Andreas size kapak olsun!

Yayın Tarihi: 24/06/11 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Haber gayet net ve açık;

"AB Dönem Başkanlığı Koordinatörü Andreas Moleskis'in kızı ve kızının erkek arkadaşının yanı sıra, 3 tanıdığını daha işe aldırdığı ortaya çıktı.

Bunun üzerine Moleskis dün, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas'a istifasını sundu…"

Bu olay Güney'de fırtınalar kopardı…

Sadece basın değil, iktidarıyla muhalefetiyle bütün siyasiler anında tepkilerini koydular ve makamını kullanarak istihdam yapan birinin siyasi hayatı son buldu.

Şimdi söyleyin bana, böyle bir olay sonrası o ülkenin vatandaşı olduğunuz için kendinizle gurur duymaz mısınız?

Bu haberi Rum basınından okurken hem içimden hain hain güldüm, hem de bizimkiler geldi aklıma.

Ve nereden başlasam diye düşündüm…

Cumhurbaşkanının eş ve dostuna çektiği kıyaklar mı?

Başbakanın, hısım akrabasına sağladığı istihdamlar mı?

Bazı bakanların çocukları dahil birinci derecede yakınlarını koydukları devlet işlerini mi?

Vekillerin birkaç istihdam için, bakanlarını sıkıştırdıklarını mı?

Örgüt başkanlarının önce akrabaları, sonra parti militanlarını işe koymak için çıkardıkları isyanlarını mı?

Yoksa bakan olamayan vekillerin eşlerini olsun bari özel kalem yapmak için savurdukları tehditleri mi yazsam diye…

Ya da, gariban işçi emeklisi babanın devlette geçici olarak çalışan oğlunu işten attırıp, kendi oğlunu aynı işe aldıran emekli müsteşarın günahlarını mı?

Hizmet alımı adı altında, zaten devletten yüksek emek maaşı çekenleri mi?

50 yaşından sonra emekliliği olduğu halde okullara alınan hademe ve bekçileri mi?

Bir örgüt başkanının, kendi partisinden olmadığı için işten attırıp üç oğlunu birden hademe yaptığını mı?

Sırf akrabası bakan diye, mimarlık okuyanların öğretmen yapıldığını mı?

İnanın arşivimi açsam, sayfalar yetmez bu liste, uzadıkça uzar gider…

Biz de ne etik kural tanıyan iktidar var ne de bunun üstüne giden bir muhalefet.

İktidar çeşmenin başındayken, testiyi doldurma telaşına düşmüş, belgeli haberleri görünce görüp yüzü kızarıp utanmıyor.

Muhalefet ona keza, geçmişten sabıkalı, ya da ben de iktidar olursam, bari yüzüm olsun diyerek.

Ve maalesef ki böyle gelmiş böyle gidiyor bizde.

Böyle gitmeye de devam edecek gibi!

Umarız kapak olur bizimkilere, Andreas'ın onurlu davranışı.

Bizim yüzsüzler takımına!

İki polis birbirine girdi!

Mağusa Devlet Hastanesi'nin acil servisinde önceki akşam tam bir rezalet yaşandı.

Hastanenin acil servisinde önceki akşam gece saat 23.00 sıralarında aynı zamanda bakan şoförü de olan Ziya Bener'in annesini, kız kardeşi acil servise getirdi.

Aradan yarım saat geçtikten sonra söz konusu şoför polis arkadaşı Cem Tümkan ile acil servise geldi ve içeri girmek istedi. Görevliler buna karşı çıkıp annelerinin yanında zaten kız kardeşinin olduğunu belirtti.

Ancak ısrarlara içeri girmek isteyince tartışma çıktı ve hastanede görevli polis memuru Ahmet Özanalp gelip tarafları uyarmak istedi.

Bunun üzerine bu kez polis olan Cem Tümkan hastanede görevli polis ile tartışmaya başladı ve karşılıklı küfürler birbirini izledi.

Olaylar büyüyünce de hastaneye Adli Şube'den takviye polis istendi ve polislerin gelmesi ile olaylar yatıştırıldı.

Ancak bu kez polisler birbirinden şikayetçi olunca olay karakolda sonuçlandı.

Bakan şoförü ve polis arkadaşının bazı makamlara küfür ettiği gerekçesiyle tutuklandığı belirtiliyor.


Barmen reçetesi

Psikoloğa giden adam;

-Geceleri uyuyamıyorum efendim demiş, sürekli yatağın altında biri var gibi geliyor.

Yatağın altına girip orada uyumayı deniyorum.

Bu defa da yatağın üstünde biri var gibi geliyor...

Adamı dikkatle dinleyen psikolog 'Hallederiz bu saplantıyı' demiş.

'Bana haftada iki kere geleceksiniz. 6 aylık bir tedavi sonunda sizi iyileştireceğimi umuyorum.'

'Her viziteye ne kadar ödeyeceğim?'

'Her vizite 100 TL, buna göre 6 ayda 4 bin 800 TL ödeyeceksiniz'

Adam gitmiş, o gidiş...

Psikolog, birkaç ay sonra adama sokakta rastlamış:

'Ne oldu, hastalığınız?'

-5 TL'ye hallettim...'

-Nasıl oldu?

-Sizden çıktıktan sonra, ilerdeki bara uğradım.

Biramı içerken barmene hastalığımı anlattım. 'Karyolanın bacaklarını kes' dedi...

Kestim; mesele halloldu...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları