Fatma Solmaz`ın mektubu...

Yayın Tarihi: 02/08/11 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Şu zehirlenme olayıyla ilgili işin peşini bırakacağımızı sananlar yanılıyor.

Hele de birilerini kurtarma pahasına başkalarına çamur atma meselesini içimize sindirebilmemiz mümkün değil.

Bakın size bu konuda yeni gelişmeleri de aktaralım;

Aqua Life şirketi konuyu mahkemelere taşıyor ya davayı üstlenen bir bayan avukat anında devlette istihdam edildi ve bu hanfendi, ilgili şirketin telefonlarına çıkmaz oldu.

Konuyu köşesine taşıyan Türkiyeli bir gazeteci olanları köşesinde yazınca, apar topar KKTC'ye çağrıldı ve yaptığı küçük bir tatilden sonra fikirleri ansızın değişiverdi.

Hatta giderken ilgili şirkete telefon edip, bu işi ileriye götürmemesini istedi.

Yine bu olaydan sonra devletin laboratuarından ihbar mesajları yağmur gibi yağıyor.

Bir çok tahlilde bir çok ürünün sağlığa aykırı olmasına rağmen müdahale edilmediği iddia ediliyor.

Beğenirler ya da beğenmezler, ilgili şirketten özür dilenmedikçe bu işi kaşımaya devam edeceğiz.

Bakan Ahmet Kaşif, Müsteşar Akçaba, Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi Müdürü Hatice Faydalı, ya da her kimse çıkıp gerçekleri ortaya koyuncaya kadar, ilgili firmanın itibarı geri verilinceye kadar iz üzerindeyiz, bu böyle biline.

Ve işte aşağıda Aqua Lıfe şirketinin ibret veren mektubunu aynen yayınlıyoruz;

"Sayın Levent Özadam, bildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne damgasını vuran Salamis Bay Conti Resort Hotel'deki 60'a yakın müşterinin zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırılmasından sonra zehirlenme sebebi olarak Aqua Life suyunun suçlanması sonrası fabrikamız hiçbir numune alınıp tahlil edilmeden mühürlenmiştir.

Oteldeki zehirlenme vakası 19/07/2011 olmuştur.

Firmamız ise 20/07/2011 de otele su vermiştir aynı gün Girne'deki Malpas otel başta olmak üzere 3 ayrı otel ve Lefkoşa, Girne ve Gazimağusa'daki bayilerimize 1000 adete yakın su dağıtılmıştır.

Ada genelinde Salamis oteli haricinde hiçbir şikayet alınmamıştır.

900 kişilik müşteri doluluğu olan Salamis otelde neden 60 kişilik bir gurubun zehirlendiğini ve bu zehirlenmenin sudan olduğunu anlamış değiliz.

Sadece 60 kişimi bizim suyumuzdan içmiştir diğer 840 kişi hiç mi yemek yemedi su içmedi.

Otel çalışanlarından neden kimse zehirlenmedi?

Biz otelin sadece çalışanlarına su vermekteyiz otel müşterilerine bizim sudan verilmemektedir müşteri grubuna pet şişe ve bardak su verilmektedir bizim fabrikamızda pet şişe ve bardak su üretilmemektedir.

Sağlık bakanlığından hiçbir görevli gelip fabrikamızdan numune almadan sadece otel yönetiminin sudan olduğunu söylemesi üzerine fabrikamızı mühürlemeleri düşündürücüdür.

Zehirlenme olayı 19 Temmuz'da olmuştur ve fabrikamızdan numuneler 26 Temmuz'da alınmıştır.

Numunelerin neden bir hafta sonra alındığını merak ediyoruz ve bunu sorduğumuzda da hiçbir yetkiliden cevap alamıyoruz.

Neden fabrikamız bir hafta bakanlıktan hiçbir belge ve rapor gösterilmeden kapatılmıştır, bunu öğrenmek istiyoruz ama bakanlık dahil hiç kimse bizimle bu konu hakkında konuşmak istemiyor ve emir böyle diyip geçiştiriliyor.

Alınan numuneler hiçbir fabrikaya uygulanmayan bir şekilde 7 yerden ayrı numune alındı. Normal uygulama sadece suyun çıkışı olan yerden alınmasıdır neden bize böyle bir uygulama yapıldı.

Otel 70'e yakın firmadan gıda malzemesi alıyor ve bu gıdalardan çıkan sonuçlar açıklanmıyor biliyoruz ki bu gıdaların % 80'inde bakteri çıkmıştır.

Salamis otel bu gıda maddelerinin yarısından fazlasını devlet kuruluşlarından temin etmektedir bu yüzden tahlil sonuçları açıklanmamaktadır çünkü açıklandığı takdirde otel ve KKTC turizmi zarar görecektir.

Bilindiği gibi 2011 yılı KKTC de turizm yılı olarak ilan edilmiştir turizmi kurtarmak adına bizi kurban seçmişlerdir.

Levent bey sayın bakanımız Ahmet Kaşif ile görüştüğümüz zaman önünde gıda maddelerinden alınan numunelerin sonuçları vardı bizim tahlil sonucumuzu görmek isteğimizi söylediğimizde çıkartıp al kardeşim senin suyunda bu sonuçlar çıktı diyemedi.

Peki gıda maddelerinin sonuçlarını açıklayacak mısınız dediğimizde bize sus ve bu işin üstüne fazla gitme biz özür metni yayınlayıp seni temize çıkaracağız dedi.

Bu özür metni bizim ismimizi ne kadar temize çıkarır?

Bayilerimizin kaybettiği müşterilerinin ne kadarını geri getirir?

Şirketimizin lekelenen ismi bir özür metniyle nasıl temizlerler?

Tabi devlet kendi ürünlerini mi karalayacak?

Bir kurban seçilip onun üstüne atacaklar ne yazık ki o kurban biz olduk.

Levent bey Devlet Laboratuarı'ndan 7 ayrı yerden alınan su numunelerimizin temiz olduğunu öğrendik.

Size soruyorum 1 haftadır mühürlü olan fabrikamızdan hiçbir bakım yapılmadan alınan numuneler tertemiz çıktı.

Peki nasıl oluyor da sürekli çalışan bir yerde su zehirli çıktı diye çamur atabiliyorlar?

Levent bey 2 gün önce gece saat 23:00 24:00 arasında telefon aldım kızım 'şu an Salamis Hotel de toplantıdayız senin adını ve zararını nasıl kurtarırız diye görüşüyoruz."dedi.

Açık açık bana para teklif edip susmamı isteyeceklerini ima etti.

Bu mağduriyetimiz biraz para verilip temizlenmez"

Hangi kurum ve kuruluşa gitsek bize yardım etmediler.

Bizi dinlemeden ve fabrikamızı görmeden yazılar yazdılar hep karaladılar.

Bizim derdimiz ne para ne pul, sadece ayaklar altına alan meslek onurumuz ve haysiyetimizdir.

Derdimizi kamuoyuna duyurduğunuz için teşekkür ederiz…"

(Fatma SOLMAZ-Aqua Life Ltd. Direktörü- Tel: 0 533 883 77 70)

Kavga böyle başladı

Cumartesi sabahı, sakin- sakin giyindim, kahvaltımı ettim, köpeği kapıp sessizce garaja geçtim..
Kayığı arabanın üzerine atıp, şelaleye doğru yola çıktıydım ki, baktım fırtına çıktı-çıkacak... garaja geri döndüm, radyoyu açtım, hava durumu, havanın gün boyu böyle gideceğini söylüyor...
Eve geri döndüm, yavaşça soyunup, yatağa süzüldüm..
Uyumakta olan karımın vücuduna arkadan sarılıp, arzu dolu, kulağına fısıldadım, "Dışarıda hava berbat"...
10 yıllık sevgili karım mırıldandı 'Salak kocam bu havada balığa gitti, inanabiliyor musun?'
Ve kavga böyle başladı...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları