Emeklilik

Yayın Tarihi: 10/02/19 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Nisan ayı hızla yaklaşırken içimi bir korkudur aldı. Emeklilik korkusu. Daha dogrusu aktif çalışma yaşamıma artık son verme korkusu.

Aranızda bunu korku olarak addetmeyi garipseyenler olabilir.

Soguk kış günleri erkenden işyerine gitmek için sıcacık yatagımı terkedip yollara düşmeyecegim artık.

"Daha ne istersin bre ahmak" diyenlerinizi duyar gibiyim.

Gerçek şu ki ben bunu özleyecegim. Kalabalık tren yolculuğunu, yolcuların garip tavırlarını, saatler süren sıkıcı iş toplantılarnı şimdiden özler gibi görüyorum kendimi.

Bilgisayar ekranına birkaç saat bakıp göz yormayı, sıcak yaz aylarında metroda seyahat edip bir konferansa, bir toplantıya yetiştirme çabalarını, bazan menejerimin yokluğundan yararlanarak işi erken terketmeyi, ama evde çalıştığm zamanlar daha fazla çalışıp üretmemi hep özleyecegim.

"Tanıdığım birkaç kişi emekli olduktan sonra çok yaşamadı, dikkat et" diyerek beni uyaran "arkadaslarım" çok şu günlerde.

Benim de bahsettikleri gibi tanıdğım kişiler var. Ancak emekli olmak üzere olan bir arkadaşıma onlardan bahsetmem!

Emeklilik bir proje olarak düşünülüp iyice planlanmalı. Tabi ilk düşunülmesi gereken finansal planlamadır.

Ancak bunun yanısıra, eşit derecede önemli planlama psikolojik hazırlık planlamasıdır. Yıllardır çok faal bir şekilde çalışan kisi kendini emekliliğe psikolojik olarak hazırlamazsa istenmeyen sonuçlarla karşılasabilir.

Emekli olmaya yaklaşırken kişi kendine göre bir veya birkaç meşguliyet mutlaka seçmelidir. Gerek fiziksel, gerekse beyinsel bir meşguliyet olmalıdır bu.

Emekliliğe yaşamın sonbahırı olarak değil, bir fırsat olarak bakıldığı takdirde ondan çok iyi yararlanabilinir, haz alınabilir.

Örneğin her zaman yapmak istediğiniz ama hiçbir zaman yapma fırsatı bulamadığınız bir şeyi yapabilirsiniz.

Ben şahsen her zaman keman veya piyano türü bir müzik aleti çalmayı, İtalyanca, İspanyolca gibi bir dil öğrenmeyi arzuladım. Nisandan sonra en azından bunları yapma girişiminde bulunacağıma dair sözüm var kendime.

"Bu kadar deneyimi olan birisinin birikimlerini özellikle emekli olduktan sonra toplumu ile paylaşma sorumluluğu var" dedi bir arkadaşım geçen gün. Ona fena fena baktım ama istemeden katıldım.

Ölçülü yapıldığı takdirde, iyi niyetiniz suistimal edilmediği takdirde bu insana büyük bir haz, huzur verebilir.

Şöyle de düşünebilir insan: "Şimdiye kadar toplumuma yeterince hizmet verdim. Şimdi sıra kendim ve ailemde". Buna da katılırım. Katılmasına katılırım da, uygulayabilecek miyim konusunda şüpheleim var.

Son olarak emekliye ayrılacağınız zamanı dört gözle bekleyen ve sizin için planlar yapanlar olacaktır muhakkak.

Örneğin büyük torunum şimdiden sevinçten uçuyor. Zaman zaman degil, her gün okul çıkışı onu arabayla alacağımı planlıyor.

Eşim eve yapılacak dekarasyon, boyama v.s. gibi şeylerin programını çizdi bile. Kızım kendi evi için yapmamı istediği şeylerin listesini hazırlamak aşamasında.

Kim ne derse desin, kim ne plan yaparsa yapsın. Emekliliğimin ilk ayı olan Nisan ayı yaşamımın en tembel ayı olacak.

Saat 11 den evvel yataktan kalkmayacağım. Bütün gün koltukta pinekleyip anlamsız televizyon programları seyredeceğim. Mejbur olmayınca eveden dışarı adım atmayacağım.

Hade bakalım. Darısı başınıza.

Zengin bir hayat yaşamak zengin ölmekten çok daha iyidir – Samuel Johnson

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları