Devletin gücü çocuklara mı yetiyor?

Yayın Tarihi: 03/03/11 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Elimde 27 Ocak 2011 tarihli bir genelge var, İlköğretim Dairesi Müdürü Bumin Paşa imzalı.

Tüm ilkokul, anaokulve özel eğitim okulu müdürlükleri ile sorumlu öğretmenlerine hitaben yazılmış. Diyor ki bu genelgede;

"MEB 0.00-98-10-1022 sayı ve 8-10-2010 tarihli genelgesi ile talep edilen KKTC vatandaşı olmayan öğrencilerin anne ve babalarının muhaceret bilgileri ile ilgili tespitler okulunuzca yapılmış ve dairemize gönderilmiştir.

Muhaceret Dairesi ile varılan mutakabat gereği olarak, tespitleri yapılan bu velilere muhaceret izni almaları gerektiği, aksi taktirde gelecek yıl okullara çocuklarının kaydının yapılmayacağının bildirilmesi gerekmektedir. Bunun için ekte sunulan tebligatlar çoğaltılarak en geç Mayıs 2011 sonuna kadar tesbiti yapılan velilere ikişer nüsha olarak imzalattırılmalıdır. İmzalı tebligatların bir kopyasının veliye verilmesi, orjinalinin ise okulunuzda bir dosyada muhafaza edilmesi gerekmektedir..."

Ve bir başka belgedede Muhaceret Dairesi'nin genelgesi...

Velilerin izinsiz olmaları halinde önümüzdeki yıl çocukların okullara kaydedilmeyeceğine vurgu yapıyor...

...

Bu ülkede kayıt dışılığın önlenmesi çalışmasına karşı duruş gösterecek birisi var mı?

Bana göre yok, bazı uyanık işadamları dışında...

Onları bir yana koyarsak insanların kayıt altına alınması, ya da kayıt dışıların ülkeden gönderilmesi için hepimiz hem fikiriz.

Ama bunu yaparken, böyle kağıtları çocıkların eline vermek ve velilere iletilmesini sağlamak vicdansızlık, sorumsuzluk ve ahmaklıktan başka bir şey değildir.

...

Bu belgeler bize bir okul müdürü tarafından iletilmiştir.

"Bu uygulama ırkçılıktan başka bir şey değildir" diye söze başlayan kızgın okul yöneticisi ile yaptığımız telefon görüşmesi bizi hem derinden üzmüş, hem de bir öğretmenin duyarlılığı açısından sevindirmiştir.

Ülkedeki kayıt dışılığın baş mimarı olan devlet ve hükümet çocukları böylesine rencide edici bir şekilde, onların psikolojik durumlarını göz ardı ederek kayıt altına almayı düşünüyorsa, beceriksizdir, basiretsizdir ve insani bir suç işlemektedir.

Konuştuğumuz öğretmen görevlerinin; kim olursa olsun, hangi ırktan ve devletten gelirse gelsin o çocukları eğitmek olduğunu, onları topluma kazandırmak gibi asli bir görev olduğunu ve böyle bir uygulamanın çocuklarda derin yaralar açacak olduğunu belirterek, bir kez daha Kıbrıs Türk öğretmeninin ne kadar meslek değerlerine bağlı olduğunu ispat etmiştir.

Ama hükümet edenler ve ilgili bakanlık kolaycılığa kaçmış, büyüklere söz geçiremeyince, kaçak insanları engellemeyince, yönünü çocuklara çevirmiş ve gücünün sadece onlara yettiğini ibretle hepimize göstermiştir.

Binlerce kez yazıklar olsun!

Hediye

İki zengin barda oturmuş yılbaşında eşlerine ne alacaklarını konuşuyorlarmış.
Biri, "Geçen sene araba aldım, ondan önceki sene yat aldım. Alacak şey kalmadı" demiş.
İkincisi, "Ben de geçen sene tek taş yüzük, ondan önceki sene yazlık almıştım. Ben de bu yıla bir şey düşünemiyorum artık" demiş.
O sırada masayı temizlemeye bir komi yaklaşmış. Biraz da gırgır olsun diye ona sormaya karar vermişler.
"Delikanlı" demişler. "Yılbaşı geliyor da, karılarımıza alacak hediye bulamıyoruz. Sen olsaydın ne alırdın?"
"Don alırdım" demiş, komi.
Adamlar şaşırmış.
"Don mu? O da neden?"
Komi gülmüş.
"Giyer o sevinir, çıkarır ben sevinirim.."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları