Ahmet Kaşif'e yakıştıramadık!

Yayın Tarihi: 01/08/11 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Geçtiğimiz hafta gazeteler de halkı paniğe sokan bir haber yayınlandı;

Bu habere göre Salamis Bay Conti Otel'de 50 küsur kişi yediklerinden zehirlenip hastaneye kaldırılmıştı.

Ardından Sağlık Bakanlığı açıklaması geldi;

Zehirlenmenin sudan meydana geldiği ve ilgili firma Aqua Life Ltd'in anında mühürlenip kapatıldığı belirtiliyordu.

Yani burada Sağlık Bakanlığı üzerine düşen görevi hemen yerine getirmiş ve suçluyu bulup kapıya kilit vurmuştu.

Birçoğumuz bu haberler sonrası 'helal olsun be' dedik!

Çünkü hantallığı ile bilinen devlet sistemi bu kez çabuk davranmış, suçluyu hiç gecikmeden ortaya çıkarmış ve cezasını vermişti!

Hatta bazı diğer su şirketleri bu haberden rant elde etmek için gazetelere ilanlar vererek kendi sularının ne kadar temiz olduklarını sertifikalarla açıkladılar.

Yani, bazı sular kirli ama bizimkileri tercih edebilirsiniz demeye getirdiler.

Sonra da hepimizi şok eden başka bir Sağlık Bakanlığı açıklaması yer aldı gazetelerde;

"Aqua Life şirketinin suyu temiz çıktı…"

Hepsi bu kadar;

Bir hafta önce yerin dibine batırılan ve kapatılan bir su şirketi, şimdi yine aynı bakanlığın açıklamasında temiz ilan edildi ve bu küçük açıklama yine bazı gazetelerde tek sütuna küçük bir yerde yayınlandı.

Sevgili okurlarımız;

Sizce buraya kadar yazdığımız şeyler normal haberler olarak gelebilir.

Belki de ayrıntılar kimsenin dikkatini çekmemiş, kimse bunun perde gerisini araştırmamış ve unutulup giden haberler arısındaki yerini almıştır bile.

Ama kazın ayağı öyle değil işte!

Bu olay aslında bir skandaldır, rezalettir, insafsızlığın daniskasıdır.

Devletin insan sağlığına önem vermemesinin bir göstergesi, suçsuz insan ve kurumlara nasıl kolayca çamur atıldığının en bariz göstergesidir.

Daha da ötesinde, devletin birinin suçunu ört bas etmek için, bu suçun bir başkasına yüklenmek istenmesinin çirkin yüzüdür.

Evet doğrudur, 19 Temmuz tarihinde Salamis Bay Conti Otel'de kalan 900 müşteriden 60 tanesi zehirlenerek hastanelere kaldırılmış ve tedavi altına alınmıştır.

Ancak bunlar açıklandığı gibi sudan değil, yedikleri başka bir şeyden ki onunda büyük ihtimalle yedikleri hamburgerden olduğu tahmin edilmektedir, zehirlenmişlerdir.

Ancak işin garibi, burasının altını çizerek yazıyorum, hiçbir tahlil yapılmadan Aqua Life şirketi tepeden gelen bir emirle suçlu ilan edilmiş ve yine hiçbir tahlil yapılmadan kapısına kilit vurulmuştur.

Bu insafsızlık, vicdansızlık ve devlet ciddiyetsizliği değildir de nedir Allah aşkına?

Aqua Life adlı şirketin sahiplerini ne tanırız ne de bu sudan içmişliğimiz vardır.

Ancak atılan bu iftira ilgili şirket sahiplerini bırakın işin maddi zararını, onur ve şerefini zedelemiş, bizim yıllardır üstünde durduğumuz, ülke insanları ve şirketleri arasındaki eşitsizliği, adaletsizliği, adam kayırmacılığı ve partizanlığı bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Bu olay bile devlet birimlerinin ne kadar güvenilir olmadığının en bariz göstergesidir.

Peki bu şirketin temiz çıkmasından sonra neler olmuştur;

Doğal olarak maddi ve manevi zarar gören Aqua Life şirketi olayı hukuka taşımak ve hakkını savunmak için hiç gecikmeden avukatlarına talimat vermiştir.

Bunun duyan Sağlık Bakanlığı paniğe girerken, Sağlık Bakanı Ahmet Kaşif ilgili şirketin yetkilisi Fatma Solmaz'la yaptığı telefon konuşmasında bu olayın yargıya taşınmaması halinde kendilerinden özür dileyen bir açıklamanın yapılacağını söylemiş, ancak canı yanan şirket sahipleri yargıda kesin kararlı olduklarını açıkladıktan sonra şirketten özür dilenmemiş, çok küçük bir açıklama yapılarak, olay ört bas edilmek istenmiştir.

Bu olayla birlikte yaptığımız araştırmalarda çok sayıda ihbar telefonları aldık.

Bunların en ibret verici olanları ise hem bakanlık çevrelerinden hem de laboratuar yetkililerindendi.

Özellikle bazı laboratuar yetkilileri, çeşitli tahlillerle ilgili çok sayıda hataların yapıldığını, bazı kişi ve kurumların korunurken bazıların ise hiçbir günahı yokken suçlandığını, şu anda piyasada sağlığa zararlı çok sayıda gıda ürününün bulunduğunu ve bunlara tepeden gelen talimatlarla müdahale edilmediğini söyleyerek, bizi dehşete düşürdüler.

Şimdiye kadar dürüstlüğü ve mertliğinden hiç kuşku duymadığımız Sağlık Bakanı Ahmet Kaşif, bu olayla bizi hayal kırıklığına uğratmıştır.

Ayrıca, konuyu araştırdığımızı öğrenen Salamis Bay Conti Otel'in direktörü Mehmet Kral beyefendiyi, bizi telefonda arayarak, olayın peşini bırakmamız gerektiğini söyleyerek, kamuoyunun bilgi alma hakkını engellemeye çalıştığı ve halen birilerini koruma maksadıyla, Aqua Life şirketini hala suçladığı için kınıyoruz.

Kavga

Emekli olduğumun ertesi, Sosyal Sigortalar'a gidip müracaatımı yapayım dedim. Masadaki memure, yaşımı teyit etmek için ehliyetimi istedi. Ceplerimi karıştırdım, cüzdanımı evde bırakmışım!. Kadına dedim ki "Bir koşu eve gidip getirebilirim!".
"-Yok canım", dedi kadın, "Gömleğinizi açın lütfen!"... Düğmeleri açtığımda, kıvırcık, kırlaşmış göğüs kıllarıma bakıp, "bu kır renk, benim için kanıt olarak yeterli!" dedi ve müracaatımı aldı.
Eve döndüğümde, sigortalarda başıma geleni karımla paylaştım. "Pantolonunu da indireydin keşke!" dedi "maluliyet de bağlarlardı belki!"
İşte kavga böyle başladı...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları