Adalet de tartışma konusu olursa...

Yayın Tarihi: 08/09/11 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Çoktandır yazmak isteyip de yazamadığım bir konu var.

Gündem yoğun olunca artık yazacaklarımızı sıraya koymak zorunda kalıyor, güncel olanları ön plana çıkarıyoruz.

Geçtiğimiz hafta boyunca basında bolca işlenmişti.

Hatta basın organları bu haberi manşetlerine taşımışlardı.

Konu 5 yıl önce oğlunu kaybeden bin annenin hukuk mücadelesiydi.

Gönül Gürkan adıl anne, bundan 5 yıl önce biricik oğlunu kaybetmiş, bunda hastane hatası olduğu gerekçesiyle yargıya baş vurmuştu.

Aradan 5 yıl da geçse yargı acılı anneyi haklı bulmuş ve bakanlığı suçlu bularak ölen gencin ailesine 84 bin TL tazminat ödenmesi kararını vermişti.

84 bin TL elbette ölen bir evladı geri getirmez.

Ama en azından ailenin acısı kazandıkları tazminat dolayısıyla bir nebze olsun hafiflemiştir.

Peki 5 yıl süren uzun bir zamandan sonra bakanlık ve ilgili doktor Dilek Yazman suçlu bulundu da ne olmuştur?

O günlerde ben de bu konuyu araştırdım ve ilginç sonuçlara ulaştım.

Ve ilgili doktorun branşında tek olduğu için hem devlet hem de meslektaşları tarafından hararetle korunduğunu gördüm.

Hatta bazı doktorlar kendileriyle yaptığım görüşmede bu konunun üzerine fazla gidilmemesini, çünkü konusunda ondan başka bir doktorun olmadığını, bu nedenle kendisinin gücendirilmemesini salık verdiler.

Sevgili okurlar şimdi lütfen bir empati yapalım; Allah göstermesin, üzerinizden uzak evladınızın doktor hatası nedeniyle kaybettiğinizi düşünün bir.

Ve beş yıl sonunda da haklı olduğunuz ortaya çıksın.

Yetkililer suçlu bulunsun ve elinize birkaç bin lira sıkıştırılıp, 'sen haklısın' denilsin.

Hepsi bu işte!

Devletin doktoru bir hata yapıp insan canına mal olacak, bunun karşılığı maddi zararını devlet, yani yine bizler ödeyeceğiz ama insan hayatına mal olanlar, meslektaşları ve devlet tarafından bağrına basılıp korunacak.

Doktor hanımın şu anda vicdanen ne yaşadıklarını elbette bilemem ama oğlunu pisi pisine kaybeden Gönül hanımın yüreğinin acısını az çok hissedebilirim.

İşte isyanım da bunadır…

Ateş düştüğü yeri yakar ve biz ancak lafazanlık yaparız.

Ama herkes en azından buna benzer bir olay yaşar ve devlete olan güven gün gelir sıfırın altına iner.

Sözümüz bugün de yargıyadır…

Onların da hangi zor şartlar altında çalıştıklarını bilir, dertlerini dinleriz.

Ama hemen her şeyin kokuştuğu ve sistemin çürüdüğü bir ortamda ne şartta olurlarsa olsunlar yargıdan hak ve adalet istemiz de doğal karşılanmalıdır.

İnsan hayatına mal olanların ceremesini devlet para ödeyerek kapatır ve bu konular derinliğine gidilmezse, yargı da buna karşın görmemezlikten gelip, üzerine düşeni yapmazsa, birileri tepenize çıkar ve size de sadece bakmak düşer.

Adalete güvenmeyeceğiz de artık kime güveneceğiz?

Bilen biri varsa beri gelsin!


"Oktay Kayalp da 20 kişiyi istihdam yaptı"

Adının yayınlanmasın istemeyen bir okur istihdamlar konusunda basının sürekli UBP'yi eleştirdiğini, ancak CTP'li belediye başkanlarının da münhal açmadan belediyelere istihdam yaptığını ve partili yakınlarına kıyak çektiğini söyledi.

Okurumuzun gönderdiği mektup kısaca şöyle:

"Sor bakalım Levent bey, Özkan bey'e, UBP partizanlığından söz ederken Mağusa Belediyesi'nin münhalsiz yaptığı 20 istihdama ne diyecek?

Sor Mehmet Çakıcı'ya, Serdar Denktaş'a, UBP'ye karşı kükrerlerken Mağusa'daki bu partizanlığa ne derler, yoksa birer kişi de onlara kontenjan ve sus payı verdiği için TDP li Meclis adayları vasıtası ile mi sustular?

Oktay bey herkese açık söyler, "herkesin bir fiyatı var, verin ve işini yapan" der .

Bu yüzden mi sustular?

Aldılar bir kişi ve sustular?

Evet, bu partizanlığa ne derler?

Eğer bunlar," ben iş başına geleyim da benim adamlarıma ben imkan sağlayım temelinde siyaset yapıyorlarsa" UBP'yi asla deviremezler.

Ayıp ediyorlar.

O kadar pervasızlaştılar ki partisi bayram sonrası UBP devlete istihdam yapacak diye yayın yapıp onu kınarken, kendisi bunu çekinmeden yapıyor.

Çünkü eleştirilemez oldular korunmaktadırlar.

Bu CTP'yi de zora sokacak …

Kendisi Magusa'nın yeni kindar diktatörü oldu…"

Dün Oktay Kayalp'ı arayarak 20 kadar istihdamın akıbetini sorduk o da bunu doğrulayarak emekli olanların yerine temizlik şubesine geçici statüde istihdam yaptıklarını ifade etti.

Emekli olan 10 kişinin yerine 20 kişi aldıklarını ama 20 kişiye ödeyecekleri maaşın 10 kişiye ödenenden daha az olacağını söyledi.


"Alerjin mi var?"

Bayramda alerji olup Lefkoşa Devlet Hastanesi'nin acil servisine giden bir okur aktarıyor.

Bayramın birinci günü yediğim bir şeyden dolayı yüzüm ile birlikte tüm vücudum kıpkırmızı oldu ve biraz şişti.

Doğru hastaneye gittim.

Beni sedyeye oturtup soyunmamı istediler.

10 dakika sonra nöbetçi doktor gözüktü kapıda, yanıma bile hiç gelmeden üç metre mesafeden 'alerjin im var' diye seslendi.

Ben de 'evet' dedim.

Sonra çıkıp gitti ve bir on dakika sonra elinde iğne olan hemşire geldi.

İğneyi yaptı ve yarım saat içinde geçmezse yine gelmemi istedi.

Değil yarım gün boyunca alerjim geçmedi ve özel hastaneye gitmek zorunda kaldım…"

Aslında şikayetin devamı da var ama biraz ağır kaçacak gibi geldi.

Bu şikayete yorum yapmak da istemiyorum, herkesin yorumu kendine artık…

balıkları nereden satın alıyorsunuz diye?

Bulamamış

İktidarsızlıktan yakınan Temel doktora gider. Doktor bey 'yapamıyorum' der.
Doktor muayeneden sonra reçeteye bir takım ilaçlar yazıp bunları bir hafta kullanıp tekrar muayyene için kontrole gelmesini söyler.
Temel bir hafta sonra tekrar doktora gider ve değişen hiçbir şey olmadığını söyler. Bunun üzerine doktor temele bu konuda uzman bir bayan doktoru tavsiye eder.
Temel ertesi gün bayan doktorun yanındadır. Derdini anlatır.
Bayan doktor ona çok kuvvetli sayılan bir ilaç verir deneyip bir hafta sonra sonuçları almak için gelmenizi istiyorum der.
Aradan bir hafta geçer. Temel hiçbir sonuç alamamıştır . Doktor bu işe çok şaşırmıştır Nasıl olur beyefendi bu ilaç ölüyü bile diriltir der. Ve merak ettiği için Üzerindekileri çıkarır ve muayyene koltuğuna çırılçıplak uzanır. Gel bakalım der. Doktoru çırılçıplak karşısında gören Temel hemen yumulur neredeyse rekor kırar. Doktor ayağa fırlar çığlığı basar
-Hani yapamıyordun ?
Temel cevap verir,
- Bulamıyordum ki..

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları