Devlet, halkın hizmetçisidir!

Biz yaşamadık ama eskiler hep anlatır;

Şu beğenmediğimiz İngiliz döneminde devletin her resmi kâğıdının altında ki imzada son kelime hep 'emrinizdeyiz' yazılıymış.

İngiliz'i beğensek de beğenmesek de vatandaşına verdiği değer açısından ibret alınacak bir görüş tarzı.

Oysa biz kim kimin memuru tartışmasını yaşıyoruz...

Sanki de başka bir sorunumuz kalmamış gibi..

Konu konuyu açıyor ve ta Cemil Çiçek'e kadar uzanıyor doğal olarak.

Bizim sendikacıların hepsi kurt gibi tabii, basını da görünce aradaki boşluğu doldurmakta hiç gecikmiyorlar ve alın size işte yeni bir tartışma ortamı!

***

TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı'ya göre hükümette artık panik atak durumlar yaşanıyor.

Doğrudur sadece halkın ve çalışanın değil siyasilerin de ruh hali berbat!

Hele iktidar vekil ve bakanları resmen kaktüsün üzerinde oturuyorlar.

Dikenler battıkça da can havliyle yanlış üzerine yanlış icraatlara imza atıyorlar.

Örneğin kumarhaneler için alınmak istenen acil bir yasa...

KKTC vatandaşlarının kumarhanelerde yakalandığı an kesilen 5 bin Euro'luk cezalar niçin 350 Euro'ya düşürülmek isteniyor?

Yoksa hükümet bazı kumarhanelerin baskısı altında mı?

Öyleyse bu baskının diyeti nedir?

***

İçimizi en fazla yakanı ise Ankara ile ilişkiler...

Şimdiye kadar hiç bu kadar ayaklar altına alınmamıştı çünkü!

Görüntü hükümetin tamamen devre dışı kalmış gibi görünmesi...

Kontrolü Ankara'ya bırakmış bir hükümetin bundan böyle başarılı olması şansı devede kulak gibi bir şey...

Diğer yandan sendikaların Ankara karşıtı söylemleri de yakışık almıyor.

Evet, haklılar, paket Ankara paketi ama bir Kıbrıslı paketi hazırlayamayan da bizim hükümetler değil mi?

***

Toplumda her kesimin büyük bir sarsıntı yaşadığı bir dönemin içinde kısır tartışmalarla boğulup gidiyoruz.

Hükümeti de, muhalefeti de, sendikaları da ruhsal bir bunalımın içinde!

Buna basını da katmak gerek...

Basın mensuplarını da!

Yani toplum olarak tam bir klinik vaka olduk çıktık...

Psikolojik tedaviye ihtiyacımız var...

Hem de acilen!

Bilal Ekşi: Kıbrıs'ta vatan aşkı ile çalıştım!

"Sn. Özadam, 6 Ocak tarihli yazınızdaki şahsımla alakalı hiç bir şekilde doğru olmayan ifadeleri üzüntü ile okudum. Görev yaptığım sürece KTHY'nin öngörülen ve doğru olduğuna inandığım politika doğrultusunda arkadaşlarımla kurtarılması için çalıştık. Fakat bilinen olaylar sonucunda maalesef bu çaba sonuçsuz bırakılmıştır.

Nakit akışı uzun zamandır bozuk olan şirketin kaynakları şirketin günlük operasyonunun devamı ve ay sonunda maaşların yatırılabilmesi için Finans Başkanımız ve Koordinatör arkadaşımızın da yardımı ile titizlikle yönetilmeye çalışılmıştır. Bunun dışındaki değerlendirmelerin gerçeklerden uzak olduğu bilgisi ile Kıbrıs Türkünü bir vatan aşkı ile seven şahsıma izafe edilen çirkin yakıştırmayı üzüntü ile karşıladığımı bildiririm, Saygılarımla..."

(Bilal EKŞI, KTHY Eski Genel Müdürü)

Okur Görüşü
"Sendikalara teşekkür"

"Sevgili ÖZADAM
Önce Kamu-Sen Başkanı Mehmet Özkardaş'ın isteklerini televizyonda izledim. Daha sonra gazetelerde de okudum. Sendikaların isteklerinde hiçbir anormallik görülmüyor. Bu istekler gerçekleştirildiği takdirde biz de çalışanlar olarak her fedakârlığı yapmaya ve elimizi taşın altına koymaya hazırız.

Ancak bu şartlar altında kuşkusuz bize dayatılanları kabul etmemiz mümkün değildir. Eminim tüm çalışanlar da benim fikirlerimi paylaşıyorlardır. Sendikalara politikacılarımızın Türkiye karşısında gösteremediği dirayetli duruşu gösterebildikleri için sizin aracılığınızla çok teşekkür ediyorum..."
(Çağla SEBAT)

Deniz Plaza	8	Güney Kıbrıs'taki fiyatlarla rekabet eden ender kuruluşlarımızdan birisi olduğu için
Kuzey Kıbrıs Turkcell	8	Atatürk İlkokulu'na yaptığı önemli katkı ve bağışlarından dolayı
LTB Zabıta Müdürlüğü	3	Başkent'teki dilencilik sektörü ile yeteri kadar mücadele edemediği için
Garanti Bankası	2	Müşterilerin istememesine rağmen zorla kredi kartı gönderdiği için (Vatandaştan gelen istek üzerine)
AKSA AŞ	1	Kalecik elektrik santralinde halkın sağlığını tehdit eden duman zehrini engelleyecek önlem almadığı için

Emeklilik

Bir adam son günlerini yaşıyormuş. Uzuvları meleklerin huzuruna çıkmışlar. Göz saygıyla ayağa kalkmış, kibarca söze başlamış :
-Efendim... Sizden bir ricam var. Emekliye ayrılmak istiyorum. Yetmiş yıldır görmekten yoruldum... Göz sözlerini bitirdikten sonra sırayla, kulaklar ve ayaklar söz alıp emekliliklerini istemiş. Derken arkadan çok kısık bir ses duyulmuş :
- Asıl emeklilik benim hakkım!..
Melekler öfkeyle bağırmış :
- Ayağa kalkıp konuşsana saygısız...
-Ayağa kalkacak güçte olsam, emekliliğimi ister miydim hiç?