Kıbrıs sorununda nüfus ve Türkiye'nin önemi

Yayın Tarihi: 18/03/18 10:38
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Güneydeki açıklamalar ve bizden istenen ödünler, toplumlararası müzakerelerde adanın tümünün Yunanistan'a bağlanmasına zemin hazırlayabilecek bir çözüm üzerinde durulduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Rum-Yunanistan- emperyalist ülkeler ve bunların güdümündeki Avrupa Birliği ile Birleşmiş Milletler 'in amacı da adanın kuzeyinin, Yunanistan'a bağlanmasıdır.

Ancak adanın kuzeyinde Türk nüfusu bulunması ve KKTC bölgesinin Türkiye tarafından korunması nedeniyle, Kıbrıs adasının tümünün Yunanistan'a kazandırılması mümkün olmamaktadır.

İşte bu nedenle, Kıbrıs'ın tümünün Yunanistan'a bağlanması için sürdürülen mücadelede, KKTC nüfusunun artmaması ve Türkiye ile aramızın açılması için olağan üstü çaba harcanmaktadır.

1963'te yaklaşık 360 bin olan Rum nüfusu, Rum yönetiminin Yunan asıllı kişilere hiç zorluk çıkarılmadan vatandaşlık vermesi, ayrıca Avrupa Birliği üyesi olması nedeniyle de isteyen Yunan vatandaşlarının güneye yerleşmek hakkına sahip olması sonucu, yaklaşık 1 milyona ulaşmıştır.

Öte yandan, Rum yetkililerin nüfus konusunu ulusal dava gördüklerini açıklamasına karşı, yakın geçmişte Sibel hükümetinin ilk iş olarak Karpaz'da sinema platformu kurmak isteyen bir TC vatandaşına verilen vatandaşlığın iptal etmesi, şimdiki hükümetin de ilk olarak geçmiş hükümetin verdiği vatandaşlıkların araştırılıp iptal edileceğini açıklanması, ibret verici ve anlaşılması zor bir tutumdur.

Rum nüfusunun artmasına, hatta para ile vatandaşlık vermesine tepki göstermeyen içimizdeki malum kesimin, kuzeyde verilen vatandaşlıklara karşı çıkması düşündürücüdür.

Çünkü nüfusumuzun böyle % 25'de olması durumunda, olası çözümden sonra, azınlık olduğumuz ileri sürülerek bize tanınacak hakların iptal edilmesi kolay olacak ve Rumlar başka ülkeler tarafından da desteklenecektir.

Rum'lar ile aramızdaki nüfus açığının daha da büyümesi durumunda Kıbrıs Türk halkı olarak eşit ortaklığa dayalı bir çözüm talep etmemize dünyanın karşı çıkacağını sade vatandaşlar bile biliyor.

Fakat kişisel görüşüme göre bazı kişiler, sırf adanın kuzeyinin zamanla Türkleşmemesi için, yeni vatandaşlık verilmesine karşı çıkmakta, Türk ordusunun ayrılmasını ve her koşulda, hatta azınlık olarak bile Rum ile birleşmemizi istemektedir .

Aslında nüfusumuzu artırmamamız durumunda, ekonomimizi ayakta tutmamızın ve Rumlar ile tüm alanlarda rekabet etmek gücümüz olamayacağını sade vatandaşlar bile biliyor.

Bu nedenle Kıbrıs'ta Türk kimliğimizle varlığımızı sürdürebilmemiz için, nüfusumuzu, Rumlar ile rekabet edebilecek ve başa çıkabilecek düzeyde artırmalıyız..

Rum yönetiminin egemenliğini kuzeye yayması önündeki ikinci engel ise, anavatanımız ile iyi ilişkiler içinde ve koruması altında olmamızdır.

Türkiye'nin adadaki varlığı nedeniyle, egemenliğini kuzeye yaymasının mümkün olamayacağını dikkate alan Rum tarafı, içimizdeki işbirlikçilerin desteği ile, anavatan ile aramızı açmak ve ayrılmasını sağlamak çabasındadır.

Sonuç olarak Kıbrıs'ta varlığımızı sürdürebilmemiz için, laf cambazlığı yerine, nüfusumuzu artırmamız ve anavatan ile aramızı açmak amacı ile halen sürdürülen yoğun ve profesyonelce faaliyetleri önleyici, yasal düzenlemeler yapmalıyız.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.