yasalarının Uygulanması ve İspatı" yanbaşlıklı 4.'üncü maddesine getirilen kurallar olmuştur. Bu ve diğer yasal düzenlemelerle vergilendirme işlemlerinde uygulayıcıların sınırsız kabul ettikleri "takdir yetkilerine ve yorumlama yetkilerine" aşağıdaki ispat yükümlülüğü getirilmiştir.

"Vergi Yasalarının Uygulanması ve İspat

24/2015

4.

(1)

Vergi yasalarının uygulanması: Bu Yasada kullanılan "Vergi Yasaları" deyimi, bu Yasa kurallarına tabi vergi, resim ve harç yasalarını ifade eder. Vergi Yasaları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde Vergi Yasalarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin yasanın yapısındaki yeri ve diğer maddelerde olan bağlantısı göz önünde tutularak uygulanır.

(2)

İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek niteliği esastır. Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek niteliği, yemin hariç, her türlü delile ispatlanabilir. Vergiyi doğuran olayla ilgisi olmayan ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz. Ekonomik, ticari ve teknik gereklere uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve olağan olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat yükümlülüğü bunu iddia eden tarafa aittir."

Ancak, bahse konu Değişiklik Yasası ile getirilen vergi uygulamalarına ilişkin usuller birçok vergi memurları tarafından ya gerektiği gibi anlaşılmamış ya da anlaşılması istenmemiştir. Esas gerek şubeler arası gerekse vergi memurları arasındaki işlem yeknesaklığının aynı paralelde yapılmasını sağlamak için bu değişiklikler hakkında personele gerekli mesleki eğitim verilmemiştir.

Bu nedenledir ki bahse konu Yasa'nın önemini dikkate alarak bu Yasa hakkında özellikle uygulanmasına ilişkin yorumlama yöntemleri hakkında yetkililere, ilgililere ve halkımıza bilgiler vermeyi uygun gördüm.

27/1977 sayılı Vergi Usul Yasası (V.U.Y) içeriği yürürlükte bulunan çeşitli vergi, resim ve harç yaslarının uygulanmasına ilişkin;

  • Vergi tarhiyat türlerine ve işlemlerini;
  • Uygulayıcıların yetkilerini ve sorumluluklarını;
  • Yükümlülerin hak ve sorumluluklarını;
  • Kurallara uymayan uygulayıcılar ve yükümlülere kesilecek cezaları;
  • Hesap kayıt işlemlerini;
  • Vergi yoklama, inceleme ve araştırma yöntemleri ile uygulayacak olanların uyacakları prosedürleri;
  • Vergi tarhiyatlarına ilişkin yapılacak itirazların ve çözüm yöntemleri ile izlenecek prosedürleri kurallara bağlamıştır.

Diğer bir anlatımla, VUY vergi koyan bir yasa olmayıp özetle verginin nasıl tarh ve tahakkuk edeceğini düzenleyen bir yasadır. Dolayısıyla, yazılış ve ifade bakımından bir ders kitabı özelliği taşıyan bu Yasa'nın belli başlı kurallarının başta uygulayıcılar olmak üzere vergi yükümlüleri ve tüm vatandaşlar tarafından iyice bilinmesi her bakımdan yararlı ve gerekli olduğu kadar vergi ihtilaflarının da azalmasına neden olacaktır.

Birçok ülkenin vergi hukuku incelendiği zaman vergi koyan yasalarında usul kurallarının bulunmadığı, bunun yerine ülkemizde olduğu gibi vergilendirmeye ilişkin usul kurallarının "Vergi Usul Yasası" (Taxes Management Act) isimli ayrı bir Yasa altında düzenlendiği görülecektir (Örneğin, TC, İngiltere, vs.). Bazı ülkeler ise (G.K.R.Yönetimi gibi) her vergi yasasına ilişkin uygulama usullerini de dahil etmekte ve ayrı bir Usul Yasasına gerek duymamaktadırlar. Her iki yöntemin de uygulamada avantaj ve dezavantajları olmakla birlikte yeknesaklık ve kolayca algılanabilme bakımından bütün vergi yasalarının uygulanmasını düzenleyen ayrı bir Vergi Usul Yasası'nın bulunması yöntemi kanımca daha uygundur.

VERGİ USUL YASASI'NIN VERGİ UYGULAMALARINA ETKİSİ

Vergi yasalarının uygulanması yer ve zaman bakımından önemlidir. Yer bakımından vergi yasalarının uygulanmasında vergi yasalarının uygulandığı ülke önemlidir. Bir de verginin uygulandığı "Kişi" tanımı hiç şüphesiz gerçek ve tüzel kişileri kapsamaktadır.

Ülke vatandaşları ve ülke yasalarına göre tüzel kişilik kazanmış işletmeler, nerede olursa olsun, vatandaşı olduğu ülkenin veya yasal merkezinin tescilli olduğu ülkenin vergi yasalarına bağlıdır.

Vergileme "kaynak" (yersellik) ve "mukimlik" (kişisellik) ilkeleri dikkate alınarak "gelirin elde edildiği", "servetin bulunduğu" veya harcamanın yapıldığı yerde gerçekleştirilirken mukimlik veya vatandaşı bulunduğu (işletmenin yasal merkezinin kayıtlı olduğu) ülkede de vergilendirilebilmekte ancak aynı gelir hususunda çifte vergilendirmeye olanak vermemek içinde uluslararası bazı kurallar uygulanmaktadır.

VERGİ HUKUKUNDA YORUM

Vergi hukukunda yasa kurallarının açık olmadığı durumlarda kanun koyucunun ilgili yasanın genel ve madde gerekçelerinde öngördüğü gerçek iradesini anlamak için başvurulan bir yöntemdir.

Vergi hukukunda yorum, yorumu yapanlar ve yorumu yapılışına göre aşağıdaki iki başlık altında değerlendirilir. Bunlardan ilkine "yorum türleri", diğerine de "yorum yöntemleri" denir.

  1. Yorum Türleri: Yorum türleri ile ifade edilmek istenen, yorum yapan idari birimlere göre yapılan ayırımdır. Diğer bir anlatımla, yapılan yorumun niteliğine göre değil de yorumu yapanlara göre düşünce ifadesidir. Bu nedenle yorum türleri aşağıdaki şekilde sınıflandırılması halinde geçerli olmaktadır.
  2. Bilimsel Yorum – Vergi hukuku alanında bilim adamları tarafından yapılan yorumlardır. Bu yorumlar, bağlayıcı olmamakla birlikte vergi sisteminin teorik olarak gelişmesine ve aydınlanmasına ilişkin olarak yapılan yorumlardır.
  3. İdari Yorum – Vergi yasalarının idare tarafından yorumlanmasıdır. Burada vergi idaresi vergi yasalarının uygulanmasında açıklık olmaya hususlara ilişkin kendisi yapar. Ancak, bu yorumlar itiraza açık olup yargı organlarını bağlayıcı değildir. Örneğin, Maliye Bakanlığının veya Vergi Dairesinin yayımladığı mukteza, tebliğ ve genelgeler idarenin bir yorumu niteliğinde olup daha çok uygulamaya ilişkin görüşlere yerverilmektedir.
  4. Yargısal Yorum – Yargı organları tarafından vergi yasaları ile ilgili yapılan yorumdur. Bu yorum yargı organları tarafından her zaman değil sadece bir uyuşmazlığın çözümüne ilişkin dava sonucu yapılan yorumdur. Yargı organları tarafından karara ilişkin yapılan bazı yorumların da bağlayıcılığı olmakla birlikte bir üst yargı organı bu yorumu bozabilmektedir.

  5. Yorum Yöntemleri: Bir yorumu nasıl yapılacağı, diğer bir anlatımla yorum yapılırken uyulacak yöntemlere "yorum yöntem" denir. Değiştirilmiş 27/1977 sayılı Vergi Usul Yasası'nın 4.'üncü maddesinde "Vergi Yasaları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi yasalarının hükümleri, konuluşundaki amaç, hükümlerin yasanın yapısındaki yeri ve diğer maddelerde olan bağlantısı gözönünde tutularak uygulanır" kuralı yer almaktadır. Buna göre geçerli olan yorum yöntemleri aşağıdaki şekilde sıralanır (1)

  6. Lafzi (Deyimsel) Yorum – Bu yorum yönteminde yasa hükmünde yeralan kelimelerin, deyimlerin, ifadelerin dilbilgisi kuralları yönünden cümle yapısı içindeki anlamaları araştırılır. Deyimsel yorum yöntemi, bir yasa kuralının yorumunun çıkarılabilmesi için başvurulacak ilk yöntemdir.

Bu yorum yöntemlerine göre, eğer bir deyim veya kavram vergi yasalarında nasıl tanımlanmışsa artık o anlamı ile geçerli olacaktır. Bu kavram veya deyimin kendi yasalarında yeralan anlamının artık bir önemi olmayacaktır. Diğer bir anlatımla vergi yasalarında tanımı yapılmayan deyim ve kavramlar için kendi yasalarındaki veya teknik anlamları geçerli olacaktır.

  1. Tarihi Yorum – Bu yorum yönteminde bir yasa kuralı yorumlanırken, yasa koyucunun yapıldığı andaki amacı gözönüne alınır. Yasa koyucunun bu yasayı çıkarırken ne demek istediği araştırılır. Bu da yasanın amacı meclis tutanakları vb. belgelerden öğrenilir.

  2. Sistematik Yorum – Vergi yasalarının anlamı araştırılırken sadece ilgili yasada değil de bağlantılı olan diğer yaslara, yasanın içinde bulunduğu yere ve diğer mevzuat kurallarıyla olan bağlantısı da gözönüne alınarak yorumdur.

  3. Amaçsal Yorum – Bu yorum türüne istinaden vergi yasaları yorumlanırken yasanın çıkarıldığı tarihteki anlamına değil de değişen ekonomik koşullara ve olaylara göre yorumlanmasıdır. Bu yorum yönteminde vergi yasaları, içinde bulunulan ekonomik ve sosyal koşullar gözönüne alınarak gözümüzde kazandığı anlamına göre yorumlanır.

Bu yorum türünde vergi hukukunda ekonomik yaklaşım kavramı ile bağdaştırılabilir. Çünkü ekonomik yaklaşım, ilgili vergi yasasının amacını gözönünde bulundurularak uygulanmasını sağlamaktır.

Öteyandan, verginin kısmen veya tamamen ödenmesi için başvurulan ve "peçeleme" veya "perdeleme" düzenlemesi olarak tanımlanan sözleşmeler, fiktif faturalar vs. enstrümanlar vergi yükümlülüğünün, özel hukuk kurallarının uygulanması suretiyle ortadan kaldırılması veya azaltılmasına yönelik olması durumunda buna ilişkin yeterli kanıt bulunması halinde bunun yasa dışı kötü amaçlar için kullanılan bir yöntem olması nedeniyle vergi idaresi tarafından bu tür girişimlerin dikkate alınmaması doğal bir uygulamadır.

Bu gibi durumlarda, Vergi Usul Yasası'nın ilgili kuralları dikkate alınarak vergilemede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerinin gerçek mahiyeti esas alınarak V.U.Y'nın ilgili kuralları uygulanmak suretiyle vergi kayıpları önlenebilmektedir.

Özetle, gerek uluslararası vergi hukukunun gerekse mevcut Vergi Usul Yasamızın vergilendirme ilkeleri yeniden düzenlenerek vergi uygulayıcılarının vergi tarhiyat yetkileri somut delillere ve usullere bağlanmış olup bu konuda yapılacak uygulamalarda bu kurallara gerekli özen gösterilmesi halinde vergiye ilişkin ihtilaflar azalacağı gibi gereksiz zaman kayıpları da önlenmiş olacağından vergi gelirleri de dolaylı olarak artmış olacaktır. Önemli olan mesleki bilgi ve tecrübeye önem verilmesi ve ihtilaflara neden olacak gereksiz yorumlardan kaçınılmasıdır. Yorum zafiyetleri her zaman vergi yasalarının başarı olanağını azaltır.

  • Vergi Hukuku – Türk Vergi Sistemi, 10.'uncu Baskı Mahmut Kalenderoğlu – AGON BİLGİ AKADEMİSİ YAYIN KURULU, Ankara 2010.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.