İÇ HABERLER
okuma süresi: 16 dak.

Sıcak Gündem'de Taşınmaz Mal Komisyonu ve Acapulco konuşuldu!

Sıcak Gündem'de Taşınmaz Mal Komisyonu ve Acapulco konuşuldu!

Canan Onurer'in Kanal T ekranlarında sunduğu 'Sıcak Gündem' programının konukları, Demokrat Parti Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu ve Avukat Barış Mamalı oldu.

Yayın Tarihi: 24/11/12 11:00
okuma süresi: 16 dak.
Sıcak Gündem'de Taşınmaz Mal Komisyonu ve Acapulco konuşuldu!
A- A A+

Sıcak Gündem'de Kıbrıs Postası'nın geçtiğimiz günlerde gündeme getirdiği Acapulco Hotel ile ilgili arazi konusu ve Taşınmaz Mal Komisyonu konusu konuşuldu.

Programın ilk kısmında konuşan DP milletvekili Mustafa Arabacıoğlu, malın canın yongası olduğun, Mal sahibinin bakışına göre konunun değişebileceğini ve Kıbrıs konusunun temelinin, mülk konusu olduğunu belirtti.

ARABACIOĞLU: "İKİ KESİMLİLİĞİN ESASI TOPRAKTAN GEÇER"

Arabacıoğlu, "Bugün insanlara yüzde kaç toprak kalacağı oranından ziyade, kalan toprağın tapsununu kime ait olduğu önemlidir. Rum tarafı, iki kesimli, iki toplumlu bir federal çözümden bahsediyor. İki kesimliliğin esası topraktan geçer. Sana kalan yüzde payının içinde Türk koçanlı olanların kimler olduğu önemlidir. Benim bölgemde yoğunluğun Kıbrıslı Türklere, Güney'de ise Kıbrıslı Rumlara ait olmasıdır. Rum da bunu bildiği için, her ne kadar iki kesimli toplumdan bahsetse de, sürekli olarak konuyu sulandırmak için elinden gelen tüm çabayı sarfetmektedir. Louzidiou davası sonucunda, Türkiye, Güney Kıbrıs'a tazminat ödemek zorunda kaldı. Bu dava, Annan Planı öncesinde. Aralık 2003'te oldu. Rumlar bu olaydan dolayı daha da cesaretlendi. Bunu gören Türkiye, ne yapabiliriz diye bir plan oluşturdular ki, kendi içlerinde bir komisyon oluşturulabilir mi diye bir fikir birliği oluştu ve UBP – DP döneminde mal tazmin komisyonu oluştu." dedi.

Arabacıoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu yasayı yaptıktan sonra iade sözcüğü olmadığını kaydederek, bunun üzerine 2006 Aralık ayında iade sözcüğünün oluştuğunu ifade etti. DP olarak ilk kez bu yasayı meclise götürdüklerini belirten Arabacıoğlu, yasanın nerede hazırlandığını bilmediğini ama parti olarak ilk DP'nin bunu tartıştığını ifade etti.

Arabacıoğlu sözlerine şöyle devam etti:

"Özellikle Annan sürecinde, Mal Tazmin Komisyonu yasasını aldım ve çok eksikler olduğunu gördüm. Serdar Denktaş'a dedik ki, bu yasada bizim olumlu oy vermemiz olası değildir. O zaman, Ergün Olgun Bey, Taner Ergin ve bir arkadaş daha temasta bulunduk. Bu yasa ile ilgili bir takım düşünceler şekillendi. O dönemde, TC elçiliği bu tavrımızdan dolayı görüşme talebinde bulundu. Dışişleri Bakanlığı ile bir de toplantı yaptık. Yasanın ilk geliş ve çıkış şekli arasında çok büyük farklar oldu. Mehmet Ali TalaT, bir açıklama yaptı ve 'bağrımıza taş basıp bu yasanın geldiği şekli geçmesini dilerim' demişti. 2006 yılında geçen düzenleme yapılmasının ardından, Annan süreci döneminde komisyon vardı. Mal Tazmin Komisyonu görevlisiydi, mülkle ilgili Annan Planı'nda öneriler yapıldığında Taner Bey ile birlikte Mal Tazmin Komisyonu'nda görüşmeler yaptık."

Canan Onurer'in sunduğu 'Sıcak Gündem' programında konuşan Avukat Barış Mamalı, ada genelinde Rumların resmi kayıtlarına göre, Kuzey'deki türk gayrı menkullerinin oranı yaklaşık yüzde 20 olduğunu, KKTC makamlarına göre, Kuzey'deki Rum mallarının oranı yüzde 63 olduğu söylenmekte olduğunu bildirerek, ortalama Türklerin Kuzey'deki mallarının yüzde 30 civarında olduğunu belirtti. Mamalı, Türklerin Tüm ada genelinde sahip oldukları, taşınmaz oranı da yüzde 13 olduğunu bildirdi.

MAMALI: "YASA, TÜRKİYE'NİN UZMANLARI TARAFINDAN HAZIRLANIP GÖNDERİLDİ"

Mamalı, "67/2005 sayılı yasa ile, biz Taşınmaz Mal Komisyonu'nu kurduk. Kuzey'de 1974'ten sonra terk edilmiş olan mülklerin sahiplerine Güney'de yaşayan sahiplerine, bu komisyona başvurarak, durumlarına göre, eğer Kuzey'de bıraktıkları taşınmaz mal iadeye müsaitse iadesini alabilsin, müsaitse takas yapabilsin veya arzu ederse, kuzeydeki taşınmaz malın mülkiyetini buradakilere devrederek, taşınmaz malına karşılık tazminat almasını sağlayan bir yasaydı. 2005 yılında yürürlüğe girdi, Taşınmaz Mal Komisyonu'da bu koşullarda kuruldu. Bu bahsettiğim yasa, Arabacıoğlu'nun söylediği gibi toplumda tartışılmadan ve özellikle de Türkiye'nin uzmanları tarafından hazırlanıp gönderilen bir yasaydı ve biz bunu meclisten geçirdik. Meclisten geçirdikten sonra UBP bu yasayı Anayasa Mahkemesi'ne götürdü ve iptalini istedi. Anayasa Mahkemesi'de bu davayı reddetti. Taşınmaz Mal Komisyonu bu şekilde yürürlüğe girdi" dedi.

Mamalı, Güney'de yaşayan Rumların, Kuzey'deki mülklerine karşılık başvurularını yapmaya başladılar ve bu başvurular da her gün üzerlerine eklenerek devam ediyor diyerek, Taşınmaz Mal Komisyonu'nun ilk kurulduğu dönemde, komisyona pek başvuru yapıulmadığını belirtti.

Mamalı sözlerine şöyle devam etti:

"Çünkü Rumlar AİHM'e gitmekteydiler. Ve bunun gibi 1000'lerce dava bulunmaktaydı. Türkiye, o güne kadar hep, Louizidou davasında tazminat ödemeyi kabul etse de, hiçbir zaman sorumluluğu üzerime alıyorum demiyordu. Ama Taşınmaz Mal Komisyonu kurulduktan sonra Türkiye, 'ben artık sizin koyduğunuz argümanları kabul ediyorum. Kuzey'deki Rum mülkerine yapılan uygulamanın insan haklarına aykırı olduğunu kabul ediyorum sorumluluğu üzerime alıyorum ancak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin gündeminden bunu düşürünüz. Zaten ben sorumluluğuumu kabul ediyorum. Bakın Taşınmaz Mal Komisyonu'nu kurdum. Gerekirse takas yapabilmek, iade edebilmek için komisyon kurdum oraya taşıyın dedi. Ve AİHM'de Rumların önce oraya gitmesini, oradan tatmin olmazsanız bize gelin diye bir karar üretti. Rumlar son 2-3 sendir bu iç hukuk yolunu tüketebilmek için Taşınmaz Mal Komisyonu'na başvurmaya başladılar. Başvurular şu anda, aslında bizim arzuladığımız seviyede değildir. 10'da 1'i bile başvuru yapmamıştır."

DP milletvekili Arabacıoğlu, Ercan bölgesinde olan 600 dönümlük bir arazi için Mal Tazmin Komisyonu'na müracaat edildiğini ve karşılığında Larnaka'da bulunan 27 dönüm arazinin takası konusunda anlaşıldığını fakat, Rum'un bundan ciddi bir rahatsızlık duyduğunu ve vermeyeceğini belirttiriği ifade etti

Arabacıoğlu, "Rum, Larnaka'daki Türk koçanını sana devretmem dedi. Bunun üzerine Timnious, Rum hükümetini dava etti ve kazandı. Rum hükümeti, 27 Dönüm araziyi istimlak etti ve bu arazi için 13 milyon Euro değer biçti. Türk makamları imza attı mı diye tartışmalar vardı ve Rum koçanını aldı. Mülk konusunu masada görüşürken, ekonomik sıkıntılar da buna bir fırsat veriyor ve Kuzey'deki mülkleri nasıl satabilirim diye arayış içine girdi. Takas ile ilgili Taşınmaz Mal Komisyonu'na müracaat edeceksen, Rum hükümetinin onayını alman gerekir gibi bir yasa çıkarttı. Kuzey'de kalan, Rum mülkleri üzerine inşaat yapan ve alım – satım yapan Kıbrıslı Türkleri de yargılamak için bir çalışma yapılıyor. Orams çifti gibi, Gary Robb gibi 2 kişiyi tutup yargılayabilir. Güneye geçişleri bir şekilde sınırlamaktır amaç. Acapulco, konusunda ise, buranın sahibi bir Kıbrıslı Türk iş yapmaya çalıştıkça başına sorun açılıyor çünkü orası Rum mülküdür" dedi.

Arabacıoğlu, Acapulco'ya 2 ay önce Avusturya'dan liseli öğrenciler geldiğini, Rum Hükümeti'nin ona dahi engel olmaya çalıştığını ifade ederek, ilgili Turizm tesisinin bununla ilgili bir politika yapmadığını belirtti. Acapulco'nun mülk sahibini bularak anlaştığını ve Taşınmaz Mal Komisyonu aracılığı ile mülkü kendi üzerine aldığını belirtti. Bu sürecin bir miktar toprağın türkleştirilmesi olduğunu da ifade eden Arabacıoğlu, İki kesimliliğin anasının toprak olduğunu kaydetti.

ARAZİLERİN DEĞERİ 1 İKEN 5 OLDU!

Arabacıoğlu sözlerine şöyle devam etti:

"Önemli olan, yüzdelik oranı içindeki toprağın yüzde kaçının bende olduğudur. Dolayısı ile, burada yapılan işlem yani Mal Tazmin Komisyonu'nun oluşması ile bu tür olaylar yaşayacağız. Bu konuda çalışma yapan emlakçıların da olduğu bilgisi bana geldi. Elindeki mülkü, sorunsuz mülk haline getirmek için çalışma yaptıkları söyleniyor. Birçok mülk, KKTC toprağı oldu. 733 Bin arazi KKTC toprağı oldu. Bu arazi eğer eşdeğer olarak verildiyse, bu malı Rum kendi talep etti, Kıbrıslı Türk, Rum'a ödeme yaptı ve bu malın değeri bir anda 1 iken 5 oldu. Bu mülkle ilgili politikası ne olacak hükümetin? Ben bir ödüllendirme yaptım, bir daha bedel ödeme sureti ile, onun olmayan malı satmasına izin verirsem burada büyük bir hata yapmış oluruz. Toprak, tapu konusunda hata yapma lüksümüz yok"

Avukat Barış Mamalı Taşınmaz Mal Komisyonu, şu anda güneyde bulunan daha önce Kuzey'de mal bırakmış olan Rumların başvuru yapabileceği bir kurum olduğunu ifade ederek, Taşınmaz Mal Komisyonu kararları ile, Rumlara toplam 83 milyon Sterlin ödendiğini söyledi.

"1985'TE BÜYÜK BİR HATA YAPARAK RUM MALLARINA KOÇAN VERDİK"

Mamalı, "bu para, tamamen biz Kıbrıslı Türklerin paraları ile vergisi, harcı ile oluşturulan KKTC bütçesinden ödenmektedir. Şu anda bir bedel ödüyoruz ama, Türkiye'nin ödemekte olduğu bedeli Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne, buraya aktarmış ve burada kendi bütçemizden büyük bir rakamı da ödemiş bulunmaktayız. 1985 yılında anayasamız, onaylanıp yürürlüğe girdiğinde, 159. madde ile kendi kendimize mal sahibi olduk ve daha sonra bu mülkleri kira yolu ile tahsis yolu ile dağıttık. O dönemin şartlarında bu gerekliydi. Bunun yanında, TC'den buraya yerleşen insanlar vardı. Bu malları bu şekilde dağıtarak toprağı işlemelerine imkan tanıdık. Buraya kadar sorun yok. Ama büyük bir hata yaparak 1985'te bu dağıttığımız mülkleri elinde tutan insanlara koçan verdik. Bu mülkler, Türk mülküdür dedik o zamanlarda. Bazı muhalif kesimler, 'bu mülkler rum mülküdür dese de,' o dönemin politikası buna pek açık değildi. Louizidou, Orams davaları, AB Adalet Divanı kararları hepsi birden, 159. maddenin geçersiz olduğunu, Uluslararası Hukuk kurallarına aykırı olduğunu söyledi ve 2010 yılında da TC, 'evet bunlar doğrudur, ben yanlış yaptım, bu mülkiyet rejimi sizin söylediğiniz gibi hukuka aykırıdır. Ben artık bu sorumluluğu üzerime aldım dedi ve komisyonu kurdu. Bu adada sorunu yaşayan sadece Kıbrıslı Rumlarmış gibi sadece onlara hak tanındı. Ama Güney'den buraya gelen ve eşdeğerci olarak tanımladığımız insanlar arasında da çok büyük adaletsizlikler yaptık" dedi.

HAKKI OLMAYANA FAZLASINI VERDİK!

Hakkı olmayana fazlasını verdiğimizi de sözlerine ekleyen Mamalı, adaletsizlik yaratıldığını belirtti. Güney'de bırakılan Türk malları ile ilgili hiçbirşey yapılmadığını da kaydeden Mamalı, "gerek hükümet, gerekse cumhurbaşkanlığı nezdinde, bir birim kurarak bir hukuki mücadele başlattık mı? Hayır! Güney'de mal bırakıp mağdur olan Kıbrıslı Türkler ile ne yaptık? Hiçbirşey. Bu da yetmezmiş gibi, 3 Mart 2008 tarihinde meclis oturumu oldu ve oy çokluğu ile 13/2008 sayılı bir yasa yaptık. Taşınmaz Mal Komisyonu'nun uygulamasını devam ettirirken bir yasa yaptık ve bu yasayla, KKTC olarak tüm Rum mülklerini, herşeyi kayıt altına aldıktan sonra, bir kısmını özel şirketler verdik ama bir kısmını da KKTC olarak arkamızda bulundurduk" dedi.

Mamalı, Kamu yararı amacıyla mülkleri kiraya verdiğimizi, 2008 yılında yapılan yasa ile, devlet olarak, mal sahibi olunan o mülklerin verildiğini ifade etti! Yasayı yaparak da, onlara, 'ben sana kiraladım ya bu mülkü, aslında bu mülkün sahibi ben değilim! Sen git, Güney'deki gerçek sahibini bul, gel bana ben sana yardımcı olacağım. TMK ile Bankalarla yardımcı olacağım ve, eğer anlaşırsan da Rum'a bedelini öden, bu mülkü senin adına geçireceğim ve orjinal bir koçanın olacak." dedik şekline konuştu.

"ESKİ ZİHNİYETLERİN TOPLUMA BİR ÖZÜR BORCU VARDIR"

Mamalı sözlerine şöyle devam etti:

"Bir şekilde artık toplıuma eski zihniyetlerin bir özür borcu vardır! 13/2008 yasaında, eşdeğercilere, gidip de Rum ile anlaşıp o malın temiz koçanı alma şansını vermiyoruz! Bu tamamen kıyaktır! Bu yasa ile, ben kiraladım, devlet olarak mal sahibi benim sana kullanımını verdim Git Rumla anlaş! Kamu yararı için verdiysem sana kullanasın, Rum'dan satın alma hakkın yoktur. Özel bir madde kondu o yasanın altına ayrımcılık yaratabilmek için. Kamu yararını, Taşınmaz Hazine Mallarına göre, bu mülkleri ona göre kiralıyoruz. Sahil ve plajlara yurttaşların serbestçe girebilmesi gibi nedenlerle veriyorsam burada kamu yararı vardır. Kamu yararını, 63/93 sayılı yasa ile kamu açığı ile algılayıp, hariciler olarak algılıyoruz ve onu kamu yararından saymam artık git Rum sahibi bul ve satın al! Sadece, devletten kiralama yapan kişilere verin! Devlet, alıp da 85 anayasasında dedi ya, bu mallar KKTC'nindir. Devlet bu malı satın almıyor. Sermaye o mülkün sahibi oluyor orayı satın alıp! Devletin pek fayda sağladığını söyleyemeyiz. Bu yasaya göre, bu şekilde mülk aldığında devlete bu kadar para vereceksin diye bir madde yoktur. Taşınmaz Mal Komisyonu'na başvuruyor, 100 – 150 TL ödüyor ve Rum da o başvuruyu değerlendiriyor ve uygun görürse, içişlerine gönderiyor, içişleri da onaylatıp bu mülk tapudan devrediliyor. Biz 1974 yılındaki mahkeme başkanımız ile başsavcının söylediklerini dikkate almadık diye bunlar başımıza geldi. Bakınız Eylül 74'te yüksek mahkeme başkanı ile Başsavcı hukuki görüş veriyorlar ve uyarıyorlar. Buraya geldiniz, uluslararası hakınızı kullanarak ümdahale bulunduzu ama bundan sonra da yine uluslararası hukukun mülkiyet kurallarını ve cenevre anlaşmasındaki savaş hukuku kurallarını dikkate almanız gerekir. Özel mülkiyete tecavüz etmemeniz gerekir dedi. Bu şekilde, bozulan yanlışlıkları düzeltmeye çalıştık. Bunu düzeltrken de, devlet olarak kazanç elde etmiyoruz hatta 87 milyon TL'yi de buna harcıyoruz."

İLGİLİ HABERLER

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.